Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ağustos 2014

Hizmet aşkı, emekçi dostu, ülke sevgisi ve gerçekler

Bugün iyi kötü tecrübe kazanmış ortalama bir Türkiye vatandaşı, statükocu, darbeci, tekçi bağnaz ideolojik bir yapının ve kadrolu beslemelerinin yıllardır ülkeyi ne denli gerilettiğini, bireysel hak ve özgürlüklere ne denli yasaklar getirdiğini, farklı kesimleri ne denli dışladıklarını çok ama çok iyi bilir. Bu ceberut devletçi sistemin ürünü zihniyetin en nefret ettiği şey; insan ve değerleridir. En sevdiği şey ise; sözde ülke sevgisi üzerinden elde ettiği kazançlardır. Ülkenin en güzide mekanlarını mesken tutanlar, Kıprıs'a varana kadar en güzel yerlerden arsa sahibi olanlar, bilhassa yol ihalelerinden yüzde 60'a varan kar elde edenler, 28 Şubat'ta bazı bankalarda yüksek maaşlı yönetim kurulu üyesi ve danışman olarak görev yapan paşalar, makam, mevki, nüfuz sahibi olanlar vs hep ülkesini en çok sevenlerdi! Bu denli karlı kazançların elde edildiği, rahatlıkla malk-mülk, koltuk sahibi olunabildiği bir ülkeyi kim sevmezdi ki! İşte bunlara bize hep vatan sevgisi diye yutturdular. Bu zihniyet ne zaman ülke, laiklik, vatan, millet vs elden gidiyor diye naralar atsa biliniz ki asıl giden güç, nüfuz ve elde ettikleri mal, mülk ve tatlı rantlardı.

Cuntacılar bu ülkenin kaymağını az yemediler. Ne zaman ki hortumları kesildi, ne zaman ki halk "biz de varız" demeye başladı ve halkın lehine iş tutan liderler "yeter artık" dedi işte o vakit irtica, laiklik, bölünme gibi sanal korkular piyasaya sürüldü. Ne zaman ki maskeleri düşmeye başladı işte o vakit tek adam yönetimi, diktatörlük, ağaç, dershane, yolsuzluk vs gibi bir yığın bahanelerle kendilerine alan açmaya tevessül ettiler. Siz 60,71, 80 ve 28 Şubat darbelerinin ülkeyi sivil yönetimlerin yol açtığı kaostan kurtarma operasyonları olduğunu mu zannediyorsunuz? Siz Gezi'de, 17 ve 25 Aralık darbe teşebbüslerinde meselenin ağaç, dershane ve yolsuzluk olduğunu mu düşünüyorsunuz? Siz bunun, ülkeyi tek adam rejimin yol açtığı hak ve hukuksuzluklarla mücadele eden bir erdemliler hareketi olduğunu mu zannediyorsunuz? Asıl mesele, yıllardır statükodan "ekmek" yiyen ve hiçbir zaman halka değer kıymet vermeyen, insan ve değerlerini hiçe sayan bir kesimin,-bu ülkenin cesur ahlaklı siyasetçileri ve özgürlükçü insanlarının mücadeleleriyle- tüm kanallarının tıkanması ve halka açılması meselesidir. Yıllardır insan eksenli problemlerimizin çözümünü kasıtlı olarak geciktiren, bu problemler üzerinden korkular ve kaygılar yayarak sürekli kendilerine rant alanı açan bu ahlaksız kesim nihayet yolun sonuna geldi. Tüm maskeleri indi. Artık karşılarında uyanan, bilinçli en önemlisi de ahlak, erdem ve vicdan sahibi bir halk kesimi var.

Kurulduğu günden bugüne AK Parti'yi yakından takip eden ve destekleyen birisi olarak rahatlıkla ifade edebilirim ki AK Parti'nin bu ülkeye en büyük faydalarından biri de; bugüne kadar vatan, millet, bayrak, ülke diyen milliyetçilerin, emekçinin, işçinin yanındayım diyen solcuların, hizmet aşkıyla yanıp tutuşan yapılanmaların tüm maskelerini indirmiş olmasıdır. Halk gördü ki bu ülkenin solcusu da, milliyetçisi de, güya hizmet aşkıyla yanıp tutuşanı da ekmek/statüko peşinde! Yani halkın seçimini hiçe sayarak ülkeyi kontrolleri altında tutmak ve paydaşlarıyla birlikte keyfince yönetmek..Halk mı? Onlar ne anlar ülke yönetmekten! Otoriteye bağımlı, itaatkar, uysal yığınlar şeklinde kalmaları kafi. Özgürlük, hak, hukuk, adalet, zenginlik, barış ve huzur içinde insanca yaşamak gibi talepler onlara göre değil! Onlara sorgusuz itaat edecek, makbuzsuz bağış yapacak, senet imzalayacak,güçlerine güç, nüfuzlarına nüfuz, paralarına para katacak köleler lazım..Bunun peşindeler..Sanmayınız ki onlardaSokrates'i ölüme götüren, Hz. İsa'yı(a.s) Golgota'ya çıkartan, Hz. Muhammed'i(a.s.) dikenler üstünde yürüten bir "ahlak" var. Sanmayınız ki onlar özgürlük, ahlak, erdem ve vicdan gibi ilkelerini şahsi çıkar gözetmeksizin ne pahasına olursa olsun gerçekleştirerek her türlü bedeli ödemeye göze alan kahramanlarınız... Ekmek peşindeler ekmek..!

Bu ülkede insanı insan yapan ve onu özgür kılan ahlak, erdem, haysiyet, şeref, gibi vasıfları son 10 yıldır kelle koltukta yaptığımız mücadelelerle tattık biz. Öz'üne hainlik yapanın nelere hainlik yapamayacağını da öğrendik biz. Söz konusu "bireyin din, dil, inanç ve ifade özgürlüğü" olduğunda kendi şahsi çıkarları uğruna ahlaki yasalarını düşünmeden çiğneyebilenleri de gördük. Ne var ki 10 Ağustos'ta tüm engellemelerinize, iğrenç yaftalamalarınıza rağmen kendimize yeni bir sayfa açtık. Bunu, insan gibi kıymetli bir varlığa yokmuş gibi davranmak ve onun iradesini zor kullanarak belirli bir yapı içerisine hapsetmenin bir zulüm olduğunu yüzünüze haykırarak başardık. Bu bakımdan önce insan ve değerlerini öne çekerek ve onun kişisel iradesine, tercihlerine saygı duyarak kısacası özgürleşmesine katkı sunarak başlayacağız işe...

Eğitim hayatı başta olmak üzere bireyin kendi yolunu kendi bildiği gibi çizmesine, tercih yapabilmesine, neyin doğru veya yanlış olduğuna kendisinin karar vermesini gerektirecek özgür ve adil ortamların tesis edilmesinin yollarını arayacağız.. Bu ülkede herkesimden insanla, Türküyle, Kürdüyle, Ermenisiyle, Alevisiyle, Müslümanı, ve gayri müslimiyle barış ve huzur içinde yaşamanın çarelerini kendimiz arayacağınız. Bir zahmet eğitim sisteminizi,19.yüzyıl düşünce yapınızı, statükocu tekçi anlayışınızı, halkı hakir gören ahlaki geleneğinizi çekip alın üzerimizden. İnsan ve değerlerine sahip çıkana kadar da sizleri dikkate almayacağız. Bunca yıldır sizi saklandığınız yerden çıkaran, maskelerinizi indiren, halkı bilinçlendiren her türlü tuzağınızı boşa çıkartan, bu ülkede farklı kesimlerle bir arada barış içinde yaşamanın mücadelesini veren Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederim. Bu mücadeleyi kaldığı yerden devam ettirecek olan Davutoğlu'na da başarılar dilerim.

twitter.com/sivildemokrat