Hitit Üniversitesi gelecek vaat ediyor
Hafta sonu Çorum Kent Konseyi ve Gençlik Meclisi'nin davetlisi olarak Hitit Üniversitesi'nde Çözüm Süreci ve Eğitim konulu bir konferans verdim. İlginç bir konferans oldu. Buna geçmeden evvel izin verirseniz Türkiye'nin ve bölgenin yükselen yıldızı Hitit Üniversitesi'nden bahsetmek istiyorum. Konferanstan sonra Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan'la biraz sohbet ettik. Sayın Rektör gerçekten proje ve vizyon sahibi kaliteli bir insan bir o kadar da nazik, mütevazi ve misafirperver. Sayın rektör son 2-3 yılda üniversitenin çehresini büyük oranda değiştirmiş. Hitit Üniversitesi'nde bugün 1000'nin üzerinde akademik/idari ve yardımcı personel, 1200'ü lisansüstü öğrenci olmak üzere 15000'e yakın öğrenci bulunmakta. 3 yıl gibi bir sürede HÜBTUAM'ın(Hitit Üniversitesi Bilimsel Teknik Uygulama Araştırma Merkezi) çalışmaları başlamış. Kütüphanelerinde 44.000'e yakın elektronik dergiye 7/24 erişim sağlanabilmekte ayrıca basılı ve elektronik kaynakların sayısı 200.000'ne yaklaşmış. Üniversite 2.600.000 metrekarelik bir alana sahip. Bu alanda büyük projeler hayata geçiriliyor. Örneğin Kuzey Kampüsü'nde Türkiye'deki üniversiteler arasında bir ilk olan trijenerasyon sistemi ile doğalgazdan kendi elektrikleri ürettikleri ısı enerji merkezi bulunmakta. Diğer taraftan kreşler, öğrenci merkezi, kapalı spor salonu, kütüphane, kampüs camisi ve birçok fakülteyi barındıran yeni binalar boy göstermeye başlamış.
Hitit Üniversitesi son yıllarda öğrenci sayısını %87, bölüm, program sayısını da %108 oranında arttırmış. Uluslararası ikili iş birliği kapsamında 50, Mevlana Değişim Programı kapsamında 42, Erasmus Programı kapsamında da 26 üniversiteyle anlaşma imzalamışlar. Bu kapsamda 22 farklı ülkeden bu yıl 100'e yakın yabancı uyruklu öğrenci katılmış. Projeler yazmakla bitmiyor. Örneğin konferansımın olduğu gün tam altı program vardı. Ve bu sıklıkla oluyormuş. Fakat benim en çok dikkatimi çeken üniversitenin şehirle olan bütünleşmesi ve belediye başta olmak üzere şehrin sivil örgütleriyle birlikte yürüttükleri çalışmalar. Gençler rektörü çok seviyor ve ona rektör hoca diyorlar. Çünkü rektör hoca gençlerin projelerine maddi-manevi çok destek oluyormuş. Yeni Türkiye'nin üniversiteleri insanı umutlandırıyor. Sürekli yeni projelerin üretildiği öğretim üyelerinin ve öğrencilerin şevkle çalıştıkları bu kurumlar kuşkusuz yeni Türkiye'nin inşasında büyük roller üstlenecektir. Sayın Prof.Dr. Reha Metin Alkan'ı tebrik eder başarılarının devamını dilerim.
*
Gençlik Meclisi'nden Mustafa Bozan, Savaş Hoştaş ve Ekin Gün üniversitenin en aktif gençlerinden. Deyim yerindeyse arı gibi çalışıyorlar. Hatta Savaş bir ara o kadar yoğun bir çalışma temposuna girmiş ki belinden fıtık ameliyatı geçirdiğini söylüyor. Ekin, aynı zamanda eski Taraf'ın muhabirlerinden ve eli kalem tutan entelektüel gençlerden. Üniversiteli gençlerle uzun uzun sohbet ettik. Konferans çözüm sürecine dönük olunca açıkçası farklı/aykırı düşünen gençlerin birbirleriyle çatışabileceklerini düşünmedim değil. Ancak tam tersi oldu. Ülkücü gençlerle, HDP'lilerin, AK Partili gençlerle, CHP'lilerin aynı salonda toplandıkları oturum bir iki aykırı ses dışında gerçekten çok seviyeli geçti. Gençler ilgiyle dinlediler. Onları bu coğrafyada çatışmadan barış içinde yaşadığımız tarihlere geri götürdüm. Ermenisiyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Arabıyla,Türküyle, Müslüman'ı, Yahudi'si ve Hristiyan'ıyla birlikte. Ve sonra nasıl ayrıştığımızı ve nasıl birbirimizden nefret etmeye başladığımızı ve aramıza atılan nifak tohumlarını ve milliyetçiliği ,İttihat Terakki'yi, darbeleri, paralel yapıyı, Gladyo'yu vs.. Evet, tüm farklı kesimlerin yer aldığı o salonda birbirimizle kısa bir yüzleşme yaşadık. Temel sorumuz şu: Evet, bize ne oldu? Ve neden bunu tekrar başarmayalım? Neden barış ve özgürlük içinde yeniden bir arada yaşamanın yol ve yöntemleri üzerine düşünmeyelim? Kısacası silahların sustuğu, barışın tesis edildiği, herkesin hak ve hukukunun güvence altına alındığı yeni bir Türkiye'de hepimize yer var demeye getirdik.
Aslına bakarsınız gençler mensup oldukları siyasi partilerden daha duru ve aklıselim bir zihne sahip. Bakınız size ilginç bir sahne sunayım. Kaldığım otele akşam bir grup genç ziyaretime geldi. Liberal fikirlere sahip Ekin, AK Parti'li Mustafa ve Savaş, MHP'li Kürşat, Cumhuriyetçi, laik, modern görüşe sahip Asu,(Asuman) HDP'li Kenan ve apolitik Şule birlikte oturuyoruz. Ne mi oldu? Muhteşem bir sohbet ortamı oluştu. Seçim beyannamelerinden, çözüm sürecine, Kemalizm'den, eğitime hatta Şule'nin pizzalarından ve Ekin'in köri soslu tavuk tariflerine varana kadar her şeyi ama her şeyi konuştuk. Ülke kutuplaşıyor yaygarası kopartanlar abarttığımı düşünebilir. Hayır, abartmıyorum. Yeni sosyolojiden bahsediyorum. Kenan'ın " Demirtaş'ın başkan yaptırtmayacağız" çıkışına demokratik ilkeler çerçevesinde getirdiği eleştiriden bahsediyorum. Farklı farklı düşünen gençlerin "barış" konusunda hemen bir araya gelebildiklerinden bahsediyorum. Parti liderlerinin aksine, onlara sürekli gaz veren, kutuplaşıyoruz diyerek ayrıştıran ihtiyar yazarların aksine ve inadına yeni sosyoloji bize tüm farklılıkların bir arada çatışmadan yaşayabileceklerini gösteriyor. Hatta ifade ediyorlar. Ve hatta bunu bana yaşayarak gösterdiler. Çorum'da yaşadıklarım bir tiyatro değildi. Ve bu seviye inanın tüm Türkiye'de hakim olacak. Kabullenin artık yeni bir sosyoloji geliyor. Ve eski Türkiye bu sosyolojinin altında kaldı. Gençlere buradan bir kez daha teşekkür ederim.
twitter.com/sivildemokrat