Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Eylül 2023

Hindistan'ın Ay Yolculuğu

Amerikalı ve Avrupalı teknoloji şirketleri için uzun yıllar boyunca taşeronluk yapan Hindistan’ın gençleri son yıllarda girdikleri atakla muazzam bir ilerleme kaydettiler. Bugün Hindistan’ın milyarlarca dolarlık teknoloji ihracatıyla dünya devi bir pozisyona geldiği bilindik bir gerçek. Bu gelişmelere paralel olarak da Hindistan’ın uzay aracı Chadrayaan-3, Ay’ın az keşfedilen güney kutbuna yakın bir yere iniş yapmayı başardı. Hindistan, böylelikle Ay’ın güney kutbuna inen ilk ülke oldu. Chadrayaan-3, 14 gün boyunca donmuş su alanlarının ve son derece değerli elementlerin olduğu düşünülen alanlarda inceleme yapacak.

Hindistan’ın teknolojik gelişimi oldukça etkileyici. Chadrayaan-3, daha şimdiden yaptığı spektrografik analizlerde Ay yüzeyinde alüminyum, kalsiyum, demir, krom ve titanyumun bulunduğunu doğruladı. Yaptığı diğer ölçümlerde de manganez, oksijen ve silikonun varlığını tespit etti. Ay’a yapılan başarılı iniş ülkede zaten yükselmekte olan milliyetçi dalgayı köpürtmüş görünüyor. Delhi, sokaklarında fakir, aç olan insanların bile bu durumdan oldukça memnun olduğuna dair haberler servis ediliyor. Ülkemizde de meşhur olan ve algıların kuluçkaya yatırıldığı sokak röportajlarında da herkes Ay’a inildiği için mutlu görünüyor.

Hindistan’ın toplumsal tabakalaşma, sınıf çatışmaları ve azınlıklara dönük kitlesel saldırganlıklar olduğu gibi dururken geçirdiği teknolojik evrim bir yanılsamadan ibaret. ABD ve Çin’den sonra en fazla sayıda milyarderi barındıran Hindistan, aynı zamanda yaklaşık 70 milyon kişinin mutlak fakirlik içinde olduğu bir coğrafya. Kast sisteminin artık hükmünün kalmadığına dair yazılan sayısız yazı ve haber karşın her gün bir Dalit’e yapılan zulüm sosyal medyaya taşınıyor. Dalitler, Hindistan’da sistemin dışında olan, Hintlilerin adeta tiksindiği bir tabakayı oluşturuyorlar. Dalitler, elleriyle tuvaletleri temizlemek zorunda kalan, hayvanların bakımlarıyla uğraşan ve ölülerin gömülmesiyle uğraşmak zorunda olan insanlar. Sayıları neredeyse 200 milyona varan bu kişilere insan muamelesi bile yapılmıyor ülkede. Her gün dövülen, yerlerde sürülen, öldürülen Dalit görüntüleri Hindistan’da bir rutine dönüşmüş durumda.

Hindistan’da baskı altında olan gruplar yalnızca Dalitler değil. Tüm azınlıklar benzer sıkıntıları çekiyor. Hindistan’ın değişik eyaletlerinde Müslümanlara ait camiler, uydurma nedenlerle yıkılıyor. Müslümanlara ait ev ve iş yerleri de aynı akıbete uğruyor. Dehradun gibi kimi eyaletlerde cami olmadığı için evlerde gizlice toplu ibadet eden Müslümanlar bile tespit edilip linç edilebiliyorlar. İslamofobik suçlarda yaşanan yükseliş iktidarın umurunda değil. Hindistan’ın Başbakanı ve Bharatiya Janata Partisi lideri Narenda Mondi en büyük faşist olduğu için parti tabanı da onu izliyor ve bu nedenle olayların arkası kesilmiyor. Trene bindiği için, inek beslediği için, Hindu bir kızı sevdiği için öldürülen Müslümanların kan revan içindeki görüntüleri haberlerde yer almasa da sosyal medyada her gün kamuoyuna ulaşıyor.

Modi, ayrılıkçı politikaları eleştirildiği zaman Hindistan’ı dünyanın en büyük laik demokrasisi olduğunu söyleyerek cevap veriyor. Ülkesinde asla insan hakları ihlali olmadığını söyleyen Modi, azınlıklara yönelik uygulamaları bir “iç mesele” olarak adlandırıp soruları geçiştiriyor. Şimdilerde Ay’a gidildiği için ağzı kulaklarına varan Modi, ülke içindeki zulümlerine aralıksız devam ediyor.

Ülkedeki 200 milyon Müslüman, toplam nüfusa göre azınlık olarak değerlendirilebiliyor. Pek çok ülkenin nüfusundan daha büyük bir kitle olan Müslümanlar, durmaksızın tahrik ediliyor. Yine aynı şekilde nüfusları 200 milyonu aşan Dalitler de benzer zulümlerle karşı karşıya bırakılıyor. Sayıları 100 milyondan fazla olan Adivasisler denen yerel aşiretler de yoksulluk sınırının çok çok altında yaşamam zorunda bırakıldıkları, mülksüzleştirildikleri için sıkıntı içinde hayat sürdürüyorlar. Hıristiyanlar da benzer zulümlerden şikayetçi. Hindistan’da sayıları 30 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilen Hıristiyanların çeşitli eyaletlerde ibadet etmelerinin yasaklandığı ve genel olarak ülke içinde “sürekli korku” ile yaşadıkları haber olarak servis ediliyor. Hıristiyanlara dair iki günde bir şiddet vakası yaşanan ülkede azınlıklar adeta topun ağzında yaşıyorlar.

Teknolojik gelişmelerle ve Ay’a yolculukla gündem olan Hindistan ülkenin yarısına yakın kesimiyle ciddi anlamda sıkıntı yaşıyor. Modi yönetimi sahayı tahrik edip sorunları görmezden gelmeye devam ettiği müddetçe ülkede suların durulmasını kimse beklemiyor. Daha öncesinde Pakistan, Bangladeş ve Keşmir sorunları yaşayan ve defalarca bölünen Hindistan’ın geçmişten ders almadığı ve yeni bölünmeler için sebepler oluşturduğu rahatlıkla söylenebilir. Hindistan yanıyor ve kendi ateşini kendi harlıyor.