Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 May 2016

HİLALİ GÖR; TARTIŞMA, GÜLÜMSE, YAŞA!

Senede otuz, ayda bir gün, günde bir anu2026ömre değseu2026

İnsanın güvenebileceği bir bilgi kaynağına ulaştığı an'ın yıldönümü olarak gelir Ramazan. İnsana Kitab'ı, bu ayın -en sakin, okuduğunu içselleştirebileceği kadar dingin- gecelerinden birinde armağan edil/mişt/ir. Bir Kitab'ı vardır artık onun. Şayet okursau2026 Rab, insanın sonradan bağımlısı olduğu, kendisini kaptırdığı hayatı ona teklifsiz vermiş, Kitab'ı ise insanın gönüllü seçimine bırakmıştır. Özgürlüğün ve bu gönül işlerinin zora gelmeyeceğini gösterereku2026İnsanın "ınga"sında hem hayata tutku, hem de bu sorumluluğun farkındalığı, hem yarım aşk, hem de alabildiğine hüzün vardır bu yüzdenu2026

Durum kimsenin gizleyemeyeceği kadar açıktır. Hayatı veren O Allah, bir de Kitap vermiştir. Bir anlamı olsun diyeu2026

Yıldönümünde insan, ilahi bilgi kaynağınca ona ulaştırılan -hayatın anlamı-na teşekkür etmek ister. Fakat hayat o denli telaşlıdır ki özel bir teşekkür için bu telaşa bir parça ara vermek gerekir. Bu bir ay, bu nedenle çok isabetlidir. O da bilir ki doğal akışına bırakırsa, hayat, kendi anlamından sürekli uzağa kaçacak ve bunu araması için insana asla izin vermeyecektir. Bütün bir yıl şımartılmış ten ve onun beklentilerini karşılama odaklı çabalar artık bir parça haddini bilmelidir. İçinde kıpırdayan "can içindeki can"dan da hissetmektedir ki; o, yalnızca bir tenden ibaret değildir. Hayat ta o tenin bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri için oradan oraya telaş içinde koşmak değilu2026Yıl boyunca her anlamda oburluğa karşı başkaldırının tam da zamanıdır.

Oruç,

canın yalnızca bir yanı olan bedenin beklentilerinin bütün hayatı kaplamaya hakkı olmadığı ve sadece onun mutlu etmenin hayatın biricik amacı olmadığı düşüncesine ulaştığımız bir sabır çabası olarak açlığımıza, dinginliğimize kıvrılır.

Bu tenin şımarık gürültülerine ara verdiği, hayatın bir parça sustuğu anlarda hayatı neden bir savaş meydanındaymış gibi yaşadığımızı sorgularız. Kazanma, daha çok kazanma, harcama, daha çok harcama, ödemeler, taksitler, yatırımlar, yakın gelecek, geçti/gitti/bitti kaygıları, yeme içme, keyif, eğlence, dinlenme, cinselliku2026Hayatımızı rehin almış bu kelimeler onlara yüklediğimiz anlamı taşıyamaz hale gelir. Hayatı bir telaşa verdiğimiz zamanki kadar büyük değildirler artıku2026O kadar çabayı, didinmeyi, uğrunda ömrü feda edişi hak etmedikleri konusunda foyaları açığa çıkıverir.

O ihmal edilen nerededir? Gerçek amacımız olan şeyu2026

Oruçla beraber, yoğunlaştırıp hızlandırdığımız hayatı yavaşlatınca düşünmediklerimiz gelir bir bir yanımızau2026

Gece erkenden yapılan kahvaltı/sahur ile günün direncine hazırlanılır. Bedenimizi adı belli ibadetler için ihmal etmeden, doğal ihtiyaçlarını güzelce karşılayarak hazırlamadır bu.

Emredilen oruçla birlikte ilkönce, insanın belki de en çok zamanını alan yeme içme telaşı başta olmak üzere diğer telaşlar da gün içinde bütünüyle rafa kaldırılır.

Akşama dek yeme, içme, cinsellikten uzak durulur. Tokken çok rahat yapılan gündelik hatalar da yok denecek kadar azalır. Yemeden içmeden kesilen insanın -illa bu konuda güç gösterisi yapmayacaksa eğer- büyük oranda hata yapma olasılığı kalmaz. Ne yazık ki enerjisi nerdeyse sadece meleksi yanına yetecek kadardır. Üstelik o sırada özel bir açlık çektiğinin de bilincindedir. Böylelikle yavaşlayan, sakinleşen ve biraz susan hayat daha düşündürücü olmaya başlar. Çünkü oruç bedene güçsüzlük verirken, ruh onu güce dönüştürür. Beden açlığı tadarken, ruh tokluğun lezzetine varır. İnsan gerçek direncinin boyutlarını görebilir böylece. Vazgeçilmez bildiklerine karşı bağımsızlaşır. Onlarsız da yaşayabiliyor olduğunu, o halde neden salt bunlar için onca parçalandığını ve olmazsa olmazının aslında ne olduğunu keşfetmeye doğru adımlar atar. Vazgeçilmezini aramaya koyulur.

İşte tam da böyle bir sessizliğin çağrısıdır okumaku2026

Hazır bir kitap ta inmişkenu2026

  • u2022u2022

Kitap hatmedilir.

Hatim;

baştan sona, anlayabildiğimiz kadarıyla anlayarak, özüne, inip, hedefine çıkarak, hayata katmak istediği anlamı iyiden iyiye düşünüp hissederek, tekliflerinin hayata nasıl bir yenilenme, olgunlaşma, ilerleme katacağı konusunda akıl yürüterek ve ille de hikmetine ikna ile okumadır.

Hatim, mukabele geleneği çerçevesinde daha da kolay gerçekleştirilir.

Mukabele,

Kitab'ın içinde kastedilen hakiki anlama kıyasla -bizim bu güne kadar anlayabildiğimiz Kitab'ı- karşılaştırarak, bir yerde anlam sağlamasını yaparak okumaktır. Henüz anlayamadığımız hakiki Kitab'a bakarak "kitapcıklarımızı" yenilemek gibidir. Gerçek bir mukabele, hem bugüne kadar Kitap'tan anladıklarımızın doğru olup olmadığını, hem de buna bağlı olarak yaşadığımız hayatın gerçekten de Kitap'lı olup olmadığını sorgulama imkanını verir.

Bu Ramazan, hayatımız bir kez daha sakinleşecek ve bir kez daha durulacak az da olsa. Baştan sona okumalarla...Hayatı yeniden daha doğru anlamanın ve yaşamanın zamanı olsun.