Hilafet Ordusu mu Arap NATO’su mu?
ABD (İsrail), Arap ülkelerini Türkiye’ye karşı bir araya getirmek için büyük planlar yapıyor.
ABD, Bölgesel güçten küresel güce doğru giden Türkiye’nin pasif, sorun çıkar(a)mayan ve itaatkar küçük/etkisiz bir bölgesel güç olarak kalmasını istiyor.
Bunun içinde Türkiye’nin hinterlandını (Anadolu/İslam/Ortadoğu Coğrafyası) sınırlandırmaya, bu hinterlandı bölmeye ve kendi etkisine daha çok almaya çalışıyor.
ABD, Anadolu (İslam) dünyasını kantonlara ayırıp, ABD eyaletleri gibi yönetmek istiyor.
ABD (İsrail), özellikle Suudi Arabistan ve Mısır eksenli olarak hareket ediyor.
Bütün dünyanın, Cemal Kaşıkçı’nın katili olarak bildiği Muhammed Bin Selman’ı, geleceğin Suudi Arabistan lideri (Halife lider) ve İslam dünyasının Halifesi olarak hazırlıyor.
Halifeye bağlı bir ordu kurmak için de Arap NATO’su adı altında, bir ‘Hilafet Ordusu’ kurmaya çalışıyor.
İleride Suudi Arabistan BM’nin 6. Veto hakkına sahip ülkesi de yapılabilir, NATO’ya (Türkiye yerine) da alınabilir. Hatta Suriye (Ürdün) üzerinden Suudi Arabistan’ın toprak genişletmesi bile sağlanabilir. Arap Birliği, Arap Federasyonuna/Konfederasyonuna bile dönüştürülebilir. Arap ülkelerini bölüp parçalayarak, Arap Birliği kurmaya çalışıyorlar. Ülkeler kendi içlerinde bölünüyor ama devletler bir araya getirilmeye çalışılıyor.
Bölünerek birleşen Arap ülkeleri…
Amaç, Türkiye’nin dünya liderliğini engelleme
Bütün bu hamleler elbette Türkiye’nin dünya liderliğini (Pax Anadolu/Pax Anatolia) engelleme hamleleridir.
Türkiye’nin dünya liderliği de büyük ölçüde Türk-Kürt Birliği (Misak-I Milli/Pax Türkeye)’ne bağlıdır.
ABD (İsrail) bundan böyle daha çok Kürtler üzerine oynayacaktır.
Kürtlerin hamisi olup, PKK üzerinden bir devlet kurmak için her oyunu oynayacaktır.
İran’a müdahale adı altında, Kandil’de askeri üsler de kurabilir.
ABD, Büyük İsrail için 2. İsrail’i kurmaya çalışıyor.
ABD (İsrail), İran’a da müdahale edecek. Bu müdahalenin zamanı gittikçe yaklaşıyor.
İran, Azeriler ve Kürtler üzerinden bölünmeye çalışılacak.
Buradaki en önemli aktör ise Kürtler.
İran, Irak ve Suriye Kürtlerinin bu oyuna gelmesi kolaydır.
Fakat asıl önemli olan Türkiye Kürtlerinin bu oyuna dahil edilmesidir.
Türkiye Kürtleri bu oyuna dahil olmadan kurulacak bir PKK (ya da başka bir Kürt aktörün) devletinin,
emperyal çıkarlara hizmet etmesi yetersiz kalacaktır
İslamcı (DEAŞ+PKK) Kürt örgütü kurulabilir
ABD (İsrail), PKK’yı başarısız bulup tasfiye ederek, PKK yerine yeni bir Kürt (İslam) örgütü de kurabilir.
DEAŞ ve PKK artıkları tek çatı altında birleştirilerek yeni bir örgüt de kurulabilir.
PKK’nın tepesini tasfiye edip, onların yerlerine İslamcı ideolojiye sahip kişileri de yerleştirebilir.
Hatta 15 Temmuz darbesinden kaçıp yurtdışına giden (Kandil’e giden) Türk subayları da buna dâhil ederek,
İslamcı yeni bir Kürt örgütü de kurulabilir.
Yeni örgüt Kürt İslam devleti amacıyla savaştırılabilir.
Her şey mümkün.
Kürtleri korumak
ABD, Kürtleri korumaya çalışıyormuş. Hem de Kürtlerin en büyük ve son devleti olan Türkiye’ye karşı.
Halbuki Kürtlerin en büyük baş belalarının başında, ABD (İsrail/PKK) geliyor.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, ABD’nin Suriye'den çekilmesini 'Türkiye'nin Kürtleri koruma güvencesi verme' şartına bağlamış. "Türkiye'nin, kendileriyle tam koordinasyon içinde olmadan Suriye'de askeri müdahalede bulunmasını istemediklerini" söyleyen Bolton, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başkan Erdoğan'dan ‘Amerikan güçleri çekildikten sonra Suriyeli Kürtlerin korunacağına' dair garanti istediğini söylemiş.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ise; ABD’nin DEAŞ’a karşı sahada destek verdiği PYD-YPG’yi hedef almayacağı konusunda Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a güvenip-güvenmediklerinin sorulması üzerine, “Erdoğan Başkan Trump'a, Türkler'in bizim ayrılmamızdan sonra DEAŞ’la mücadeleyi devam ettireceği ve DEAŞ’a karşı kampanyada bize yardım eden, birlikte savaştığımız dostların korunacağı yönünde teminat verdi” demiş.
Yani ABD; kendisini Kürtlerin hamisi ve dostu, Kürtlerin devleti olan Türkiye’yi ise, Kürtlerin düşmanı olarak göstermeye çalışıyor. Buna PKK yandaşları bile inanmakta güçlük çeker.
ABD, Erdoğan’a da Türkiye Kürtlerine de güvenmiyor
ABD Erdoğan’a güvenmiyor. Çünkü Erdoğan’ı kullanamayacağını çok iyi biliyor.
ABD aynı zamanda Türkiye Kürtlerine de güvenmiyor. Çünkü Türkiye Kürtlerini de Türkiye’yi bölmek için kullanamayacağını çok iyi biliyor.
Onun için Kerkük’e demir atıyor ve Irak Kürtlerini tekrar kullanmak için zemin oluşturuyor.
ABD; İran, Irak ve Suriye Kürtlerini birleştirerek kullanmaya çalışacak. Bunu da şimdilik başaracak gibi görünüyor.
Ama, bu büyük oyunu bozacak olan yine oyuna gelmeyen Türkiye Kürtleridir.
İşte asıl mesele de budur. Türkiye Kürtlerinin üzerine oynamak.
Türk-Kürt tek ümmet/millettir
Tarihin hiçbir döneminde Türk-Kürt Savaşı olmadı.
Tarihte hiç bir güç ,Türk ile Kürdü birbiri ile savaştıramadı.
Hiç bir güç bunu başaramadı.
Çünkü Türk ile Kürt tek ümmettir/millettir.
PKK ile verilen mücadele ise; bir Türk-Kürt Savaşı değil,
Türkiye (Türk-Kürt) ile İslam dünyasını parçalamaya çalışan güçler arasındadır.
Maalesef Kürt çocukları (PKK çatısı altında) bu savaşta,
Büyük İsrail (Arz-I Mevud) için öldürmekte ve ölmektedir.
Bu savaş Kürtlerin savaşı değildir.
Kürt çocukları bu savaşta Kürtler için değil, Büyük İsrail için, İsrail’in Arz-I Mevud hedefi için can vermektedir.
Büyük oyun budur ve özellikle Türkiye Kürtleri bunun farkındadır.