Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Kasım 2018

Hikayeci dede

Ülkemizin ekonomik hayatında dev hamleler yapılırken kültürel alanda da göz dolduran faaliyetlere şahit oluyoruz. Geçenlerde Kemalettin Tuğcu, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in öncülüğünde, vefatının 22. Yılı dolayısıyla önce Çengelköy’deki mezarı başında anıldı, ardından Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde önemli bir panel gerçekleşti. Benim de konuşmacı olduğum panelin diğer hatipleri Prof. Dr. İnci Enginün, Gülten Dayıoğlu, Nemika Tuğcu, Fatih Erdoğan ve Mustafa Ruhi Şirin’di. Belgeselin gösterilmesinden sonra konuşmalara geçildi. Şirin, 439 kitaba imza atmış olan Tuğcu’nun yaman ve iyi yazar olduğunu, zamanında kıymetinin bilinememiş olduğunu söyledi.

Belki akademik çevreler Tuğcu’nun hakkını gereğince verememiş olabilir ama Türkiye’de yaşayan dünkü ve bugünkü çocuklar onu tanıdılar. Romanlarını, hikâyelerini alıp okudular ve kendisini çok sevdiler. O hepimizin “yazar dedesi” oldu. Gülten Dayıoğlu da Kemalettin Tuğcu’nun ilk okuduğu yazarlar arasında olduğunu söyledi. İnci Enginün, “Tuğcu hakkında ilk ilmî çalışmaları edebiyatçı olarak biz yaptık.” dedi ve öğrencilere hazırlattıkları tezlerden bahsetti. Enginün, “Kemalettin Tuğcu’nun kitaplarında çocukları eğiten bir tarz vardır. O bize acı aşısı yapmıştır.” diyerek sözlerini tamamladı. Yazarın yeğeni Nemika Tuğcu, Kemalettin Tuğcu’nun haram ve helal kaygısı taşıyan iyi bir ailenin evladı olarak yetiştiğini hatırlattıktan sonra bu duyguları eserlerine de yansıttığını söyledi. Fatih Erdoğan ise kendi gönül dünyasındaki naif yazarı anlattı.

Kemalettin Tuğcu bir çoğumuzun olduğu gibi çocukluğumuzun yazarı, ‘hikâyeci dedesi’ydi. Âdeta onunla birlikte ‘okuma serüveni’ne atıldık ve bir daha da edebiyattan hiç kopmadık. Ömer Seyfeddin ile birlikte çocukları kitaplarla buluşturan bir güzel adamdı. Yıllar sonra İstanbul’a gelip de Türkiye Çocuk dergisinde çalışmaya başlayınca hikâyelerini yayınlamaya başladık.

Toplantıda üzerimizdeki hakkını, etkisini anlatmaya çalıştım. Onu unutturmamanın bizim için bir görev olduğunu söyledim. Evet dijital esarete düşen ve teknolojik kuşatma altında olan çocuklarımızı, Kemalettin Tuğcu’nun şefkat ve merhamet kokan güzel dünyasına davet etmeliyiz. Yıllarca bizi etkileyen, hikâye ve romanlarında görüp yaşadığımız acı olaylar üzerine gözyaşı döktüğümüz bu özge yazarımız, yeni nesillerle de bir an önce buluşturulmalı. Kitaplarından filmler yapılmalı. Adına yarışma düzenlenip bir enstitü kurulmalı.

Cahit Zarifoğlu ve Fazıl Hüsnü Dağlarca ile birlikte Kemalettin Tuğcu’yu her yıl mezarları başında anan, sonra da çeşitli toplantılarla hatırlatan Mustafa Ruhi Şirin hayırlı işlere imza atıyor. Şirin’in Kemalettin Tuğcu Çocuklara Okumayı Sevdiren Yazar adıyla hazırladığı kitap, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları’ndan çıktı. Özenilerek hazırlanmış titiz bir eser. Büyük boy, ciltli ve 464 sayfa. Tuğcu’nun hayatı etraflı bir şekilde anlatılıyor. Eserleri hakkındaki metinler ve hakkında yazılmış yazıların yanısıra bir bölümde Kemalettin Tuğcu’yla yapılmış uzun röportajlar da yer alıyor. Vefatının ardından kaleme alınan yazılar, bibliyografya, eserlerinden seçmeler ve portreler ile eser, bir bütünlüğe kavuşuyor. Tabii sayfaları süsleyen ‘Kemalettin Tuğcu kitapları’nın kapakları esere ayrı bir renk ve değer katmış. Çocuk edebiyatıyla ilgilenenler ve Kemalettin Tuğcu hayranları, bu eseri okumak isteyeceklerdir. Bu arada başta Damla olmak üzere Tuğcu’nun kitaplarını bugüne kadar okuyucularıyla buluşturan yayınevlerinin yöneticileri de teşekkürü hak ediyor. Sabahat Varol İnsel ise yazarın kitaplarını görme engelliler için seslendiriyor. Nesillere okumayı sevdirirken onlara merhameti ve sevgiyi aşılayan Kemalettin Tuğcu’ya rahmet diliyorum. Ona sahip çıkıp hatırasını yaşatan herkese selam olsun!