Hiç değişmeyen yabancı zihniyet
Yazımıza, 2015 Ankara Gar ve 2016 Ankara Güvenpark terör saldırı sonrası atılan bazı manşetlerle başlayalım. Hem de hafıza tazelemiş oluruz.
Taraf: “Diktatör
Kasımda Devrilecek”, “Ölüm ülkesi”
(13 Ekim 2015) Patlamayla ilgili haberlere gelen yayın yasağı hakkında: “Yayın yasağına isyan”
Hürriyet: “Kalbimize
bomba” (11 Ekim 2015) manşetinin altına da saldırının ardından çekilmiş
kanlı bir fotoğraf koydular.
BirGün: “Yıkılsın bu
ölüm iktidarı” “Yası biz tutarız siz
hesap verin” (12 Ekim 2015), “Katliam”,
“Yere batsın sizin çirkin politikanız”
Cumhuriyet: “Bomba
patladı, polisler izledi” (12 Ekim 2015),” Erdoğan: Her olayda istifa mı olur?”
“Besle kargayı”(15 Ekim 2016), “Polis her şeyi biliyordu”(17
Ekim 2015, “Yeni Suriye”(18 Şubat
2016), “Yüzlerce can sıfır istifa”
Evrensel: “İstifa edin, hesap verin”( 12 Ekim
2015), “Yastayız, isyandayız, grevdeyiz” (13 Ekim 2016), “Canlı bombaya demokrasi, halka ölüm”(14 Ekim 2015), “Niye yakalamadınız
Abisi?”
Yeni Asya: “Türkiye
nasıl bu hale düştü” (14 Ekim 2015), Yayın yasağı hakkında; “Tek kelimeyle sansür”(16 Ekim2015)
New York Times’in haberi ne ki bu manşetlerin yanında.
Bugüne kadar gerçekleşen her terör saldırısında bu yabancı ve
ülke karşıtı dil hep devam etti.
İstiklal Caddesi’nde
gerçekleşen terör saldırısında vefat eden vatandaşlarımıza “başınız sağ olsun”
demeyi bile çok görerek bu saldırının bir “seçim çalışması” olduğunu
söylemediler mi?
Hiç şaşırtmıyorlar. Dün nasıl tepki ortaya koydularsa bugün
de aynısını yaptılar.
Hatırlayınız, 5 Haziran 1977 tarihinde seçimlerden 34 gün
önce 1 Mayıs’ta Taksim’de 34 kişi öldürülmüştü.
O tarihten itibaren
terör örgütleri boş durmadı. Türkiye son elli yıldır darbelerle ve terör
eylemleriyle hizaya çekilmek istenen bir ülkedir.
Türk milleti ise her defasında yeniden ayağa kalkmayı
başardı. Ancak bu zihniyet elli yıldır
hiç değişmedi. Gladyo’nun tüm tuzaklarını ayakta alkışladı.
Türkiye, Afrin’e
terör operasyonu yapacağı günlerde, yazarından, sanatçısına, aydın
müsveddesinden terör yandaşı siyasetçilerine, mimarlar ve mühendisler
birliğinden bazı odalarına varana kadar 170 kişi bu operasyonu “savaş” olarak
görmüş ve “barış” kisvesi altında durdurulmasını talep etmişti.
Oysa Türkiye, Suriye’nin Kuzey’inde İkinci İsrail denilebilecek
bir Kürt devleti projesini kendi ulusal güvenliği ve bekası için bertaraf etmek
için mücadele ediyordu.
Tüm terör
örgütlerinin hamisi konumundaki Amerika’ya ve küresel çeteye tek kelime etmeden
kendi ülkesini ve devletini karalamayı tercih eden bir insan malzemesine sahip
olmamız gerçekten de tehlikenin de tehdidin de en büyüğü değil midir?
Rahmetli Oktay Sinanoğlu; "Her sömürgede sömürgeci, sahte aydın sınıfı yetiştirmiştir. Ve o
sahte aydın kendi toplumuna ters, onu tanımayan ve hatta ondan nefret eden bir
aydın sınıfı yetiştirip milletin başına bela etmiştir” diyordu.
Bizim de başımıza gelen budur.
O yüzdendir ki bin
yıldır aynı medeniyetin, aynı duygunun, aynı hevesin, aynı aşkın, aynı
toprakların çocuklarını birbirlerinden koparmak ve ülkeyi küresel şeytani
düzenin hizmetine sunmak için çaba sarf eden bu zihniyetle sonuna kadar
mücadele etmeliyiz.
PKK, İsrail’in “vaat
edilmiş topraklar” dediği ve bunu da Amerika’nın
“Yeni Dünya Düzeni” adına yürüttüğü projenin gerçekleşmesi için
palazlandırılan bir terör örgütüdür. Vazifesini yapıyor.
Asıl karanlık planı tezgâhlayan Amerika, İngiltere ve İsrail
üçgeninde faaliyet yürüten küresel çetedir. Bu plana içerden destek verenler de
Büyük İsrail projesinin bir parçasıdır ve ihanet içerisindedirler.