Heteroseksüellere özgürlük!
Hollywood yapımı çoğu film ve dizilerindeki karakterler uzun zamandır dikkatimi çekiyor. Son on yıllarda çekilen yapımlarda demirbaş tiplemeler var. Zengin ve yaşlı adamın genç, çekici, alımlı ikinci eşi, şirin-sevimli-yardımsever gay bir çift ya da geniş ailedeki eşcinsel bir fert, normal bir aile ve diğerleri üzerinden kurgulanan yapımlarda konu sıkıntısı çekmek de mümkün değil!
Orta yaşı geçtikten sonra çocuklarının annesinden boşanıp çok çekici, frapan ve bu yaşlı adama sadakat ve sevgiyle bağlı birazcık aptal kadın, eşcinseller, normal aile ve mahallede cereyan eden olaylar senaristin istediği malzemeyi kolaylıkla çıkarıyor.
Tüm normalleştirme çabalarına rağmen Amerikan toplumunda da bir tepkiyle karşılanan eşcinselliğin yapım sonunda af veya kabul ile bitmesi de verilen en görünür mesaj; peki kripto mesajlar?
Sempatik gösterme çabaları!
Bizdeki durum da kurbağa örneğindeki gibi yavaş ve derinden geliyor. Televizyon üzerinden açıkça bunu göstermese de sosyal medyada özgürlük adı altında eşcinselliğe karşı koşulsuz bir onay ve sempati gösterme çabası mevcut.
En ufak bir ret ve eleştiri durumunda saygısız, kaba, tahammülsüz ve özgürlük düşmanı, anti hümanist olarak yaftalanmak mecranın ana kuralı gibi!
Bu yıl onur yürüyüşü adı altında düzenlenen gösteriler üzerinden herkesin gündemine dâhil edilen LGBT seviciler, meşruiyetlerinin onanması için kişi ve kurumlara sosyal medya üzerinden baskı ve dayatmayı da ihmal etmediler. Bu aşırı özgürlükçü (!) kesim kendilerine koşulsuz bir serbest alan isterken en küçük eleştiride hakaret ve küfretmekten, listeler oluşturup afişe etmekte hiçbir beis görmediler.
Bu kadar organizeli bir PR çalışmasının ülkedeki küçük bir azınlık eliyle yürütüldüğünü düşünmek elbette safdillik olur. Her türlü linçi göze alıp “iletişimin tüm mekanizmalarını kullanan, kısa sürede gündem oluşturan bu ekibin arkasında birtakım odaklar/mihraklar var” diyeceğim yine de!
LGBT üzerinden ailenin bitirilmesi, cinsiyetsizleştirme çabaları vs bir yana bu gösteriler üzerinden ekranlarımıza saçılan görüntüler işin bir başka boyutunu da gözler önüne seriyor. Eşcinselliğin renklerine büründürülmüş, seksi, açık saçık kıyafetler giydirilmiş, en ağır makyajın yapıldığı çocuk, ara cinsiyetin/eşcinselliğin elçileri olarak sunulmakla birlikte başka bir aşamaya geçildiğinin de işaretlerinden.
Bir süredir kadın makyajı yapılan, kadın görünümü sağlanan Koreli çocukların çeşitli platformlardaki varlığı, dergilerde kapak olması belki dikkatinizden kaçmış olabilir ama bu gösterilerdeki ne olduğu belirsiz çocuğu görmemeniz imkânsız.
Avrupa neden görmüyor?
Gay barda sahne alıp dans eden bu çocuğun cinsel tercihinin yönlendirilmesi bir tarafa istismar boyutu neden koca, özgürlükçü Batı tarafından görülmez? Her şeyden önce çocuk işçi, cinsel istismar olduğu, pedofiliye davetiye çıkarıp beslediği aşikâr bu tutum neden hiçbir kınayıcı otorite tarafından eleştirilmez?
Bırakınız eleştiriyi, kimi Batılı yayınlarda pedofili suçluları ile röportajlar yapılıp yayınlanmaya da başlanmış! Dünya üzerindeki en ağır suçlardan birinin böyle sistematik bir şekilde normalleştirme çabasının sonu nereye varacaktır dersiniz?
Biliyorum; bazı konularda konuşmayı sevmiyorsunuz. Yazılmasından büyük bir rahatsızlık duyuyorsunuz. Üstelik bir kadının yazması rahatsızlığı artırırken başörtülü olması da bunu ikiye katlıyor. Bununla birlikte yine biliyorum ki; var olan bir soruna ilişkin yok sayma tutumu, sonucu değiştirmediği gibi süreci hızlandırıyor. Onun için başımızı kuma sokup beklemek yerine hakikate kilitlenmek en doğrusu; kolay gelsin…
*Twitter.com/sabihadogann