Hesaplaşma!
"Savaş kaçınılmazdır sadece erteleyebilirsiniz ancak oda sizin değil düşmanlarınızın yararına olur. Romalılar savaştan asla kaçmamışlardı. Çünkü biliyorlardı ki Yunanlılarla Yunanistan'da savaşmazlarsa İtalya'da savaşacaklar."*
Türkiye Suriye sınır hattı Daeş unsurlarından temizlendi. Azez-Cerablus hattı birleşti, sırada El-Bab ve Menbic var. Fıratın Batısı veya Doğusu farketmez, emperyalistlerin açıkça destek verdiği PYD-PKK unsurları temizlenene kadar devam etmeli operasyon. Türkiyenin güvenliği Batıya doğru Bosna'dan başlar ve Doğu'da Türkistan'dan Ortadoğu ve Afrika'ya uzanan bir hat içinde yerini bulur.
Yeni yüz yılda kolay ve masrafsız olduğu için "düşmanını kendi unsurlarıyla temizle" savaş stratejisini uygulayan Batının, bizi içimizden görünenler eliyle vurması mukavemet noktamızı zayıflatan en büyük sebepti. Türkiye'de son üç senedir denemedikleri kukla kalmadı ve en son Fetö kozunu oynadılar, hamdolsun ters tepti. Yeni hamlelerini beklerken buna karşı atacağımız adımlar çok önemli.
15 Temmuz, safların netleştiği ve maskelerin düştüğü bir geceydi. O gece kim hangi safta durdu, kiminle omuz omuza kimlere karşı savaştı bazıları unutmuş gibi görünüyor. Unutmakla kalmayıp millete de unutturma çabaları yok mu ?.. Tehlike bu işte. Yaşanan bunca şeyden sonra devlet kademelerinde ve devlet anlayışında ciddi anlamda bir anlayış değişikliği beklerken, hala statik zihin yapısında olan ve bu bakış açısına göre hareket edenleri görüyoruz.
İşgalin ana hedefi, merkezi ele geçirerek muhiti etkisiz hale getirmek yani, Cumhurbaşkanını etkisiz hale getirerek milleti teslim almaktı. Hamdolsun başaramadılar. O günden sonra belli çevrelerin açıktan veya örtülü olarak muhiti -tankların karşısına tekbirlerle çıkan Müslüman Anadolu insanını- etksiz hale getirip merkezi yalnızlaştırma çabasında olduğu gözden kaçmamalı.
Dünyada bir çok ülke güvenlik politikalarında köklü değişime gidiyor. Almanya 'nın savunmaya ayırdığı payı "ani bir kararla" %180'in üzerinde artırma kararı, Japonyanın , İkinci Dünya Savaşı sonrası koyulan "uluslararası çatışmalardaki şiddeti yasaklayan" hükümleri anayasadan çıkartacağını duyurması, Avrupa ülkelerinde halkın olağanüstü durumlarda belirli süre kendilerine yetecek erzak gıda vs stoklamalarını telkin eden yayınların artması, silahlanan Batılı milletler yeni dönemin hangi noktaya gidebileceğini gösteriyor.
Kıvılcımın nereden nasıl hangi vesileyle çakacağını bilmesek de, Doğu ile Batı'nın nihai bir hesaplaşmaya girişeceğini biliyoruz. Zalim sömürü düzenine başkaldırmanın tek yolu bu hesaplaşmayı göze almak demektir zaten.
G 20 Zirvesiyle iyice açığa çıkan ve uluslarası çevrelerde bizi güçlendiren, bir gücün karşısına başka bir güçle ittifak kuracak diplomatik hamleler ve sistemin içinde kalarak sistemle mücadele etme çabası gerekli, hatta hayati bir durum arzetse de, en nihayetinde gücümüzün kaynağını inancı ve vatanı için can vermeyi cana minnet bilecek maneviyata sahip Müslüman memleket evlatlarının oluşturduğunu unutmamak gerek. İşgal girişiminde görüldüğü gibi yaşanacak hesaplaşmada ancak bu güçle ayakta kalacağımız ortadadır.
* Niccolu00f2 Machiavelli