Hesap ortada
Değerli okurlarım etrafta olup bitenleri akl-ı selim ile okumadığımızda ört ki ölem dememek mümkün değil.
Nerede ise
her alanda kaos ve kargaşa.
Bir tarafta
virüs illeti ve onun üzerinden oynanan oyunlar.
Diğer
tarafta ise kuru ekmeğimize göz dikmiş ve milleti bir damla suda boğmaya
çalışan yerli yabancı fırsatçılar.
Son iki
yılımızı tar umar eden covid illetinin bu son varyant ile tarihe karışacağını
ümit edenlerdenim. Ancak bir dert biterken diğeri başladığından veya
başlatıldığından olsa gerek yeni büyük bir sıkıntının ayaklarından çıkan gürültünün
giderek yükselmesinden endişelenmemek mümkün değil.
Son günlerde
telefonla arayanların sadece mesleğimle ilgili soruları yanında yazdığım
makalelerle ilgili tekliflerinin olmasından doğrusu tedirgin olmaya başladım.
Memleketim
Maraş’tan aradığını söyleyen bir vatandaşımız hocam ben bittim diyerek
sözlerine başladı ve anlattıkları uzun olmasına rağmen sonuna kadar kesmeden
dinledim söylediklerini.
Hocam ne
olur bunları yaz dediği için yazıyorum.
Özetinde
maddi sorunları, işin içinden çıkamadığı çaresizlikleri ve birçoğumuzun malumu
tüm vatandaşlarımızı tedirgin eden son günlerimizin yaşanmışlıklar…
Değerli
okurlarım izlerin birbirine karıştığı böyle zamanlarda adımlarımızı devletimize
güvenerek temkinli atmamız hem beden hem de ruh sağlığımızı korumamıza vesile
olur.
Sabır sebat
silahı ile gayret kurşununu hedefine isabet ettirdiğimizde vatandaş olarak
vazifemizi yapmış oluruz.
Onun bunun
dolduruşuna gelmeden, engin denizlerde boğulmadan sahili selamete çıkmanın en
emin yolunun bu olduğuna inananlardanım.
**
Bağımlılık
Otuzlu yaşlarda bir vatandaş utana sıkıla
derdini anlatmaya çalışırken geçmiş yıllarda başka bir bağımlılık hastasının
anlattıklarını hatırladım.
Bağımlılık
veya müptelalık, illa uyuşturucuya veya ilaçlara karşı olmuyor.
Başka
şeylere de oluyor.
Yıllar önce
bir hastam parite bağımlısı olduğundan dolayı benden yardım istemişti. Derdini
anlatırken yaşadığı çaresizliklerin ve içine düştüğü acizliklerin bini bir para
olduğu için çözüm üretmede bayağı zorlanmıştım.
Bu genç
hastamızda da kripto para bağımlılığı oluşmuş ve yaşadığı garabetler işin
içinden çıkılmaz bir hal alınca da başka bir hastamın referansı ile geldi.
Uzunca bir
süre anlattıklarını sabırla ve ibretle dinledim.
İş öyle bir
yere dayanmış ki, mesleğini icra edemez hale gelmiş.
Bu genç
hastamın anlattıkları ile kripto borsasının işleyiş tarzını da öğrenmiş oldum.
Konuşmasının
bir yerinde hocam gecemi gündüzümü çaldı. Lavaboda hatta banyo yaparken bile
ekranı karşımda gözümü bu ekrandan ayırmaz oldum. Banyoda ekran puslanıyordu
onun bile çaresini aradım ve buldum.
Ne uyku
kaldı ne de anne babam….
Hiçbir şeyi
gözüm görmüyor.
Devamlı
ekranla yüz yüzeyim.
Kaybetme
korkum beni bu duruma düşürdü.
Değerli
okurlarım bağımlılık böyle bir şey.
Giderek sizi
normal hayatınızdan uzaklaştırır ve kendi dar çerçevesi içerisinde sizi
hapsederek esir alır.
Kazanma ve
kaybetme.
Bu iki
duygunun beyinde oluşan alıcılarının esiri olduktan sonra yani iş işten
geçtikten sonra uyanır kişi ama nafile.
Bu iki
alıcıyı devamlı beslemek gibi bir çaresizliğin içerisinde bocalanır durulur.
Yoruldukça
yorulunur.
Ta ki, ben
ne yapıyorum sorusunu yüksek sesle sorarak uyanıncaya kadar.
Bu genç
delikanlıyla ilk seansımızı yaptık.
Tedavisini
ayarladık.
Şifa Allah’tan
diyerek ayrıldık.
Tüm
hastalarımıza şifa ya Rab.
Sağlık ve
mutluluk dileklerimle.