Herkesin Yeni Yılını Kutlamıyorum
Düşünen her insanın zihnini, ‘’zaman’’
kavramı mutlaka meşgul etmiştir. ‘’Zaman’’ kavramı, anlaşılması zor bir
konudur. Çünkü zamanın varlığını inkâr edemeyiz, üzerinde düşünmekten kendimizi
alamayız, ama tam olarak mahiyetinin ne olduğunu da bilemeyiz. Zira ‘’Zaman’’
dediğimizde, bir taraftan düşünebilen bir varlıktan yani insandan, diğer
taraftan bir fiilden ve mekândan söz etmiş oluyoruz. Zira düşünmek fiili ancak
bir mekânda gerçekleşir.
Düşünce dünyamın şekillenmesinde
etki eden üç güzel insanın ‘’zaman’’ kavramını’’ nasıl yorumladıklarını kısaca
paylaşmak ‘isterim. Bunlardan ilki, kıymetli ağabeyim Ramazan
Beyhan’dır. Ramazan Beyhan’a göre, ‘’zaman, izafi bir kavramdır. Bizim için
’an’ dan ibarettir ve hayatımız ’an’ üzerinden devam etmektedir. Dolayısıyla geçireceğimiz
her ‘anı’ dünya ve ahiret hayatını güzelleştirecek fiillerle geçirmek gerekir.’’
İkinci, güzel insan, her zaman özlem ve rahmetle andığım Sezai Karakoç’tu. Sezai
Karakoç’u, ilgiyle takip ettiğim Cumartesi derslerinden tanıyorum. Sezai
Karakoç için ‘’zaman’’ soyut bir mesafe olarak değil, ruhsal bir süreçtir. Üstad’a
göre, zaman mekânın veya uzayın değil, ruhun çok önemli bir boyutudur.
Üçüncü güzel insan, Mustafa Kutlu’dur. Mustafa Kutlu, asla mezun
olamayacağım bir okul gibidir. Muhabbeti duyumsuzdur. Ne kadar sıkıntınız
olursa olsun, Mustafa Kutlu ile sohbet ettiğinizde içinizdeki hüzün dağılır.
Bazen birçoğumuzun zihninde bulanık olan bir konu, Kutlu’nun dilinde son derece
berrak bir şekilde dökülür.
Benim için bulanık konulardan biri
‘’zaman’’ kavramıydı. Birgün zaman konusunu kendisine sorduğumda, ‘’zaman,
mesafe ile ilgili olsa da gerçek mahiyetini bilemeyiz. Zaman, Hikmet-i
Hüdadır. Ancak zaman kavramını hareketten bağımsız düşünemeyiz’’ demişti.
Hadiseleri, belli bir sıraya göre
aktarabilmek için, geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman ve gelecek zaman
olarak taksim ederiz. Yani soyut olan ‘’zaman’’ kavramını somut olaylarla
takvimlendiririz veya tarihlendiririz.
Nehirlerin akışı bana hep zamanı
hatırlatır. Zira zaman da bir nehir gibi sürekli akar. Bir nehirde akan her
damla su nasıl ki yeni ise, ‘’zamanı’’ ifade ettiğimiz her ‘’an’’ da yenidir.
‘’Zaman’’ süreklidir ve geçen ‘’an’’ bir daha geçmez. Demek ki geçen her ‘’anı’’
iyi ve faydalı geçirmek gerekir.
Terbiye edilmemiş heves ve arzular, kin
ve hırslar ‘’zamanımızın’’ boşa geçmesine sebep olan kötü bağımlılıklardır. İlimle
donatılmış bir zihin, zikir ile süslenmiş bir kalp ile her türlü kötü
bağımlılıktan kurtulmak mümkündür. Adalet ve merhamet için var olmak temel bir kaidedir.
Diğer bütün şeyler bu iki kaidenin sadece ayrıntılarıdır. Dolayısıyla ‘’zamanını’’
sadece adalet ve merhamette uygun geçiren ve hâkimiyeti için harcayacaklarının
yeni yılını kutluyorum.