Herkese dokunan bir kitap vardır
Üstad Nuri Pakdil'in “Kitap okumadan meydan okuyamazsınız.” sözüne istinaden bizler kitap okuyarak dünyaya ve dünyevi sistemlere kafa tutuyoruz. Kitap okuyanlar, hangi fikirde olursa olsun, temelinde insanı ve dünyayı kurtarma gayretindedir. Rabbim, bütün samimi eylemleri nihayetinde hak yola tevdi edecektir kanaatindeyim. Bu ilke ve değer bilinciyle Türkiye’nin en büyük kitap fuarı olan İstanbul Tüyap Kitap Fuarının 39. Etkinliğine katılmak üzere yola koyulduk. “Kitap şehre geri döndü!” mottosuyla gerçekleştirilen Fuar 3 Aralık’ta kapılarını kitapseverlere açtı ve 11 Aralık Pazar gününe kadar devam edecektir.
Peki, neler koyduk
heybemize?
Bazılarıyla var
olan dostluğumuza binaen, bazılarıyla sosyal medyadan tanış olmamız hasebiyle,
bazılarıysa tanımadığım halde yüreğindeki derinlikleri yüzüne ve kitaplarına
yansıyan birbirinden değerli ve kıymetli birçok yazarımızın bizzat imzaladığı
kitaplarını evvela heybemize doldurduk. Bu kıymetli yazarların başında da Milat
Gazetesinden kalemdaşım Ali Bal, ‘Aristo Nineme Niye Kıydın’ ismiyle
müstesna romanın yazarı Şener Öktem,
mizah ve eleştiri tonunda birbirinden kıymetli eserleri bulunan Hikmet Kızıl, ‘Aydınlanma Yolunda’ ve ‘Tanrının
Temsilcileri’ kitaplarının yazarı Kutsal
Topaloğlu, son kitabı ‘Bana Bunu
Öğretmediniz’in yazarı Hüseyin Akın, otuz yıla yakın bir zamandır
dostluğundan bahtiyar olduğum Abdulaziz
Tantik ve sevgili dostum Adnan
Kalkan gelmektedir.
Değerli kalemlerin
yanında onlarca yayınevinden iki yüzü aşkın kitabı heybemize doldurarak mutlu
ve huzurlu bir halde şehrime dönüyorum. Fuara gidecekler için kesinlikle uğramalarını
tavsiye edeceğim stantların başında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu
stantları olacaktır. Zaten fiyatı uygun olan eserleri ek bir indirim yaparak
bütçenize en uygun hale getirmişler. Diğer stantlara da doğal olarak
ayaklarınız gidiyor. Çünkü fuarın tertip ve düzeni amacına uygun şekilde dizayn
edilmiş.
Cumartesi ve pazar
günü bütün stantları gezmeye çalışsam da bazılarına uğrayamadığım da oldu.
Ayaklarımın yorgunluğunu kitapların huzuruyla unutarak söyleşi ve imza
etkinliklerine katılarak kısmen de olsa dinlendirmiş oldum.
Bingöl'den
kitabını imzalamaya gelen ve bana göre dönemin aruz vezninde şiir yazan nadide
şairlerinden biri olan Faik mahlaslı Enes
Demir kardeşimin hoş sohbeti için kendisine teşekkür ediyorum.
Ali Bal Hocamın, “Sosyal
medyada uzaktan tanış olduğumuz dostlarla fuarlar vesilesiyle yüz yüze, ruhen
ve cismen tanışmak da ayrı bir güzelliktir.” sözü bu fuarların en
önemli amaçlarından birini de ortaya koyuyor. Bu vesileyle Ali Bal, Hikmet Kızıl ve Şener Öktem ile yeniden tanış olarak
geçmiş ve gelecek arasında günümüzü değerlendirirken aynı dertlerden muzdarip
olup, ortak kaygılarda buluşup, çözümünde hemfikir olduğumuz konularla ilgili
fikir ve bilgi paylaşımları şahsım adına fuara damga vurdu. Gelecek adına güzel
oluşumların da bir bakıma temelini atmış olduk. Rabbim niyetlerimizi ve
amellerimizi hayreylesin.
Okumak ve
geleceğimizi inşa etmek adına bu tür etkinliklerin daha da artarak bilhassa
gençlerimizin istifadesine sunulmasını önemsiyorum. Kitapları anlamlı kılan
okurudur. Hele bu okur kitlesi, gençlerden oluşuyorsa yazar ve kitap daha fazla
amacına ulaşmış demektir.
Hafta sonu
olmasına rağmen fuara katılanların çoğunluğunun gençlerden oluşması gelecek
adına beni biraz daha umutlandırdı. Hafta sonu tatilinde bir yerlerde gezip,
eğlenmek yerine vaktini kitaplarla geçiren gençlerimize ve bu güzelliğe vesile
olan büyüklerine gönülden teşekkür ediyorum. İmza etkinliklerindeki uzun
kuyruklar gelecek adına umutlu olmamızın en güzel vesilelerinden biri diye
düşünüyorum.
Velhasıl, ısrarla
ve yeniden “Okumak lazım Azizim, okumak. Çünkü çok sonraları vuracaklar bizi,
okumadıklarımızla!” diyor ve hepinizi kitaplarla baş başa bırakıyorum. Siz
yeter ki okumak isteyin, emin olun herkese dokunan bir kitap vardır.