Herkes kendi işine
"Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak; sınırınız çölden ve Lübnan `dan, ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Önünüze kimse duramayacak; Allah `ınız Rab , size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu, ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır."
"Şimdi git, Amalekliler`e saldır. Onlara ait her şeyi tamamen yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Erkek, kadın, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür ."
"Sen benim savaş çomağım, savaş silahımsın. Ulusları parçalayacak, krallıkları yok edeceğim seninle. Seninle atlarla binicilerini, savaş arabalarıyla sürücülerini kırıp ezeceğim. Erkeklerle kadınları, gençlerle yaşlıları, delikanlılarla genç kızları, çobanla sürüsünü, çiftçiyle öküzlerini, valilerle yardımcılarını darmadağın edeceğim."
Geçen gün dinlediğim bir vaazda minberdeki hoca yukarıdaki ifadeleri ateşli bir şekilde tekrar etti ve bunların kutsal kitabın sözleri olduğunu vurguladı, dehşete kapıldım...
ŞAKA ŞAKA!
Yukarıdaki ifadeler 'bozulmuş' Tevrat'tan. Yahudi din adamları bu ayetleri sıkça tekrar edip yöneticilerini ikaz edermiş!
Anadolu'da sıkça tekrar edilen bir söz vardır: "İŞİNE BAK"...
Bu sözün kibarcası HERKES KENDİ İŞİNİ İYİ YAPSIN şeklinde oldukça yaygındır.
Bu şekliyle bakıldığında, kimse kimsenin işine karışmasın ve yaptığı işi doğru-hakkıyla yapsın, anlamını kolayca çıkarabiliriz. Bu haliyle de bu söze kimse itiraz edemez değil mi?
O halde teknik olarak doğru yerdeyiz. Bir konunun uzmanı o konuya ilişkin BELGELİ fikrini söylediğinde onu yargılamak yerine anlamaya çalışmalıyız, şayet anlamaya gücümüz, cesaretimiz, fikrimiz, görgümüz yetmiyorsa en azından susma edebini göstermeliyiz!
Evet evet konu yine AYASOFYA !
Ne demiş İmam Efendi?
Kuran'dan bir ayet okuyup ayetin mealini vermiş. Yorum katıp AYASOFYA ile ilintilendirmiş ve duasına katmış!
Vayyy!
Sen kime lanet okudun bunu nasıl yaparsınla başlayarak uzayıp giden eleştiriler, hakaretler. İmam Efendinin ne fitneciliği kaldı ne bilmem nesi!
Bir ayet okudu ve bu ayeti camide okudu!
Okuduğu ayetin uzmanı o; okuduğu yer de ayetin okunacağı yer...
Eee nedir bu saçma iklim!
Siyasilerin meydan konuşmalarına bir akademisyen, hoca, tornacı, ayakkabı boyacısı, mühendis... karışıyor mu?
Katılır ya da katılmaz, varsa içerikte teknik bir hata bunu dile getirir en çok!
Yahu adamcağız ayet okudu ayet.
İnanırsın inanmazsın, katılırsın katılmazsın; ama susmayı becermelisin!
Mühendisler Odası başkanı okumadı bu ayeti!
Konunun uzmanı bir HOCA okudu!
Tabipler Odası başkanı minbere çıkmadı!
Fırıncılar Odası başkanı dua etmedi!
Azıcık aklınızı başınıza devşirin.
Bir zamanlar 'burası Arabistan değil' sözü modaydı; şimdi biz de burası İSRAİL DEĞİL mi diyelim...
AYASOFYA'nın ibadete açılması PAPA gibi yoksa sizi de mi hüzünlendiriyor?
Haa söz konusu ayetin AYASOFYA ile ilintisi yok diyerek konunun uzmanı bir ilahiyatçı konuşursa onu dinleriz!
Konunun uzmanı olmadığı halde Soner YALÇIN bu bakış açısıyla bir yazı yazmaya çalışmış. Farklı bir bakış açısı olduğu için kayda değer buldum yazıyı.
Şimdi başa dönelim.
Tevrat'taki bu ayetleri Havra'da okudu diye bir Haham'ın linç edilmesini hayal edebilir misiniz?
Edemezsiniz!
Çünkü bu olabilemez!
Ama bizde oluyor...
Buna da, bize Yahudi aklının bir kazığı deyip geçelim!
Ne diyordu Ahmet KAYA:
"Hadi sen git işine de herkes kendi işine"