Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2963.67
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Herkes kalbince yol alır

Yaşadığımız büyük deprem insanın kalbine bambaşka dönüşler yaptırdı.

On ilde acıyı, yokluğu, kaybı en deriniyle hissedenler, yaraları sarmayı çalışan insanların kalbinde ısındı. Merhamet, şefkat bağı ibrişim kuşaktı gönüllere.

Herkesin yapabileceği elinden gelen şüphesiz bir şeyler vardı.

Kumbarasında biriktirdiği parasını gönderen çocuk, ineğini satıp onun parasını yollayan nine, atkı bere ören hanımefendiler, paket hazırlayan gençler, günlerce uyumayan dernekler, gönüllüler, telefonu elinden bırakmadan gece gündüz koordine yapan nice insan, ekmek yapan kadınlar, evlerini deprem görenlere tahsis edenler, kimi canıyla kimi malıyla herkes bir şekilde koştu deprem bölgesine, deprem yaşayanların kalbine.

Depremin her ikisini de yaşamış biri olarak dostluğun, merhametin kalple yol almanın güzelliğine şahidim.

Her zorun elbette kolaylığı vardır. Her darın genişliği. Bundan yana kalbimiz mutmaindi. Sonrasında korku, soğuk ve kışla imtihan olsak da, sağ çıkmanın şükrüyle ayaktaydık. Para ve kredi kartının işe yaramadığı vakitler. Soğuk ve susuzluk yükünü kaldıramayınca bedenim depremden on gün sonra Malatya’dan çıktık yola. Yollar da kalplerimiz gibi kırık döküktü. Şehrimiz soğuk ıssız. Trabzon’a doğru yol aldık.

‘’Kendimi iyileştirip sana geri döneceğim şehrim’’ derken gözyaşlarım hiç bu kadar yakmamıştı kalbimi.

Ensar-muhacir ilişkisini kitaplardan okuduk hep. Ve ensar konumunda olduk. ‘’Sanki ben hep koruyan kollayan ev sahibi olacaktım’ ’Bu o kadar çok zihnime işlemişti ki gün gelip benim de memleketimden, işimden, aşımdan ayrılacağımı düşünmemiştim. Gün gelip bir bardak suya, bir çoraba, bir kâse çorbaya muhtaç olacağımız aklıma hayalime gelmezdi. Varlık içinde yoksulsun. Olan içinde mahrumsun. İdrak gerektiren mesele buydu işte.

Ankara, Sivas, Balıkesir, Kayseri, İstanbul, Trabzon, Çorum, Bursa, Konya, İzmir, Antalya, Sakarya, Eskişehir daha sayamadığım ilçelerde evlerini açan dostların varlığıyla onarıldıkça onarıldı kalbim.

Her bir davet, her bir telefon; gönül evimize bir duvar bir tuğla oldu. Gönül kapısı oldu, karanlığı aydınlatan pencere oldu.

Her şeyiyle tam teşekküllü evini açan kıymetli Çoban ailesi burada ailemiz oldu. Üşüyen sırtımıza hırka, buz kesmiş bedenlerimize, ruhlarımıza sıcak çorba oldular. Mahalle şimdi bizim mahallemiz.

Herkes kalbince yol almaya devam ediyor edecek de. Kanı hep beraber durdurmaya çalışan milletim tek yürek oldu çok şükür. Sargı bezini peyderpey kaldırıp merhemin devamlılığı ile yaraları iyileştireceğiz inşallah.

Benim kale'm kalemim...

Sürece bu minvalde katkı sağlayabilmektir muradım...

Yüreğimiz kanadı, yüreğimiz yandı. Gurbetin yüzü, bir yazgı olsa da, yurdumun güzel insanları nice güzelliğe gönülce öncülük ettiler, etmeye devam ediyorlar.

Bulunduğumuz yer neresi olursa olsun sözün ve kalemin hikmetiyle gerek depremzede kardeşlerimize gerekse tanış olduğumuz yüreklere gönülce katkılar sunma gayretim daim olacak inşallah.

Herkesin dünyası kalbi kadar. Merhamet ise dünyalar kadar. Gücü nispetinde bir lokmayla da olsa, bir selamla, bir hatırla bizlerin yanında olan herkese şükranlarımı sunuyorum. İyilik sevdasını taşıyan tüm yüreklere selam olsun

Merhamet şefkat dayanışma tüm afetlerden daha büyüktür. Vesselam.