Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2977.12
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2018

Herkes evlenir ama aile olamaz!

Nikahın ve imanın şakası yokturu2026

Hayatı paylaşmanın diğer adı olan evlilik, aile olunmayan bir ortamda cehenneme dönüşür. Egolarını tatmin etme yarışına giren, kişiliği tam oturmamış sağlıksız iki kişi yaptıklarıyla hayatı çekilmez kılar.

Bedenen, aklen, fiziken ve ruhen ergin yani olgun olması evlilik çağının geldiğinin delilidir. Bu çağda olan kıza veya erkeğe Hak Teala eğer yetimse bakan kişiye bütün mal varlığını teslim etmesini ister.

Malını teslim alıp idare edebilecek kişi artık evlenip evliliğin getirdiği sorumlululları da yüklenip, idare etmesini, emanete dikkat etmesini, sahip çıkmasını, malını koruduğu gibi ailesini de korumasını bilir.

Evlilikte de öncelikle beylere hanımlar, akabinde de evlatlar anna babaya emanet olarak verilir. Malların ve evlatların imtihan vesilesi olduğu bilinmelidir. Bütün gayretler emananetlere ihanet olmaması yününde olmalıdır.

Sahip olduklarını savunabilen, aklı başında, güvenilirliğini ispat etmiş olan erkek ve kadın, doğru bilgiler ile beslenmelesi akabinde daha sağlıklı yuvalar kuracaktır. Sağlam bir sözleşme olarak bilinen evlilik akdine daha sadık kalacaklardır.

Evlilikde iki kişinin birbiriyle iyi ve kötü günde beraber olmaları, beklentilerin göz ardı edilmemesi ve ortak akla uygun hareket etmeleri gerekliliği üzerine verilmiş sözler vardır.

Rahman inananları Nahl suresi 91. ayetinde "Sözleştiğiniz zaman Allah için verdiğiniz sözü yerine getirin ve bir de Allah'ı kendinize kefil ederek sağlamlaştırdığınız yeminlerinizi bozmayın. Allah ne yaptığınızı bilir." buyurarak uyarmaktadır.

Allah'ın adıyla kurulan evliliklerde zulümler üst boyuttaysa iki taraf da verdikleri sözlerde durmamalarından, saygıların zedelenmesinden, adaletin sağlanmamasındandır. Zira dünya hayatının refahı sözlerde durmak, saygı ve adalet üzerinedir. Adil olunmayan hiçbir yerde huzur yoktur.

Elbette insan insan ilişkisinde sorumluluklar konusunda bazı ayrımlar söz konusudur. Bu da hayatta daha mutlu olmak için bir ön kabul olmalıdır. Özellikle evlilik içinde roller tam bellidir. Görevlerini, sorumlulukarını ve sınırlarını bilmeyen evliler asla aile olamayacaktır.

Evlilik yolculuk gibidir. Yolculuklarda bilene tabi olunması ortak aklın kabulüdür. Evlilik yolcuğunda tabi olunanın erkek olması, bir bakıma erkeğe verilmiş üstünlüktür. Lakin erkeğe verilen bu görev büyük bir sorumluluk da yüklemektedir.

Bu görev KAVVAM kavramı ile ifade edilmiştir. Belki de hayatta erkeği ve kadını ayıran en önemli özellik budur. İlgili ayet Nisa suresinin 34. Ayetindedir. "Erkekler, kadınların başlarında kavvamdır. (Yönetici ve koruyucu)"

Kavvam tabiri; bir şeyin veya bir kimsenin başında bulunmak, onu korumak, idare etmek, geçimini üstlenmek, sorumluluğunu taşımak anlamlarındır. İsmi mübalağa kalıbından olması, yöneticiliği ve karuyucu olmayı bıkmadan usanmadan her zaman yapması içindir.

Güven veren, adaleti tam yapan, evin geçimini üstlenen her erkeğe karşılığında öncelikle itaatını Allah için yapan, meşru isteklerini geri çevirmeyen, ailesine bağlı olan, kendini koruyan saliha bir eş bulacaktır.

Aksi olması da elbette mümkündür. Bu da beylerin imtihanıdır. Sabretmesi ve Rahman'dan yardım istemesi istenir. Zira Hak Teala Nisa suresi 19 ayetinde eşleri ile marufa uygun bir şekilde geçinmelerini tavsiye etmiştir. Hoşlanmadığınız şeylerde de bir çok hayır olabileceğini buyurmuştur.

Kavvam olmak kazancından harcamasını ve bunu aralıksız yapmasını gerekli kılar. Zira ailede adalet tesis etmek, geçimini karşılamak, yönetimi iyi yapmak tamamen erkeğe verilmiş bir görevdir. Aksi takdirde evlerde huzur olmayacaktır.

Hayatın ağır yükünü öncelikle daha güçlü olan beylerin üstlenmesi istenir. Bu yüklenişe şahit olan hanım, eşinin yanında daha da olgunlaşacaktır. İslam aile sisteminde kadınların hocaları koca, çocukların hocaları da annedir.

Erkek ergin olmak zordur. Zira evin geçimini üstlenecek olan erkeğe kadın emanet edilmiştir. Hassas, duygusal, kırılgan olan kadın korunmaya muhtaçtır.

Kadının korumasını üzerine alan Rahman, toplumda iftiraya uğramaması için dört şahit olmasını, getiremezlerse asla şahitliğinin kabul edilmemesinin yanında toplum önünde cezalandırılmasını emretmiştir.

Akabinde kadının babası, erkek kardeşi, toplum ve evlilik akabinde evlendiği erkeğe kadını teslim etmiştir. Yönetimi elinde olması gereken beylerede adaleti tesis etme görevi verilmiştir.

Aileyi yönetmek devleti yönetmek gibidir. Evlenmeden önce her erkek yönetim sanatını çok iyi bilmelidir. Anlaşma ile kendisine emanet edilen eşine ve ailesine karşı adaleti tam yapmaya çalışmalıdır.

İlk sorunlar yanlardan gelir. Annenin gelinini kendisine rakip gibi görmesi ya da hanımın "benim sözümü mü yoksa annesinin sözünü mü tutacak" diyerek eşini denemesi vardır. Böylelikle ilk sorunlar genelde gelin-kayınvalide ya da gelin-görümce arasında yaşanan problemlerdir. Buda aile oluşumunda birinci sorunlardır.

Evlenen erkek ilk imtihanını vermektedir. İki kadın arasında kalmak zordur. Zira bir tarafta eşi, diğer tarafta da anne ve kardeşi vardır.

İdare etme sanatını Rahman Nisa suresinin 129. ayetinde ne kadar uğraşsalar da erkekler kadınlar arasında adaleti yerine getiremeyeceğini belirtmiştir. Tavsiye ise arayı düzeltme gayretinde olmak ve birini askıda bırakmamak, ilgisini büsbütün kesmemektir.

Adaletin inşası öncelikle ailede bu noktadan başlamalıdır. Burada adaleti yapma gayretinde olan erkeğin başı ağrımayacak, aile fertleri mutlu olacak ve aile olmaya zemin oluşacaktır. Zira evlilerin aile kuramamalarının başlangıç sebeplerinden en önemlisi budur.

Ves-Selam.