Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.52
Gram Altın
2950.32
BIST 100
9878.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Kasım 2022

Her zalimin hazin bir sonu vardır

Çok zalimce ve acımasız bir şekilde saldırıyorlar. İnsani, vicdani ve ahlaki hiçbir kural, kaide ve değer tanımadan saldırıyorlar. Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir ihtiras, bu nasıl bir öfke ve kötü ruh hali?

Kadınlarımızı, çocuklarımızı, yaşlılarımızı, kaymakam ve polislerimizi öldürüyorlar, geride kalanları ülkeyle beraber yetim bırakıyorlar. Hiçbir insani ve vicdani değer bu saldırıları tümden durduramıyor.

Ne acıma kalmış, ne merhamet ne şefkat kalmış ne de muhabbet… Tüm değerleri yitirmişler ve fütursuzca tüketmişler.

Bu zalimlerin acımasız yönleri ve kural tanımaz oyunları bitmiyor ancak bizim insanlık yanımız yani sol yanımız yoruldukça yoruluyor, yüreğimiz darlandıkça darlanıyor.

Bu zalimane saldırıların, katliamların haklı gerekçesini, anlamını, amacını, mantığını açıklayacak, toplumu ikna edecek hiçbir insani ve ahlaki dava ve düşünce olamaz ve olabilmez. Hiçbir dava ve ideoloji de yitip giden canların yerini de alamaz.

Emir büyük yerden, destek ve silah da aynı yerden. Bilindik düşmanın hançeri adama batsa da koymaz amma dost görünen müttefiklerin ihanet tuzağı adamın nefesini keser, kalbini orta yerinden vurur.

Hendek ve çukurlara gömmek istediler bizi ve kardeşliğimizi. 15 Temmuz ihanetiyle içten işgal etmeye, diz çöktürmeye, ülkenin yeniden haritalarını çizmeye çalıştılar aynı üst akıllar…

Varsın ülke yansın, bölünürse de bölünsün, darbe ve sıkıyönetim olursa da olsun yeter ki “Ülke diz çöksün, Recep Tayyip Erdoğan devrilsin” ihanetine düştüler.

Oysa Haçlı Savaşlarında, Moğol istilasında, 1.Dünya Harbi’nde ve son olarak 15 Temmuz istiklal ve istikbal ruhunda gösterildi ki, bu millet bu vatanı, birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde canı pahasına koruyarak kaos ve kargaşaya teslim etmeyecektir, kapatılan yüzyıllık parantezi tekrardan açtırmayacaktır.

Tüm bu oyun ve tuzaklara karşı da bizler terörün, ihanet ve gafletin en büyük kozu olan etnik ve mezhepsel ayrıştırma ve birbirine düşürme tuzağına düşmeyeceğiz. Bu ülkeyi birlik ve kardeşlik ruhu içerisinde diri ve dik tutacağız.

Allah rızası için birbirimize merhamet edeceğiz, etnik ve mezhepsel temele dayalı ötekileştirici, kin ve nefret kusucu söz ve eylemlerden uzak duracağız.

Dedelerimizin bizlere müşterek miras bıraktığı “ Çanakkale Kardeşliği Ruhunu” ve “ 15 Temmuz istikbal ve istiklal ruhunu” ülkenin tüm yanına yaymaya çalışacağız.

Bayrak, ezan, vatan ve şehit gibi bizi büyük biz yapan ortak değerlerimize sahip çıkacağız, onları çimento gibi sağlam tutacağız.

Kürdü de seveceğiz, Türkü de. Kürtçeyi de seveceğiz, Türkçeyi de. Türkün ölümüne sevinen Kürde, Kürdün ölümüne sevinen Türk’e korkmadan karşı çıkacağız.

Kim ki “dini, dili fark etmez bizi biz yapan ortak milli değerlerimizi savunanlara saldırıyorsa” ona karşı geleceğiz, kim ki “dava vatandır, vatan da namustur, namusa sahip çıkma zamanı” diyorsa da onu da göz bebeğimiz gibi koruyacağız.

Kim ki ayrılıkları körüklüyor, etnik ve mezhepsel farklılıkların sinir uçlarını kaşıyorsa bilin ki o kötü niyetlidir, ona karşı çıkacağız.

Her karanlığın bir aydınlığı, her zalimin bir hazin sonu vardır. Karamsar olmayacağız. Bu ülke en başta 15 Temmuz gibi bir tarihi ihanet sürecini atlattı, bugün yaşadıklarımızı da atlatacağız. Çok dua edip, yorulmadan çalışmayı da ihmal etmeyeceğiz.

Küresel emperyalizme başkaldıran, isyan ve itiraz eden öncü kadrolara ve vatanımıza sahip çıkacağız, çağrılarına da iştirak edeceğiz.

Böyle riskli ve kritik zamanlarda yel değirmeni gibi rüzgara göre yön değiştiren devrin adamlarına değil, dava adamlarına destek olacağız, ellerinden tutacağız, vatanseverlerin de sesi olacağız.

Zalimlere karşı daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde dik duracağız, daima hazır, örgütlü ve uyanık olacağız.

Rabbimizden de kardeşin kardeşe düşmemesi için, fitne ateşinin sönmesi için, musibet ve şerlerin defi için, kalplere de daha fazla merhamet tohumlarını ekmesi için de çok ama çok dua edeceğiz.