Her şeyi Bırak Barışa Bak!
Çözüm Süreci'nin sağlıklı ilerlemesine katkıda bulunmak, Kürt ve Türk toplumunun sürece ilgisini pozitif yönde canlı tutmak, süreci tarihi bir fırsat bilerek ülkede huzur ve barış ortamının tesis edilmesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek amacıyla aralarında benim de yer aldığım bir grup aydın çok anlamlı bir kampanyaya öncülük ediyorlar. Kampanyamız 4 Kasım Salı günü, saat 13:00'te, Taksim Hill Otel'de gerçekleştirdiğimiz bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Kampanyanın öncülerinden sevgili dostum Cengiz Algan Çözüm Süreci'nin bir nevi "üvey evlat" muamelesi gördüğünü ifade ediyor. Aynı zamanda haklı olarak sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerin sürece destek veren etkinliklerinin olmadığını vurguluyor. Dolayısıyla süreç hükümetin, kamuda ilgili birimlerin ve Kürt hareketinden bir avuç aktörün sırtında ilerliyor. En önemlisi de toplumsal olarak dikkatimiz sık sık süreçten dağılıyor.
Kampanya bu anlamda çok önemli. Tüm bu olumsuzlukların üzerine giderek barışa sahip çıkmak ve sürecin sağlıklı ilerlemesine katkıda bulunmak amacıyla ülkede bir barış seferberliği başlatmak durumundayız. Daha evvel bir yazımda da ifade etmiştim. Türkiyeliler olarak barıştan başka çaremiz yok. Çözüm süreci artık bu ülkenin namusudur. Tüm engellemelere rağmen, barışa karşı yapılan provokatif eylemlere, söz, yazı ve alınan tavır- tutumlara rağmen bu ülkenin vicdanlı insanları olarak barışa sahip çıkmak ve nihayete erdirmek boynumuzun borcudur. Eğitim mağduru Kürt-Türk çocuklarının sorunlarını kitaplaştıran Muğlalı bir Türkmen olarak ben de "her şeyi bırak barışa bak" diyorum. Ve tüm Türkiyelileri bu kampanyaya destek çıkmaya davet ediyorum. Diğer taraftan çözüm sürecinin eğitim reformlarıyla eş zamanlı gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni nesilleri ideolojik, tekçi eğitimden kurtarıp barış dolu bir Türkiye'ye hazırlamak gerekir.
Öğrencilerin aldıkları eğitimle "insan haklarını" hangi etnik kimlikten, dinden ya da mezhepten olursa olsun her kişinin yalnızca insan olması nedeniyle sahip bulunduğu özgürlük değerinin tanınmasını ve bunu her çeşit müdahaleye karşı korunmasını gerektiren bir ahlaki talep olarak görmeleri ve bu minvalde bir gayretin içerisinde olmaları barış ve huzur ortamın tesisi için daha yararlı olmayacak mıdır?
Barışa Bak! Kampanyası için kaleme alınan metnin tamamını aşağıdadır.
Barışa Bak!
Bugüne kadarki bütün barış denemelerimiz eski devlet aklının karanlık duvarlarına çarpıp parçalandı. Yıllarımızı, canlarımızı, çocuklarımızın geleceğine yatıracak kaynaklarımızı, anlamsız bir savaşta heba ettik. Ortak aklımız, ortak vicdanımız, bizi bize bağlayan bin yıllık kardeşlik hukukumuz, hakikatimiz felç edildi. Gerçekte var olmayan bir düşmanlığın peşinden 30 yıl sürüklenerek, gençlerimizi namluya sürülen mermiler gibi harcadık. Hep birlikte harcandık.
Şimdi ilk defa barışa bu kadar yakınız. Tarihimizin toplumdan en yüksek desteği alan yerli ve bize has projesi Çözüm Süreci'yle, ilk defa barışın kapısına kadar geldik. Artık barışın ışığını görüyor, sıcağını hissediyoruz. Elimizi uzatsak dokunacağız. O kadar yakın, o kadar gerçek.
Ama yine yolumuza taş koyanlar var. Hükümet devirme girişimleriyle, sokak isyanlarıyla, provokasyonlarla, itibarsızlaştırma kampanyalarıyla gözümüzü, gönlümüzü, dikkatimizi barıştan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. En küçük aksaklıkta "Süreç çöktü. Böyle barış olmaz" korosu devreye giriyor. Küçük ama etkili bir azınlık, aklımızı çelip bizi yeniden savaşa sürüklemek istiyor.
Bütün Türkiyelilere çağrımızdır:
Çözüm Süreci, kesintiye uğratılan bin yıllık kardeşliğimizin yeniden tesisine sunulmuş büyük bir imkandır. Gerçek potansiyelimizi açığa çıkaracak büyük bir fırsat, büyük bir nimettir. Yeni Türkiye'nin kuruluşunda bir sıçrama tahtasıdır. Sadece bizim değil, bugün kanlı oyunlarda perişan edilen sınır komşularımızın da aydınlığa çıkış anahtarıdır.
Gelin bu defa savaş çığırtkanlarına izin vermeyelim. Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Yeni Türkiye'nin yeni ortak aklını, yeni ortak vicdanını hep birlikte inşa edelim. Barışın ağır yükünü bir avuç fedakar insanın omuzlarına bırakmayalım. İstasyonda tren bekler gibi barışı bekleyip, kenardan seyretmeyelim. Kardeş soframızı el ele, omuz omuza kurup, barışın tatlı meyvelerini hep beraber yiyelim. Bu sofrada hepimize yer var.
Büyük barışımızıkurmak için "muhtaç olduğumuz kudret" kadim Anadolu topraklarının geleneklerinde mevcut. Yeter ki dikkatimiz dağılmasın, barışa odaklanalım.
Gelin Türkiyeliler;
Her şeyi bir kenara bırakalım. Barışa bakalım.
Şu ana kadar kampanyaya destek verenler:
"Abdurrahim Boynukalın, Ahmet Uzun, Ali Bayramoğlu, Atilla Yayla, Bayram Zilan, Bengül Güngörmez, Berat Özipek, Cahit Koytak, Cemile Bayraktar, Cengiz Alğan, Cennet Uslu, Ceren Kenar, Demiray Oral, Elif Çakır, Enver Alper Güvel, Erol Göka, Etyen Mahçupyan, Fadime Özkan, Fırat Erez, Gülay Göktürk, Gülçin Avşar, Gürbüz Özaltınlı,Güldalı Coşkun, Halil Berktay, Halime Kökçe, Haşmet Babaoğlu, Hidayet Ş. Tuksal, Hilal Kaplan, Hüseyin Hatemi, İdris Kardaş, İhsan Bilgin, İlhami Işık, İzzet Yaşar, Kezban Hatemi, Kurtuluş Tayiz, Kutluğ Ataman, Mahmut Övür, Markar Esayan, Merve Şebnem Oruç, Meryem Gayberi, Nurhayat Kızılkan, Oral Çalışlar, Orhan Miroğlu, Osman Can, Ömer Çaha, Özlem Çağlar Yılmaz, Serdar Kaya, Süheyb Öğüt, Tuncer Köseoğlu, Ufuk Coşkun, Ümit Kurt, Üstün Bol, Vahap Coşkun, Yalçın Arı, Yaprak Zihnioğlu, Yasemin Yıldırım, Yıldıray Oğur, Yıldız Ramazanoğlu, Yusuf Şahin..."
Desteklerinizi beklerizu2026 Yeni Türkiye'de barış, huzur, demokrasi, sivil siyaset, özgürlükler kazansın. Ahlak, erdem, vicdan ve adalet kazansın. İnsanlık kazansın. Kısacası Türk'üyle, Kürd'üyle, Ermeni'siyle tüm farklılıklarıyla birlikte bu ülkenin şerefli ve özgür vatandaşları olmak istiyoruz. Barış bu bakımdan çok kıymetli ve önemli..
twitter.com/sivildemokrat