Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Şubat 2023

Her şeye muhalefet

Cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye sevdalı mahfillere her gün yenileri ekleniyor. Kimisi içerden, kimisi dışardan vurun abalıya misali vurdukça vuruyor.

Olan vatandaşa oluyor.

Muhalefet etmenin ölçüsünü kaçıranlar,iktidara çakayım derken vatandaşın hem huzurunu kaçırıyor hem de rezil rüsvay oluyor.

Söz ağızdan çıkana kadar elbette sahibinin esiridir.Ancak ağızdan çıktığı andan itibaren sahibi sözünün esiri oluyorsa buna muhalefet demek yanlış olur.

Seçim tarihi belli olur olmaz gözümüzün önünde cereyan eden garip olayları hatırladığımızda demek istediklerim daha iyi anlaşılır.

Yüz yaşına basmış olan Cumhuriyetimizin ilk yarısında vatandaşa yaşatılanları büyüklerimizin ağzından bizzat dinleyerek yetişmiş bir cumhuriyet çocuğu olarak,ikinci yarısında ve özellikle son 20 yılda yaşadıklarımla kıyasladığımda her şeye muhalefet edenlerin samimiolmadıklarına inanıyorum.

Her şeye muhalefet etmek için önce aklı kiraya vermek gerekir.

Kör ve sağır olmak gerekir.

Dost sohbetlerinde ülke meselelerini konuştuğumuzda sorulan sık bir soruya verdiğim tek cevaba bazı dostlar bu kadar mı der, bende evet bu kadar derim.

Soru şu.

Cumhurbaşkanımızın ülkemiz adına yaptığı icraatlar.

Cevabım tek kelime kesin ve kati.

İnşallah dünyamı değiştirinceye kadar da bu cevabım aynı kesinlikte olacak.

Ayasofya.

Fatih Sultan Mehmet dedemizin vakfiyesi ve vasiyeti ile cami olarak ibadete açılmasına rağmen malum sebeplerle kapısına paslı kilitler vurularak ümmetin kalbinde ağır bir hüzün ile duran bu masum mabedin kilitlerini kırarak aslına çevirip Müslümanlara derin bir oh dedirtti.

Ah vah edenler oldu olmasına ama ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlarla dolup taşmasından da anlıyoruz ki, büyük çok büyük bir icraat.

Müslümanların on yıllardır beklediği o kutlu anı ümmete yaşattı ya, gerisi gelir.

Zaten ha bire geliyor.

Avrupa bize aferin diyecekmiş.

Amerika’yı karşımıza alırsak batarmışız.

Gavurdan dost olmayacağını dağdaki çoban kesin olarak bilir.

Sade çoban değil,sokaktaki herhangi bir vatandaşımıza sorulsa oda bilir ki, gâvurdan dost kedi derisinden de post olmaz.

Muhalefet etmek demokrasimizin gelişmesi olgunlaşması yanlışların azaltılması için gerçekten çok gerekli ama bizdekilerin yaptığı gibi olmasa.

Adam utanmadan sıkılmadan muhalefet ediyorum diye her şeye ama her şeye karşı çıkıyor ve sorulduğunda da ”bu hükumet dünyanın en doğru işini de yapsa onu alkışlamayız” doğru yaptın demeyiz, diyebiliyor.

Rahmetli Erbakan hocamız, ağır sanayi hamlesini başlattığında ülkemizin dört bir yanına temeller atmıştı. O günde, aynı zihniyete mensup olan muhalefet bu temelleri meclis kürsüsüne getirip Rahmetli hocamızla kendilerine göre alay etmişlerdi.

Bu zihniyetin derdi elbette ülkemizin gelişmesi müreffeh olması değil.

Bunu tek parti döneminde bu millete yaşattıklarından biliyoruz zaten.

Bu kafa öyle bir kafa ki, seçimlerde tuvalet terliğini koysanız ona oy veririm diyerek aslında ne mal olduğunu da açık ediyor.

Böyleleri her zaman olmuş olmasına da dünya fezaya giderken bu kafanınesfele gitmesi kötü.

Yazık değil mi bu millete.

Gavurâşıkları sırca köşklerinde vur patlasın çal oynaşınla yaşarken, milletin kahır ekseriyetinin umudunun törpülemesi, tam toparlanıyoruz derken içerden hançerlenmesine kör ve sağır olmak ne kadar akıllıca.

Dertliyiz ama çok şükür umutluyuzda.

Said Nursi’nin gönüllere ferahlık veren veciz sözü ile makalemi sonlandırıyorum.

“ümitvar olunuz,şu istikbal inkılabıiçinde en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır”

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.