Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Şubat 2024

Her şey çok kötü olmuş...

“Her şey çok güzel olacak” sloganıyla başladı İstanbul’da duraklama ve hatta gerileme devri. Tutulması değil verilmesi önemliydi sözlerin. Yapmak değil vadetmekti asıl gaye. Nasıl olsa insanlar verilen sözlerin takipçisi olmayacak diye düşünülmüştü. Hele bir kazanalım gerisi önemli değildi niyetleri. Projeler değil algılar üzerinden sürdürüldü siyasi çalışmalar. Bir inat uğruna değişim istendi yerel yönetimlerde.

Göreve gelir gelmez başladı yıkım icraatları. İlk önce işçilerden başlandı kıyıma. Unutuldu verilen sözler. Vazgeçildi iyi niyet hesaplarından. Peşine düşülmedi icraatların. Temel atmama törenleri düzenlendi pervasızca. Algı operasyonlarına harcandı milli servetler. Yollarda kaldı İstanbullular. İtilmeye başlandı otobüsle, metrobüsler. Tünellerde mahsur kaldı işine yetişmek için erken kalkanlar. Freni patlayan otobüslerin daldığı duraklarda can verdi okula yetişmek için bekleyen gençler. Bir türlü açılmadı çocukların beklediği kreşler. Ucuzlayacak diye hayal edilen biletler elini yakmaya başladı öğrencilerin. Burs beklentileri kursağında kaldı üniversitelilerin. Yurtlar bir türlü açılmadı dört gözle bekleyen misafirlerine. Gençlik merkezleri akıllara bile gelemedi tutulmayan sözler arasında. Beklenen dil merkezleri zil merkezlerine döndü. E-spor arena vaatleri tarihte kaldı, hatırlayamadık. Gençler İstanbul’da hayal kuramadı, İstanbul’da hayalleri yıkıldı. Mesleği olmayan gençlerin ağabeyi değil ağa ve beyi oldu söz verenler. Erişebilir bir kent değil kaçışabilir bir kent haline geldi bu koca şehir. Engellilere engel oldular vicdansızlar her mecrada. Yaşlı ve engelliler âcil durum bilekliği beklerken bu beceriksizlerden kurtulmak için âcil çağrıda bulunmaya başladılar.

Trafikte çözüm yerine çözümsüzlük ürettiler. Taksiciler el aman çekmeye başladı. 500 km bisiklet hattı yerine bisiklet yollarını işgal ettiler. Sahile inme noktasında fünikülerle destek olacağız dedikleri yerlerde sahillere kokudan yaklaşılmaz oldu. TEM’de değil megabüs kurmak, metrobüslerin bakımını yaptırmaktan aciz kaldılar. Yeni metro hatları bir tarafa devam eden metro hatlarının çalışmalarını kestiler, tünellere toprak doldurdular. Akıllı ulaşım sistemleri dediler, ulaşım sistemlerini akıllara zarar hale getirdiler.

Sınava girecek öğrencilerin ücretlerini ödemek bir yana ulaşıma yaptıkları zamlarla ceplerindeki harçlıklarını da aldılar. Yağmurda göllere dönen yollardan yeni yüzme havuzlarına gerek kalmadı! İstihdam ofisleri kendilerinin işten attığı işçilerle doldu taştı. Saraçhane Avrupa’nın en büyük 10 kütüphanesinden birine değil Avrupa’nın en büyük işçi kıyımına ev sahipliği yaptı. 25 bin kişiye istihdam yaratalım derken binlerce kişiyi kapı dışarı ettiler. İstanbul Yatırım ve Tanıtım Ajansı kendi siyasi geleceklerine yatırımın reklam merkezi oldu. Kadın Emeği Ofisleri kadın emeğine saygısızlık sergilerine dönüştü. Yaşlı ve engelliler için gündüz bakım evleri çilehanelere döndü. Mahalle meclisleri birlikte karar alma yeri değil mahallelinin sesini kesmek üzere kurgulandı. Çocuğu olan annelere ulaşım kartı yerine sarı kart gösterildi.

Yeni otoparklar yerine eskileri de devre dışı bırakıldı. Park et devam et uygulaması, park etme devam et uygulamasına döndü. Herkes kendi mahallesinde ücretsiz parklanamadı, çünkü mahallesine giremedi. Akıllı bilet uygulaması ile aynı gün içinde tekrar tekrar ücret ödeme mecburiyetinde kalındı. Kamu alanları kullanılmadığında otopark değil kapalı halde saklandı. Geçim Destek Paketi kimlere Seçim Destek Paketi oldu bilinmez. Yoksul ailelere maddi destek sözleri rafa kaldırıldı, mevcuttakiler de mağdur oldu. Suya yüzde 500, ulaşıma yüzde 476, otoparka ise 10 katı zam yapılarak zamlarda rekor kırıldı. Yeşil alan yapmak nerde, tarihi ağaçlar bir bir yok edildi. Her yıl 100 bin ağaç dikeceğim diyenlerin bir dikili ağacı olamadı yıllardır. Bilişim ve Üretim Vadisi sözü hiç kimse tarafından hatırlanmıyor zannediyorlar. Teknokent sözlerini kendilerinin bile hatırlamadığına eminim. Yeni evlenenler hâlâ beyaz eşya ve mobilya bekliyor ama nerdeee. Kentsel dönüşüm kentsel sönüşüm haline geldi. Doğumhanelere güvenip doğum yapmak isteyenler olmadı bile. Trafik çilesini çözemediler ama trafiği çile haline getirdiler.

Söyledikleri hiçbir şeyi yapmadılar ama söylemedikleri bir şeyi yaptılar, o da parti liderlerini diskalifiye etmek ve partiyi bölmek. Bu millet bunlara bir seferlik bir fırsat tanıdı ama o yılları tarihe utanç yılları olarak kazıdılar. Bu asil millet bir daha bu beceriksizlere görev vermez eminim. Beş yılda her şey çok kötü olmuş çünkü.