Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Nisan 2023

Her şey çok güzel olmuyor

Değerli okurlarım, yaşa ki gör diyenler çok haklı.

Yüzyılın yıkıcı depreminde on binlerce insanımızın dünyası değişti.

Son birkaç yılda yaşanılan musibetlere rağmen devletimiz tüm kurumları ile ayakta ve seçimi meçimi düşünmeye fırsat bulamadan canhıraş çalışıyor.

Oyunda oynaşta olanlar her ne kadar kendilerini kamufle etseler de çok şükür millet feraset gözlüğü ile gerçekleri tüm detayları ile görüyor.

Kimi mış gibi yaparak dostlar alışverişte görsün peşinde, kimi yumurtladığı bir yumurtanın saatlerce gıdaklamasını yaparak ortalığı taciz ederken, kimileri sessiz sakin vakar içinde sağ eli ile verdiğini sol eline hissettirmeden depremzede kardeşlerimizin yarasına merhem olmaya devam ediyor.

Maraş’ta doğup büyüdüm.

Çocukluğumun geçtiği ev, büyüdüğüm mahallem ve okuduğum okul yıkıldı.

Acının ve çaresizliğin zirve yaptığı ilk günlerde ortada dolaşan ismi malum suretler, göstermelik vazifeleri bittikten sonra toz duman oldular.

Deprem acısını kalbinde hisseden dini hassasiyeti nedeni ile gösterişten aslandan kaçar gibi kaçarak depremzedelerin dertlerine ortak olmaya devam edenlere baktığımızda, devletimizin yanında Allah rızası için ve mükâfatını ondan bekleyerek hizmet eden sayılı sivil toplum kuruluşunu görebiliyoruz.

Sesi soluğu gür çıkan, pireden deve üreten, özde değil sözde vatanperverlerin nerede ise hepsi çil yavrusu gibi dağılmış.

İBB beklenen İstanbul depremi için kolları sıvadığını ve özellikle yaşlı binalardan başlayarak tarama yapıp binalarımızın depreme dayanıklılığını hızlı bir şekilde çözeceğini duyurarak içimi ferahlatmıştı.

İstanbul Fatih Akdeniz caddesindeki yaşlı binamız için sakinler olarak yaptığımız müracaatımıza aradan aylar geçmesine rağmen ne bir gelen oldu ne soran oldu, ne de aramalarımıza cevap vererek bilgilendiren oldu.

Sanırım İBB’nin başarılı (!) başkanı depremin olmasını bekliyor tespit için.

Onun şu anda önceliği deprem meprem değil.

Nasıl olsa troll ordusu gece gündüz çalışıyor.

Meraklısına cevaben söylüyorum.

Devletimiz deprem bölgesinin tümünde çok kısa bir sürede yüzbinlerce bina için bu işi çoktan bitirdi.

***

Oruç ve kazanımlarımız

Mübarek ayı nerede ise yarıladık.

Bilimin her alanda kat ettiği mesafeye rağmen ramazan ayına mahsus sağlığımızla ilgili sırları hala anlamak ve anlatmak mümkün değil. Her gün yeni bir bilimsel veri ile desteklenen çalışmalardan da anıyoruz ki, daha uzunca bir yolumuz var.

Son yıllarda dillere pelesenk olan, aralıklı oruç ile bedensel kazanımlarımız ve sağlığımızla ilgili yayınlanan makalelerden anlıyoruz ki, oruç tutarak sıhhat bulmak mümkün.

14 asır önce Peygamber efendimizin (SAV) ümmete tavsiye ettiği “oruç tutunuz sıhhat bulunuz” hadisi şerifini günümüz bilimi yaptığı çalışmalarla doğrulamış durumda.

Oruç kalkanı ile sadece maddi bedenimiz temizlenmiyor elbette.

Manevi olarak üzerimizde bulunan kirlerden de arınıyoruz. Bu alanda da yapılan bilimsel çalışmalar yoğun olarak devam ediyor.

Hoşgörü tevekkül gibi birçok temizleme malzemesi ile temizlenen insanların psiko-sosyal yönden daha sağlıklı oldukları da başka bir gerçek.

Açlık ve susuzluk sabır baharatı ile tedavi edilir.

Verme duyusu bu ayda ayrı biz haz kaynağı. Rabbimizin verdiği maddi nimetlerden belli bir miktarını paylaşmamız emredilmiş.

Fakir Müslümanın hakkı olan zekâtlarda bu ayda dağıtılarak hem zengin mal kirinden temizlenir hem de, fakir fukara garip gureba dağıtılan zekâtlarla darlık ve sıkıntılarından kurtulur.

Stres gerilim üreten hücreler ramazan ikliminde muhabbet hoşgörü ve fedakârlık üretmeye başlar.

Midemiz karaciğerimiz istirahat etme fırsatını bulur.

Ramazan ikliminde kilo almamak için yeme dürtülerimizin dizginini elimizde tutmamız gerekiyor.

Yoksa insan farkında olmadan bayrama 3-5 kilo fazla ile girebilir.

Yeme alışkanlığındaki değişime hücrelerimiz alışana kadar yemede içmede ölçülü olmalıyız.

Tembellik uyku düzensizliği ve hareketsizlik gibi bu aya mahsus yapılan yanlışlarda kilo almamızın fitilini ateşleyebilir.

Beyaz undan yapılmış pideler yağlı beyaz şekerli tatlılar ve açlığın uyardığı iştah ile oturulan zengin ramazan sofraları biz farkına varana kadar bizi şişmanlatabilir.

Aman dikkat dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım diyor bu güzel günlerin maddi ve manevi kazançlarımız için birer fırsat olarak değerlendirelim.

Fakirin hakkı olan zekâtlarımızı vererek manevi kirlerden, yediklerimizi ve içtiklerimizi sansürleyerek de maddi marazlardan korunanlardan olalım derim.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.