Her şey çok açık!
Cumhuriyet mitingleri yapıp "Orduyu görevi" çağırdılar, olmadı!
Gezi'de 12 ağacı bahane edip Türkiye'yi ataşe verdiler, olmadı!
17-25 Aralık'ta Paralel örgütü sahaya sürdüler.
"Yolsuzluk, ayakkabı kutusu" dediler, olmadı!
Suriye'deki Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarını durdurup "DAEŞ'e gidiyor" dediler, olmadı! (Bu iğrenç DAEŞ yalanı, tamamen uluslararası topluma yönelik "Türkiye terör destekçisi" imajı vermek için yapılmış en büyük vatana ihanet operasyonuydu.)
***
Paralel örgütün iğrenç DAİŞ yalanını daha sonra HDP satın aldı.
"Musul ve Bağdat'a yöneldi" dedikleri DAEŞ'in rotasını aniden Türkiye sınırına kırdırdılar.
İran Esed'e, vatandaş bile saymadığı Kürtlere Rojava kantonunu vermesini emretti.
O noktadan sonra olaylar, tam bir küresel operasyona dönüştü.
HDP "Kobani" deyip Paralel örgütten satın aldığı iğrenç DAİŞ yalanına başladı.
***
6/8 Ekim'de DAEŞ'in Kobani'de öldürdüğü 21 Kürt sivil için HDP Doğu illerinde 'isyan' başlattı.
52 Kürdü öldürdüler.
YPG'li ergenlerden başka aklı başında Kürtler sokağa çıkmadı.
7 Haziran'da HDP yüzde 13'le barajı aştı. 80 vekil çıkardı.
Çok geçmedi PKK yeniden teröre döndü.
Her yerde 'Serhıldan' çağrısı yaptılar ama Kürtler yine sokağa çıkmadı. Hala da çıkmıyor.
***
Tamam HDP'yi biliyoruz.
Peki CHP ve MHP ne yapıyor?
Terör yeniden hortladığından bu yana "Saray"ı suçluyorlar.
Dağlıca'da 16 şehit verdiğimiz saldırının ardından Kılıçdaroğlu ve Bahçeli attıkları tivitlerde PKK'dan çok Cumhurbaşkanı'nı ve hükümeti suçladı.
Demirel, Çiller, Ecevit döneminde Mehmetçikler şehit düşerken kimse "katil başbakan" diyor muydu?
Ama bugünkü muhalefet diyor.
Çünkü emir büyük yerden.
ABD'den AB'ye, Paralel örgütten PKK'ya, muhalefet partilerinden Kemalistlere ve ulusolculara kadar hepsi, PKK'ya toz kondurmadan "Erdoğan'ın savaşı, Erdoğan'ın askeri-polisi" diyerek operasyon çekiyor.
30 yıldır teröre karşı savaşan devletin asker ve polisi son birkaç haftadır "Erdoğan'ın asker ve polisi" oldu.
***
Oyun büyük anlayacağınız.
İnsanları sokağa dökmek istiyorlar. Tam da PKK'nın isteyeceği şekilde gariban Kürtlerin hedef olmasını istiyorlar.
PKK'lılar Gezi'deki gibi günlerdir İngilizce tivitler atarak NATO'yu, BM'yi, Merkel'i ve Obama'yı Türkiye'ye müdahaleye çağırıyor.
Yurtdışı basın ise haftalardır "Türkiye'de iç savaş çıkacak", "Erdoğan Kürtleri bombalıyor" yalanını manşetlerine taşıyor.
İngiliz gazeteleri, Bordo Bereliler'in sınırı geçip 123 PKK'lıyı öldürmesine AB'nin seyirci kalmaması gerektiğini, müdahale edilmesini istiyor.
***
Yazının girişinde saydığım başarısızlıklar, küresel eşkıyaları PKK'ya yöneltti.
Ellerindeti tek umut PKK kaldı çünkü.
Erdoğan'ı ve AK Parti'yi PKK'nın gönderebileceğine inanıyorlar.
Tüm bu toz-duman, tüm bu kör şiddet hep bu hedefe yönelik.
Gezi'cinin, Paralel'in, muhalefetin yapamadığını PKK'ya yaptırmak istiyorlar.
***
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman'ı hatırlarsınız.
Pentagon'daki Neocon ekibin, İsrail lobisinin adamı.
Wikileaks belgelerinde Türkiye, Erdoğan, AK Parti ve İslam hakkındaki 'sakat' düşüncelerinden tanıyoruz.
İşte o Edelman, geçenlerde bir Türk gazeteciye röportaj verdi.
Ve röportajın en son satırında şöyle dedi: "Türkiye artık öngörülemez bir ülke haline büründü. Eğer gelişmeler aynı yönde devam ederse Irak ve Suriye'deki kaos bir iki yıl içerisinde Türkiye'yi yutacaku2026"
Neymiş?
Türkiye böyle devam ederse, yani Erdoğan "Yeni Türkiye, bağımsız kalacaktır" dedikçe, Suriye'deki ateş Türkiye'ye taşınabilirmişu2026
Ne diyorduk?
İstiklal mücadelesi bitmediu2026
