Her seferinde inanacak mıyız Amerika'ya
Her seferinde böyle inanacak mısın Amerikalılara demişti Zeynel Hoca. Kime sormuştu bu soruyu bilmiyordum. Cevap dünyanın öteki ucundan Maldivlerden Muhammed Tarık’dan gelmişti. Katar’dan konuşmak rahat, demişti. Hele gel Maldivler’den konuş. Amerikalılara meydan oku. Onların beslemeleri Yahudileri buraya sokmamak için karar aldık. Kararımızı almadan önce Türkiye’den siha aldık. Kendimizi koruruz düşüncesiyle.
Moritanya’dan Muhammed Mesud söze girmişti. Bizim diyar, bizim ülke tâ Tarık Bin Ziyad döneminden beri İslam’la şereflenmiş bir memleket. Belki öncesinde de Müslüman misyonerler buralara ulaşmıştı. Yahudilere, Amerikalılara en güçlü sözü biz söylüyoruz. Biz, hiçbir zaman Amerikalılara inanmadık.
Şamil Hoca Amerika’dan söze girmişti. Biz, Amerikalılara inanmayanlara inanıyoruz. Bir de şunu eklemişti Şamil Hoca. Amerika ve demokrasisi nereye konarsa orada gözyaşı ve kan akar. Daha doğrusu Amerika da bütün eyaletleriyle; Teksas’ıyla, Kaliforniya’sıyla, Pensilvanya’sıyla Yahudi ve Evengalistlerin işgali altında. Bugün Filistinliler için en büyük destek eylemleri Amerika’da yapılıyor. Orada da hak ve batıl mücadelesi devam ediyor.
Malezya’dan Enver İbrahim, söze girdi. Bizim ülkemiz zaten İsrail’i ülke olarak tanımıyordu. Filistin’e Gazze’ye saldırdığından beri hiçbir gemisi limanlarımıza yanaşmıyor. Hiçbir İsrailli ülkemize giremiyor, demişti.
Azerbaycan’dan Kadirov söze girmişti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin, Türk Devletleri Teşkilatına asıl üye olmasını destekliyoruz. KKTC, Türk Dünyasının bir parçasıdır. Orada yaşayan Türkler bizim gardaşımızdır. Söze Pakistan sabık başbakanı girmişti. Bizim ülkemiz, Bangladeş, Gambiya ve Libya ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki Müslüman kardeşlerimizi çoktandır ülke statüsünde tanımışız. Kuzey Kıbrıs, sizin hem soydaşınız hem de dindaşınız ama hâlâ ülke statüsünde tanıyamadınız. Bu mudur gardaşlık hukukunuz.
Söze Filistin’den İslam Asalya girmişti. Kadirov kardeş. Bak hala sana gardaş diyorum. Sen anlayasın diye. Bizi Siyonistler yok ediyor. Her gün yüzlerce insanı öldürüyor. Çoluk çocuk demeden. Ve bu Yahudilerin yakıtını siz gönderiyorsunuz. Bunlara lojistik desteği siz sağlıyorsunuz. En az Siyonistler kadar suçlusunuz. Büyük günah işlediniz. Hem bu dünyada hem öbür dünyada ölen sabilerin, annelerin, babaların hesabını size soracağız. İki elimiz yakanızda olacak.
Mayada Kemal, Sudan’dan cevap yazıyordu. Sudan’da her gün en az Gazzeliler kadar masum insanlar katlediliyor. Lütfen sesimizi duyun. Siyonistler, burada da kurdu bir terör örgütüyle yabancı savaşçılarıyla masum insanları katlediyorlar. Sudanlılara barışı sadece Türkiye sağladı. Amerika Sudan’a barış getiremez. Sudan’a savaşı getiriyor. Lütfen sesimizi duyun.
Urumçi’den, Kaşgar’dan bir ses yükseliyor. Abdülaziz Kaşgari diyor ki burası aslında bir Osmanlı eyaleti. Biz, yüz yıl öncesinde buradan biat ettik Osmanlı sultanına. Bizim yahşi olmamız Türkiye’nin kavi olmasıyla eş değerdir. Geçen hafta hariciye reisi Hakan Fidan geldiydi. “Kadim Urumçi ve Kaşgar Türk İslam şehridir.” Demişti.
Eyyüp Sabri, son sözü söylemişti. Ebulfez Elçibey Can Azerbaycan’da olsaydı oradan bir litre yakıt gitmezdi İsrail’e…