Dolar (USD)
34.62
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2921.84
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Eylül 2020

Her oyunda yeni deste!..

“Millet İttifakı”nın kurucusu, yönlendiricisi, yöneticisi, en ağır unsuru pozisyonundaki CHP, yerel seçim galibiyetiyle moral bulup yeni “hedeflere” koşacağına her geçen gün geriliyor.

Dağılıyor…

Sayın Kılıçdaroğlu, son vakitlerdeki “ilginç” çıkışlarıyla, CHP’lileri şaşırtıyor.

Beni bile şaşırtıyor!..

Bendeniz, yakın çevremde dile getirilen “genel görüş”ün aksine, Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP gibi yönetilmesi fevkalâde zor, hatta kendi söylemiyle “Ülkeyi yönetmekten de zor” bir Parti’yi oldukça başarılı bir şekilde “idare ettiği” kanaatindeyim.

Her kafadan başka bir sesin çıktığı, her odasında ayrı bir “stratejinin” uygulandığı, içinde Ultra Kemalist’inden Ultra HDP’lisine kadar her türlü “unsurun” bulunduğu bir yapıyı buraya kadar getirebilmesi az şey değil.

Sayın Erdoğan’a yönelik “tepkileri”, “millet ittifakı” çatısı altında organize etmesi ve yerel seçimi kazanması büyük iş.

Evet, AK Parti yerel seçimi “adeta” kaybetmek ister gibi bir havadaydı ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun, başını çektiği Millet İttifakı’nı sandıkta toparlayabilmesi de büyük başarıydı.

Bunu başaran Sayın Kılıçdaroğlu, son vakitlerde akla ziyan lâflar ediyor.

Sanki…

“Aman ha, burası iyi, kazayla iktidara geliriz filan!” der gibi!..

Bir Ana Muhalefet Lideri’nin, yerel seçimde büyük zorlukları aşarak galibiyete ulaşmayı başarmış bir Genel Başkan’ın, koronovirüs ile mücadelenin nasıl olması gerektiğine dair “tekliflerini” okurken mutlaka “Bizle mi dalga geçiyor, seçmenleriyle mi, yoksa kendisiyle mi?” demişsinizdir.

Koronavirüs ile mücadelede yapılması gereken iki “şey” varmış:

1-Virüsün vatandaşa bulaşmasını engelleyeceksin,

2-Bulaştıysa tedavi edeceksin!..

Bu kadar basit efendim!..

Yani, biz de diyorduk ki…

“Virüsün bulaşması için uğraşacaksın, bulaştığında da ‘Oh, iyi oldu!” diyeceksin!..

Biz böyle “Allah Allah, Sayın Genel Başkan dalga geçiyor herhalde” derken…

Bir de baktık, yeni bir teklif…

CHP’nin, daha doğrusu HDP’nin arka bahçesi gibi faaliyet gösterdiği iddia edilen Tabipler Birliği’ne “destek” ziyaretinde, aynen şunları söylüyor Sayın Genel Başkan:

"Kahvehaneler açık güzel ama kağıt oynamak yasak. Vatandaş kahveye niye gitsin o zaman? Oysa önlem alabilirsiniz, dersiniz ki 'her oyunda sıfır, yeni kağıt açacaksınız.' Bitti bu kadar basit. Ama bu düşünülmüyor, akıllarına bile gelmiyor!”

Hakikaten ya, ne büyük bir buluş bu!..

Akla gelecek şey mi?..

Her oyunda yeni bir deste?

Sonra…

Deste çöpe atılacak, yeni bir paket açılacak…

Bu çöpe atılışın da “zabıtalar” tarafından denetlenmesi sağlanacak…

Böylece, kahvehane işletenin “aynı kâğıtları” yeniymiş gibi paketleyerek oyuna sürmesinin önüne geçilecek!

Tuvalete gidip gelen “oyuncuların” geri dönüşlerinde yeni paketlerle karşılanmaları…

Oyuna sonradan dahil olmaların yasaklanması, papaz arkasına “birli” işlenmesinin men edilmesi de mühim..

51’de “Okeye dönmek” suretiyle oyun süresinin uzatılmasının ve böylece virüsü bulaştırma ihtimalinin arttırılmasının yasaklanması da öyle!..

Filan…

Durmuyor işte “akıl!”

Aslında kahvelere gidenlerin büyük bölümü “Okey” oynuyor.

“Okey takımlarını her seferinde dezenfekte ettirmek” iyi bir “akıl” olabilir ama her seferinde yeni deste açılmasını teklif etmek nasıl iştir?..

Hani…

Bir esnaf odası başkanının taleplerini, Ana Muhalefet Lideri olarak “kendisinin” fikriymiş gibi ortaya koymak…

Ve bunu da “O biçim fikirlerim var, iktidar nerdeeee bunları düşünebilecek!” tavrıyla ifade etmek...

Tuhaf haller…

İşte size “daha az sivri” olan bir akıl:

Her kahvehaneye, oyunlar serbest bırakılana kadar “çay, kahve, şeker” desteği verilmesini teklif etmek çok daha makûl olmaz mıydı?

İşte Sayın Kılıçdaroğlu’nu “sıkıntıya” sokmayacak bir teklif!..

Benden, karşılıksız!..