Her konuşması, susması ve onaylaması vahiyledir
İnsanlara karşı merhametli
olan Allah’u Teala son peygamberini göndererek dinini kemale erdirmiştir… Ortada
bir din varsa bu dinin bazı prensipleri, inanç sistemi, emir ve yasakları
olacak demektir… Bütün bu bilgiler hem insanların kolay anlayacağı şekilde
bildirilmeli hem de doğruluğunda zerre kadar şüphe olmamalı…
Allah’u Teala her ne murad
etmişse bu muradını gerçekleştirmek için şartları da oluşturur. Ortada bir din
var ve bu dinde şüphelerin olmadığı iddiası var. Bu iddianın ispat edilmesi
için seçilecek uyarıcının sıfır hatalı bir bildirim yapması gerekir. Bu yüzden
Allah’u teala bizlere şu garantiyi verdi:
“Arzusuna göre de konuşmaz. O
(bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.”[1]
Bu ayet-i Kerim’e ile ben müslümanım diyen insanlar
vahyin karşısında ‘aklın konumu’
konusunda imtihana tabi tutuldular. Bu ayetimizin anlaşılması noktasında
heva ve heveslerinin kurbanı olan ve ahiret kaygıları olmayan insanların
şeytanın tuzaklarına kolayca düştüklerine şahit oluyoruz.
Bu ayet kimi Müslümanlar için sünnetin dindeki yeri
hakkında önemli bir delil olurken kimileri içinse bu ayette kastedilenin sadece
Kur’an olduğudur. Her iki anlayışın birbirlerine tamamen zıt olduğunu
görüyoruz… Peki, hangi anlayışın doğruya daha yakın olduğunu nasıl anlayacağız?
Bu ayetimize objektif bir gözle bakınca şu
ihtimallerle karşılaşırız;
1- Peygamberin
(a.s) ağzından çıkan her söz vahiydir… İster kur’an, ister hadis isterse iki
harflik bir kelime ağzından çıkmış olsun. Tamamı vahiydir.
2- Peygamberin ağzından çıkan sözlerden sadece
bizlere kadar ulaşan Kur’an ve sahih hadisler vahiydir.(Uydurma olan hadisler
hariç.)
3- Peygamberin
ağzından çıkan kur’an ayetleri dışında vahiy yoktur.(Haşa!)
4- Sadece
hadisler vahiydir.
Bu ayette kastedilen ihtimaller bu dördünden
biridir. Şimdi;
Kim
diyebilir ki bu ayette kastedilen sadece kur’andır.! Bir
insan hangi sebepten “kur’andır.” İhtimalini
kuvvetli görür? Neden kur’an ve sünnettir ihtimalini göz
önünde bulundurmaz?
Değerli okuyucular!
Eğer az önce zikrettiğimiz ayet-i Kerime bir şiir
mısrası olsaydı herkes kafasına göre takılırdı. ‘Ben böyle anladım kardeşim, sanane!’ Deme hakkına sahiptir der,
susarız. Fakat bu Allah’ın bir kelamı ve bu ayetten kasdın ne olduğunu
hadislere ve âlimlerimizin açıklamalarına bakmak zorundayız.
Bir insan hangi mantıkla sadece kur’an vahiydir der?
Vallahi aklını ilah edinen ve ahiret kaygıları olmayan, dünyayı cenneti kadar
çok seven, şeytanın en yakın arkadaşlarından başkası demez!
Sünnet de vahiydir diyen bir insan aklını Kur’an ve
sünnete teslim edeceğinden dolayı rijit çıkışlar yapıp gündeme oturamayacaktır.
Aklını ilah edinen bir kimse için sünnet çok ağır gelecektir kendisine…
Unutmayalım
ki Allah’ı çokça zikreden ve ahireti umanlar için peygamberde güzel örnekler vardır…
Hadis inkârcılarının Allah’ı zikir kaygıları yoktur ve onlar için peygamber
efendimizin sıradan bir insandan farkı yoktur.(Hâşâ!) Bu insanlar neden sünnete
vahiy desinler ki?
Rabbim şerlerinden ümmeti muhafaza etsin. Âmin