Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.84
Gram Altın
2979.43
BIST 100
9742.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Kasım 2021

Her kafadan bir avaz

Nasil bir dönemde yaşıyoruz demiyelim.

Özellikle bizim nesil bin beterini yaşayarak bugünlere geldi.

Demokrasilerin olmazsa olmazı olan muhalefet etmek günümüzde ak-kara kadar zıtlıklar içinde olunca ister istemez vatandaşımızın kafasını karıştırması şöyle dursun, haklı haksız ayırımında kullanılan ulu orta çıkışlar her kafadan bir avaz olduğu için meselenin içinden çıkılması zorlaşıyor.

Nerede ise her konuda aynı sorunla karşılaşmasak hiç olmazsa belli konularda birleşilse ne güzel olur değil mi?

Görüntülü ve yazılı basını yakın takip etmek zorunda olmasam belki bende kafamı kuma gömer işime geleni alır satardım ama bu yanlışa düşmemek için gayret ediyorum.

Son günlerin flaş konusu ekonomi.

İktidar erki ve muhalefet 180 derecelik açı ile meseleye baktıklarından olsa gerek vatandaşlarımızın baktığı açıda aynı derecede ayrışmış durumda.

Durum bu.

Muhalefet edenlerin beklediği ekonomik batış ve kaos emarelerinin işaretleri olabilecek toplumsal hareketlilik bir türlü oluşturulamayınca hevesler kursaklarda kalınca şaşkın ördeklerin sayısı hızla artıyor.

Ne kadar tahrik edilse ne kadar öldük bittik kül olduk dense nafile ve nerde ise vatandaşta tık yok.

Kasap et derdinde, vatandaş can derdinde.

Milletimizin büyük çoğunluğu olan bitenden haberdar ve usuletle suhuletle durumu takip ediyor.

Devletimizi idare edenler geçmişten günümüze faiz-döviz ve enflasyon üçgeninde oluşan denge veya dengesizlikle yarım asırlık süre boyunca aynı tas aynı hamam bir sarmalla bugünlere gelmişiz.

Bugün eski Türkiye olmadığımızın ispatı olarak Yeni Türkiye idarecileri bu sarmaldan milleti nasıl çıkarırım peşine düşmüş ve aldığı risk hayatına mal olsa da bu açmazdan milletini çıkarmak için baldıran zehiri olabilecek tedbirleri almakla meşgul.

Muhalefet ise 180 derecelik açıdan meseleye bakışını değiştirmeden hiç bir riske de girmeden bol keseden atıp tutmakla bence yanlış yapıyor.

Muhalefet, çoğu tuzu kuru taraftarlarını teskin ederek çözüm önerileri sunmak yerine mış gibi yapıp yarım asırlık bu sarmaldan kurtuluş için oluşan umudu yok etmek ve buradan oluşacak bir fırsatı kollamakla meşgul.

Hiçbir risk almadığı gibi böyle gelmiş böyle gider ve eski tas eski hamam olsun diyerek vatandaşa umut olacağını zannediyor.

Üretmeyelim.

İthal edelim

Etrafımızı çepeçevre saran dâhili ve harici düşmanları yok sayalım.

Hatta affedelim

İMF reçeteleri ile günü kurtaralım gibi bir sürü içi dışı fos teklif.

Birlik ve bütünlüğümüze göz dikmiş ve ülkemizi parçala böl ve yönet diyen bildik aklın dümen suyuna gidelim gibi garabetleri yüksek sesle dillendirenlere zeytin dalı uzatalım diyecek kadar şirazeden çıkmış muhalif söylemler ve daha neler neler…

Ekonomi okumasam da bu ülkede yaşayan sade bir vatandaş olarak yarım asırlık sürede yaşanılmış krizlerin hepsini bizzat bedelini ödeyerek yaşadım.

1994 krizinde muayenehanemi mark olarak satın almamın bedelini çok zorluklar içerisinde ve kat be kat TL olarak ödemiş ve bir daha asla demiştim.

Paramız o günlerde de pul olmuş ve birçok vatandaş benim gibi zor günler yaşamıştı.

Ülkemizin milli parası dışında başka geçerli bir para birimi olmamalı.

Yurt dışında birçok ülkede milli paralar için geçerli bir uygulama bizim ülkemizde de derhal ciddi olarak uygulanmalı.

Bugün yaşadıklarımız inşallah böyle bir sürecin başlangıcı olur.

Madem bu ülkenin vatandaşıyız ve başka bir ülkeye gitmek gibi bir niyetimizde yok. Her birimiz böyle düşünerek birazda elimizi taşın altına vatandaşlar olarak biz koymalı ve yetsin artık bu zillet diyebilmeliyiz.

Kasada, yastık altında veya cüzdanlarda tutulan rengarenk gavur paralarını yatırım ve üretime yada yerli ve milli firmalarımıza aktararak birlik ve bütünlüğümüze katkı sağlamalıyız.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.