Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2958.48
BIST 100
9889.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Aralık 2024

Her insanın içinde, bir Habil ve birde Kabil vardır

İnsanlığın gerçek serüveni düşünmekle başlar. İnsan kendini bilme bulma ve olma yolunda düşünen aynı zamanda üreten bir varlıktır. Çünkü insanın zihnindeki düşünceler belli bir süre sonra ister istemez üretmek de isteyecektir. İnsan iyiyi kötüyü, güzeli çirkini ayırt etme kabiliyetlerine sahip olmadikca insan olma sürecini tamamlayamaz.

Toplumu oluşturan insan, bütün değerleriyle gizemli bir varlık olarak günümüze kadar medeniyetler inşaa etmiştir. Dijital değişim ve dönüşümün hızla ilerlediği günümüzde insanlığının en büyük tehditlerinden biri olarak bu dönüşümün insanlığı yalnızlaştırdığını gemişten gelen kültür ve medeniyetten uzaklaştırdığını söyleyebiliriz.

İnsan, çevresini etkilediği gibi, aynı zamanda çevresinden de etkilenir. Bu yönüyle insan, etkili bir iletişim kullanır. Toplumu oluşturan bireyler ortaya koydukları genel kabul gören konularda birbirleriyle etkileşimi sürekli sürdürürler. Bu etkileşim sonucunda ortak paylaşım değerleri oluşur. İnsan, toplumun bu ortak paylaşımlarını nesilden nesile aktarır.

Besle kargayı oysun gözünü, bu devirde babana bile güvenme gibi bireyi yalnızlığa ve sürekli tedbirli olmaya yönlendiren bu olumsuz deyişlere kulak asmayarak, çevremizde birbirimize iyilik yaparak kurtulabiliriz.

Toplumda herkes herkese "İyi şeyleri kabul et, kötü sevleri reddet." diyor. Ben ise öyle şeyler söylemiyorum. Anadoluda meşhurdur eskiden bizim çocukluğumuzda "Yemek buldun mu yanaş, dayağı gördünmü sıvış."diye, öğüt verirlerdi büyüklerimiz. Artık ne o zamanki çocuklarız nede bize öğüt verecek büyüklerimiz kaldı, hepsi bu dünyadan terki diyar eylediler. Artık size çocuk olmadığınızı hatırlatmak istiyorum. Yemek bulduğunuz zaman, hemen o yemeğin başına çöküp o yemeği yemeden önce iyi bir düşüneceksiniz. O yemeği yemenin nelere malolacağını hesap etmek, akıllı bir insanın kârı değil.

Osmanlı döneminde İstanbul’da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde bir zat evinden dışarıyı seyrediyormuş.

Yoğurtçunun sesini duyup hanımına;

“Kap getir de yoğurt alayım” deyince,

Hanımı;

“Evde yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince,

Mubarek de;

“Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki, bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi” der.

Her insanın iç dünyasında bir Habil ve birde Kabil vardır.Herkes iyi insan olamaz, Önemli olan insanın bu iç dünyasıdaki, iyilik hareketinin galip gelmesidir, gerisi lafı güzaf. Insanin yaptiğı her hareket onun bir seviyeden başka bir seviyeye ilerlemesini sağlar. Bu ilerleyiş insanın kendisine kâr yada zarar vereceği gibi, başka insanlara da kâr yada zarar verebilir. İyiyi ve kötüyü ayırt etme yeteneğine sahip olan insan doğruları görebilen insandır.

Bu yeteneğe sahip olmak da insanın kendisini yaşam içerisinde geliştirmesiyle başlar. Sürekli olduğu yerde sayan, dünyevi zevklerin peşinde kaybolan bir insan, hüsrana uğramış bir insandır.

İyi olabilmek ve iyilik yapabilmek önemli bir erdemdir. Gelin, erdemli bir yaşam için içimizdeki Habil’i harekete geçirelim.