Her insan, sana hükmetmek isteyecektir!
Değerli kardeşim…
Siz büyüdüğünüzde ilk kurallar annenizden gelecektir;
- Şu tabak bitmezse seni dışarı çıkarmam!
- Şu ödev bitmezse sana şunu almam!
- Şu saatte eve gelmezsen seni şöyle cezalandırırım
- Şunlarla gezersen babana söylerim seni döver!
- Şöyle giyinmezsen seni evden kovarım!
- Şöyle inanırsan bu evde durma!
- Şunu kullanırsan seni öldürürüm!
Bu kuralların niçin konduğunu ilk önceleri anlayamazsınız… Yaşınız ilerledikçe anne ya da babanızla herhangi bir konuda anlaşamadığınıza şahit olursunuz… Onların sizden istediklerinin bazıları sizin inancınıza ya da özel zevklerinize ters düşer… Ama anne ve babanız olması hasebiyle itaat etme zorunda olduğunuzu zannedersiniz…
Bu kez sokağa çıkarsınız, sokak serserilerinin kanunlarıyla karşılaşırsınız… Okula gidersiniz, okul yönetmeliği size bazı kurallar koyar… Bu kuralların bazıları sizin sonradan öğreneceğiniz dini inançlarınıza ters düşecektir…
Daha sonra çalışacağınız işyerindeki patronun kurallarıyla karşılaşacaksınız… Belki namazınıza, belki sakalınıza, belki de namazınıza karşı geleceklerdir…
Daha sonra bulunduğunuz devletin kanunlarıyla karşılaşırsınız… Yani önüne gelen sizlere hükmetmek isteyecektir…
Değerli kardeşim…
Üzerinizde kuralların uygulanmasına karşı geldiğinde karşınıza çok farklı yaptırımlar gelir…
Sana hükmetmek isteyenlere “hayır!” Dediğinde karşılaşacağın tepkiler!
Değerli kardeşim…
Sana hükmetmek isteyenlere hayır dediğinizde büyük bir savaşın başlamasına imza atmışsınız demektir… Alacağınız tepkileri size maddeler halinde yazayım;
- Evde iseniz; “Evden kovulma tehdidi”
- Sokakta iseniz; “Dayak yeme tehdidi”
- İş’te iseniz; “İşten atılma tehdidi”
- Okulda iseniz; “Disiplin cezası ya da okuldan uzaklaştırma tehdidi”
- Devlet dairesindeyseniz; “Sürgün ya da soruşturma açılma tehdidi”
- Devletin kurallarına karşı geldiyseniz; “Takip, mahkeme, hapis, işkence ya da ölüm tehdidi”
Huzur ve adaletin sağlanması için kural koymak şarttır?
Değerli kardeşim…
Şunu çok iyi biliyorsunuz ki herkes kendisine özel bir alanda hükmetme hakkını kendisinde bulur… Ve kendi menfaatine uygun kuralları koyar… Sizin de kendi odanızda kendinize özel kurallarınız olabilir… Bu kurallar daha çok kardeşlerinize yöneliktir…
Demek ki bu iş kuralsız olmuyormuş… Bir beldede kurallar olmazsa o beldede kan gövdeyi götürür… Anarşi… Huzursuzluk… Hırsızlık… Cinayetler… Adaletsizlik vs…
Suçların önlenmesi için devletler kendilerince nelerin suç sayılacağını belirlerler ve bu suçlara özel caydırıcı kanunlar koyarlar…
Bu kanunların ana hedefi işlenecek suçları minimum düzeye indirmektir… Fakat her ne hikmetse dünya genelinde bir türlü adalet sağlanamıyor… Hapishanelere bazen suçsuzlar da girebilirken idamla yargılanması beklenen kişilerin elini kolunu sallayarak mahkemenin arka kapısında çıkmaktadır…
İnsan aklından çıkan kanunlar insanı mutlu edemiyor… Çünkü kanunlar daha suç işlenmeden önce suçlu adayını korkutmalı… En yakının cinayete kurban gittikten sonra katilin yakalanmasının hiçbir esprisi yoktur…
Beşeri kanunlar suç işlemek isteyenleri korkutmuyor… Yakalanma ihtimalini minimum düzeye indirecek yolların varlığını biliyorlar… Böyle olunca da hiçbir ülkenin kanunları kendileri için tehdit unsuru mahiyetinde olamıyor maalesef…
Şu bir gerçektir ki en kötü yönetim, yönetimsizlikten iyidir… Ama şu da bir gerçektir ki hiçbir beşeri kanun mutlak adaleti sağlayamayacaktır…