Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2962.95
BIST 100
9666.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Mart 2021

Her gün bir zırva

Şimdide nükleer santrale kafayı takmışlar, dünya nükleer enerjiden kaçarken, niçin biz bu enerji santralini yapıyormuşuz ile başlayan zırvalar ile yeni bir krizin fitilini ateşleyerek yangına körükle gitmek nasıl bir duygu Allah aşkına.

Suç ve suçlu ararsak ülkemiz bu konuda maalesef dünyada ilk sıralarda yer alır. Haini ve hadimi bol başka bir milletin olduğu kanaatinde değilim.

Tarih boyu bu hep böyle.

Hak-bâtıl savaşı hız kesmeden devam ediyor.

Savrulmanın ihanetin zalimliğin ve acımasızlığın da bir sınırı olmalı diyesi geliyor insanın. Ağızlardan çıkan kulaklar tarafından duyulsa böyle bir savrulma yaşanmaz, yaşanmasına da ne kulaklar duyuyor nede ağızdan çıkanları akıl süzgeci engelleyebiliyor.

Allah aşkına neyi paylaşamıyoruz?

Bidon kafanın dümen suyuna girerek durumdan vazife çıkarıcı yerli azgın azınlığın gezi ve kaz kafalı kalıntılarına öncülük yapan malum zihniyetin siyasi ayağı son birkaç aydır zırva üstüne zırvalarla işi öyle bir yere kadar getirdi ki, kaygılanmamak bu nasıl bir savrulma böyle dememek mümkün değil.

Birinin zırvaları bitmeden diğeri başlıyor zırvalamaya.

Her gün yeni bir zırva. Bir gün aşılar üzerinden devletimizi zor duruma düşürmek için elinden geleni yapanlar ertesi gün Doğu Türkistan’daki soydaşlarımız üzerinden yeni bir zırvayı gündeme taşıyor.

Kendilerini Türkiye’nin sessizleri olarak tanıtan malum ortakları ise Amerika’dan bu yangına odun taşıyarak güzel ülkemizi alev çemberi içerisine almaya çalışıyor.

Çatlayın patlayın.

Güvendiğiniz dağlara çoktandır düşen karları görmüyorsunuz bari milletimizin nezdinde rezil rüsva olduğunuzu görün ve susun artık.

Sudun ki en azından millet rahat bir nefes alsın.

Nedir bu kepazelik yahu.

Ülkemiz insanını yıllardır bölüp parçalayarak düşmanlarımızın işini kolaylaştırdığınız günler geçeli çok oldu. Millet hem devletine sahip çıkıyor hem de sizin gerçek niyetinizi bildiği içinde size bırakın güvenmeyi günahını bile teslim etmekten imtina ediyor.

Milletin yakasından elinizi çekin.

Her gün bir zırva.

Din düşmanlığı iliklerinize işlemiş.

Dün başörtüsü ile mücadelede ön safta çarpışanlarınız bugün devletimizin bürokratlarına askerine polisine hâkimine hekimine, şimdi de valisine kaymakamına kafayı takmış. Devlete hizmet edenlerin topuna birden militan diyecek kadarda seviye düşmüş.

Allah aşkına bu millete, militan kelimesinde aklına ilk gelen nedir diye sorsan PKK der. Gâvurların üç dört kelimeden türetilmiş diğer memleket düşmanlarını tanımlarken de yine militan kelimesini kullanır.

Efendim militan kelimesinin anlamı şudur budur gibi topu taca atan açıklamalar yerine halkımızın ortak paydasındaki anlamına göre düştüğün gayya kuyusundan çıkmak için yeterli olmasa da bir özür dileyerek çıkmaya çalışsan ne olur?

Dilini eşek arısı mı sokar.

Yaşım ve mesleğim gereği çok sayıda vali kaymakam ve bürokrat tanımışlığım var. FETÖ’den iltisaklı birkaç tanesi dışında diğer hiçbir tanesinin bırakın militanlığı hafif meşrepli olanına dahi rastlamadım.

Milletimizi daha fazla bölmeyin lütfen.

Millet aş derdinde, devletimiz ise çare ve çözüm üretmede bugüne kadar ipe un serenlerini ayıklayarak bu zor günlerin acısını ıstırabını paylaşacak paydaşları bulma derdinde.

Milletin yakasından sıyrılın.

Bu ülkeden size ekmek çıkmaz.

Çıksa çıksa Osmanlı tokadı çıkar ki, bu tokatı yiyenlerin uzun süre kendine gelemediği tarihi vesikalarda mevcut.

Pandeminin ilk günlerinde ülkeyi tamamen kapatın bir ay içerisinde her şey düzelir diyebilecek kadar akıl yoksunu bu güruh şimdilerde alttan alta yeter artık diyerek yine yeni başka bir oyun peşinde.

Aşı krizinden de umutları kesilince yeni umutları pandeminin ülkemizi yakıp yıkması üzerinden umut tacirliğine soyunanlar çoğalıyor.

Tek dertleri var.

Cumhurbaşkanının gitmesi.

Bu sapık düşünce için kendi ölümlerini bile göze alarak her türlü pespayeliğe hazır olan bu güruha şükür ki, Rabbim fırsat vermiyor.

Yerel seçimlerde PKK’nın desteği sayesinde başarılı oldukları illerimizin hali pür melali ortada.

Yolsuzluk edebiyatı ile her şeyi daha güzel yapacaklarını vaad eden patates ve soğan karaborsacıları şimdi bırakın yolsuzluk dosyası çıkarmayı, kendileri bir bir yolsuzluk dosyaları yüzlerine okunarak derdest ediliyor.

Sabrın sonunun selamet olduğunu bir kez daha yaşayarak görüyoruz ve daha çok ucubelerde göreceğiz inşallah.

Bidon kafalıların mayınladığı dünyada mazlumların yaşaması zor olsa da imkânsız değil.

Eller yaya giderken bizler aya doğru gidiyoruz.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.