Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2972.97
BIST 100
9732.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Haziran 2021

Her Cuma Bize Hatırlatılan Altı Husus-5

Önceki yazılarımızda, her cuma günü, hutbenin sonunda okunan Nahl sure-i celilesinin: “Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı ve akrabaya (muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder; hayâsızlığı, fenâlığı ve azgınlığı yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size (böylece) öğüt verir,” mealindeki 90. âyet-i kerimesini açıklamış ve emrettiği üç hususu yani; “adalet”, “ihsan” ve akrabaya muhtaç oldukları şeyleri vermeyi işlemiştik. Geçen hafta da, âyet-i kerimenin nehyettiği yani yasakladığı üç hususun birincisi olan “fahşâ”yı incelemiştik. Bu hafta ise, âyet-i kerimenin yasakladığı ikinci husus olan “münker”i işleyemeye çalışacağız.

“Münker” İslamın yasakladığı ve akl-ı selimin çirkin gördüğü her kötü şeydir. Yüce Dinimiz İslam’ın yasakladığı haram ve mekruh olan bütün işler “münker”in kapsamına girer. “Münker”in -zina gibi- daha kötü ve daha çirkin olan kısmına ise, “fahşâ” denir ki, geçen hafta işlemiştik.

Bazı hususlar vardır ki dinen “münker” olduğu halde, birçok kişi bunları bilgisizliklerinden dolayı işler. Mesela; gusül ve abdest alırken suyu israf etmek, ekmeği, meyveyi, elbiseyi ve kağıdı fazla kullanmak, aşırı yemek yemek, mesaiden çalmak, görevlinin işini tam olarak yapmaması, öğretmenin derse geç girmesi, başkasının eşyasını izinsiz kullanmak, söz ve bakışlarla başkasını rahatsız etmek, insanları kötü isimlerle çağırmak, başkalarına su-i zanda bulunmak, çocuklarının arasında fark gözetmek, işçiyi ezmek, yalan söylemek, yağcılık ve dalkavukluk etmek, arabayı uygun olmayan yerlere park etmek, çöpleri yola dökmek, haksız yere yolu kapatmak, yoldan geçenleri rahatsız etmek, kötü ve korkutucu sesler çıkararak araç sürmek, başkasının hayatını tehlikeye atacak şekilde otomobili hızlı ve kurallara aykırı kullanmak, sıraya uymadan bir şey almak, duman ve kötü koku gibi sebeplerle başkalarını rahatsız edecek şekilde tütün kullanmak ve benzer birçok şey var ki dinimizin yasakladığı “münker” fiillerdendir. Fakat birçok insan, bilmeden bunları rahat bir şekilde işlerler.

Münkerin zıddı olan “maruf” ise; İslamın ve akl-ı selimin hoş gördüğü her türlü iyilik demektir. Yüce Dinimiz, “Emr-i maruf ve nehy-i münker”i yani iyiliği yaymaya ve kötülüğü engellemeye çalışmayı bizlere emretmektedir.

Çünkü bu iş yapılmazsa, ilim yok olur. Cehalet ve sapıklık yayılır. Fitne her tarafı kaplar. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.” (Âl-i İmran 104)

(Ey ümmet-i Muhammed) siz, insanların iyiliği için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. (Çünkü) iyiliği emreder, kötülüğe engel olur ve Allah’a (hakkıyla) inanırsınız.” (Âl-i İmran 110)

“İnanan erkek ve kadınlar birbirinin dostudurlar. Onlar iyiliği emreder, kötülükten ise nehyederler. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. İşte Allah, onlara rahmet edecektir.” (Tevbe 71)

“O (mümin) kimseler ki kendilerine yeryüzünde iktidar, mevki (ve servet) versek (şımarıp sapmazlar,) namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, (İslâmî ölçülerde) iyiliği emrederler ve kötülükten menederler. (Çünkü bilirler ki, bütün) işlerin sonu ancak Allah’a ait(tir ve O’na dönecek)tir.” (Hac 41)

“Siz insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz?” (Bakara 44)

“Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emreder, iyilikten menederler.” (Tevbe 67)

Hadis-i şeriflerde ise, şöyle buyurulmaktadır:

“Birbirinize Müslümanlığı öğretin! Emr-i marufu bırakırsanız, Allahü teâlâ, en kötünüzü başınıza musallat eder ve dualarınızı kabul etmez.” (Bezzar)

“Bütün ibadetlere verilen sevab, Allah yolunda gazaya verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Gazanın sevabı da, Emr-i maruf ve nehy-i anilmünker sevabı yanında, denize göre bir damla su gibidir.” (Deylemi)

“Günahkâr bir toplumdaki iyi kimseler, kötülükleri düzeltmeye güçleri yettiği hâlde, düzeltmezlerse, Allahü teâlâ, ölümlerinden önce onların hepsine şiddetli azap eder.” (Ebu Davud)

“İsra gecesinde, ateşten makaslarla dudakları kesilen insanlar gördüm. Kim olduklarını sordum. Onlar da ‘İyilikle emreder kendimiz yapmazdık. Kötülükten nehyeder; fakat kendimiz sakınmazdık’, diye cevap verdiler.” (İbni Hibban)

(Devamı haftaya…)