Her büyük mütefekkirin bir gençlik tahayyülü vardır!
“Geleceğimiz yıldızlarda değil, akıllarımızda ve kalplerimizdedir. Birbirini tamamlayanyaratıcı liderlik ve çağdaş eğitim, insanoğlu için umut dolu bir geleceğe yönelik ilk gerekliliklerdir. 40 yıl önce Amerikan Senatosu’na önerme ayrıcalığını yaşadığım uluslararası burs programı, liderliği, öğrenmeyi ve kültürlerarası anlayışı gelişmeyi hedeflemiştir ve halen hedeflemektedir. Bu mütevazı programın pahal biçilmez hedefleri vardır, çünkü uluslararası ilişkilerin geçmişteki içi boş ve güce dayalı sistem yerine daha medeni, akılcı ve insani temeller üzerine kurulmasını başarmıştır. Ben bu işe başladığım zaman buna inandım ve hala inanıyorum”
Senatör J.William Fulbright
Biz bunu Mehmet Akif'te Asım'ın nesli,
Necip Fazıl'da Büyük Doğu,
Sezai Karakoç'ta Diriliş nesli olarak görmekteyiz.
Çocuklarımız mevcut eğitim sistemi ile kör, sağır olarak,
sapkın akımların tuzağında çıkmaz bir sokağa sürükleniyor. Eğitimin temelinde
'yeniden büyük insan, yeniden büyük devlet ülküsü' yok. İyileri tenzih ederim
ama bunu aşılayacak öğretmende.
10 yıl eğitim verdiğimiz gençlerimiz bu ülkenin değerlerine
düşman bir şekilde yetişiyor. Bunun sebebi de Eğitim'de İstikamet ve mefkûre
eksikliğidir. Bu mefkûreye uygun muallimler (öğretmen) olmalıdır. Çünkü büyük
adamlar ancak ve ancak büyük insanların dizi dibinde yetişir.
Necip Fazıl'ı, Abdullhakim Arvasi Hz.
Nurettin Topçu'yu, Abdulaziz Bekkine Hz.
Mehmet Akif'i Fatih müderrisi olan babası,
Prof. Necmettin Erbakan'ı, Mehmet Zahid Kotku Hazretleri
yetiştirmiştir.
Bir milletin en büyük zenginliği nesil zenginliğidir.
Birinin bile zayi olmasına rıza gösteremeyiz.
Çocuklarımıza gitmeleri gereken istikamet,
Olmaları gereken iyi insan aşılanmalıdır.
2023'te eğitimdeki Fulbright vesayeti kırılmalı, Amerikan
emperyalizmine adam devşirme düzeni olan Fulbright programı çöpe atılmalıdır.
Zira kendi ifadeleri ile savaşmadan ülkeleri teslim almanın
yolu budur. Bu yapının bütçesi, 1949 yılındaki kuruluşu itibariyle, Türk ve
Amerikan hükümetleri tarafından ortaklaşa oluşturulmaktadır. Türkiye Fulbright
Eğitim Komisyonu, kurulduğundan bu yana yaklaşık 6500 Türk ve Amerikalı öğrenci
ile akademisyene burs olanağı sağlamıştır. Fulbright mezunu Türk öğrenci ve
öğretim üyeleri, ABD’deki çalışmalarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek
önemli konumlara yerleştirilmektedirler. Eğitim, sınai, siyaset, askeri ve
sivil bürokrasi vs.
Türkiye’ye gelen Amerikalı akademisyenler de, çeşitli
dallarda gerçekleştirdikleri araştırmalar ve aldıkları eğitim ile alanlarında
etki ajanı rolü üslenmektedirler. Programlarını tamamlayıp ülkelerine dönen
Fulbrightlılar, görev aldıkları önemli pozisyonlarda, kendilerini konuk eden
kurumları ve ülkeleri ile bağlarını sürdürerek, Amerikan çıkarlarının
ülkemizdeki elçisi olmaktadırlar.
Yoksa bu kadar hain nasıl peydahlanır?
Hülasa; Eğitimde bir 'Kızıl Elmamız' olmalıdır.
O da;
İyi insan yetiştirmek,
Misak-ı Milli, Mavi Vatan idealine âşık.
Yeniden Büyük Türkiye ideali için can verecek nesiller
olmalıdır.
Vesselam...