Dolar (USD)
35.14
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2965.76
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Şubat 2022

Hepimizin şefkate ihtiyacı var-3

Daha önce de ifade edildiği gibi; Müslümanın en önemli özellik ve hususiyetlerinden biri olan şefkat, sadece insanlarla sınırlı olmayıp hayvanlar için de geçerlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Bir gün) bir adam, yolda yürürken çok susadı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine indi, su içip (susuzluğunu giderdi.) Çıkınca; susuzluktan (hızlı hızlı) soluyup toprak yiyen bir köpek gördü. Adam kendi kendine; bu köpek de benim gibi çok susamış, deyip; tekrar kuyuya indi ve ayakkabısını su ile doldurup, ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah, onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti. Bunun üzerine (eshab-ı kiram): Ey Allah’ın Resûlü! Yani bize; hayvanlara yaptığımız iyilikler için de sevap var öyle mi, diye sual edince; (Efendimiz aleyhisselam): Evet, her canlıya (yaptığınız iyilik) için, bir sevap vardır, dedi.” (Buhari 2363)

Bir kadın, ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azap edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona birşey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti.” (Buhari)

Bir gün Efendimiz aleyhissalatü vesselam Ensar’dan bir zatın bahçesine girdi. Orada bir deve vardı. Deve, O’nu görünce inledi ve gözlerinden yaşlar aktı. Allah’ın Resulü, deveye yaklaştı ve gözyaşlarını sildi. Hayvan sakinleşti. “Bu devenin sâhibi kim,” diye sordu. Ensar’dan bir genç: “O, bana aittir ey Allah’ın Resûlü!” deyip ortaya çıkınca, Kâinatın Efendisi onu şöyle azarladı: “Allah’ın sana mülk kıldığı bu deve hakkında Allah’tan korkmuyor musun? Bak! Deven bana şikâyette bulundu; sen onu aç bırakıyor ve fazla çalıştırarak yoruyormuşsun.” (Ebu Davud 2549)

Abdullah bin Mesud radıyallahü anh anlatıyor: “Biz bir yolculukta Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem ile beraber idik. Efendimiz bir ihtiyacı için yanımızdan ayrıldı. O sırada bir kuş gördük, iki tane de yavrusu vardı. Biz yavrularını aldık, kuş ise aşağı yukarı çıkıp inerek çırpınmaya, feryat etmeye başladı. Neticede Resûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem geldi, hadiseye şâhit oldu ve şöyle buyurdu: “Kim bu zavallının yavrusunu alarak ona eziyet etti? Yavrusunu geri verin!” (Ebû Dâvûd 2675)

Ebudderdâ radıyallahü anh: “Çocukların elinde bir kuş görünce, onlardan satınalır ve ; ‘git, yaşa, çocuklarına yetiş’, diyerek salıverirdi.”(Bostanü’l-Fukara ve Nüzhetü’l-Kurra, c. 2, s. 72)

“Abdulla bin Ömer radıyallahü anh bir gün; bir kuşu hedef olarak dikip ona ok atan Kureyşli gençlerin yanına uğramıştı. Hedefe isabet etmeyen her ok için kuş sahibine bir ödeme yapıyorlardı. Gençler, İbni Ömer’in geldiğini görünce etrafa dağıldılar. İbni Ömer arkalarından şöyle seslendi: Bunu yapan kim? Allah ona lanet etsin. Şu bir gerçektir ki, Resullullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem; canlı bir hayvanı hedef olarak dikip ona atış yapana lanet okudu.” (Müslim)

Mazlumların, mağdurların maruz kaldıkları sıkıntıları göğüsleme ve bir anne samimiyetiyle onların üzerine titreme de diyebileceğimiz “şefkat,” İlahî ahlakın farklı bir tecellisi, göktekilerin sesi soluğu ve bütün annelerin sımsıcak nefesinin ayrı bir sembolüdür. Sinesinde bu hissi taşıma bahtiyarlığına ermiş bir mümin, herhangi bir karşılık beklemeden sevgi ve merhamete muhtaç olan herkese şefkat elini uzatır; gücü yettiğince düşenleri tutup kaldırır; üşüyenleri ısıtır; yalnızların, gariplerin üzüntüsünü giderir ve kimsesizlere yardımcı olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Küçüğümüze merhamet, büyüğümüze de hürmet etmeyen bizden değildir!” (Tirmizi 1921)

Merhamet ve şefkat anlayışının yaşanmadığı bir toplumda kargaşa ve huzursuzluk eksik olmaz. Çünkü merhamet ve sevginin olmadığı yerde, nefret ve zulüm hüküm sürer. Toplumda merhamet duygusu yaygınlaşmadığı takdirde; çocukların ezilmesinin, kadınlara şiddet uygulanmasının, cinayetlerin, hırsızlıkların ve yolsuzlukların çoğalmasının önünde hiçbir engel yok, demektir. Huzur ve güven ortamının hâkim olduğu mutlu bir toplum istiyorsak, Allah’tan korkmalı; mahlûkata da şefkat ve merhamet etmeliyiz…