Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2432.25
BIST 100
9797.84
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Şubat 2014

Hepimizi Erdoğancı yaptınız!

Siyasete mesafe koymaya ahd etmiştim uzun zaman önce. Kamu yararına çalışmalar yapmak/üretmek toplumsal meselelere değinmek amacını içselleştirmiştim. Herkes gibi benim de bir siyasi görüşüm vardı elbet, lakin her siyasi düşünceye eşit mesafede durmayı -en azından denemeyi- planlamıştım.

İlk keskin kırılma noktamın -çoğunuzda olduğu gibi- 17 Aralık ve 25 Aralık Operasyonlarıyla olduğunu düşünsem de bilinçaltımda 7 Şubat 2012 hadisesinin önemli bir dönemeç olarak bekleyedurduğunu ancak operasyonlardan sonra fark etmiştim. Üstünü kapatmaya, yok saymaya, 'işin aslı öyle değildir'lerle eşlik ettiğim dileklerimin, düşüncelerimin, temennilerimin son olaylarla birer birer döküldüğüne tanıklık etmem iç acıtıcıydı.

Organik olmasa da gönül ve muhabbet bağıyla bağlı olduğumuz bir camiayı her platformda sahiplenir, savunurken bunu hak ve hakkaniyet için yapmıştık her şeyden önce; kimseden bir çıkar, menfaat beklediğimizden değildi. Benim değil, kardeşlik ülküsünü iliklerimize kadar hissettiren sevgili babacığımın başarısıydı bu. Evlatlarının zerrelerine bu hissiyatı zerk edebilmeyi başarabilmiş canım ve aziz babamın! Ol sebepten beslense gerektir, cemaat hakkındaki tüm spekülatif ve sansasyonel iddiaları kulak ardı edişim.

Haa, bir de akraba-i talukatımdan, eş-dost çevremden, sistem içerisindeki tertemiz pırıl pırıl cemaat ehlini yakından tanımışlığımın da etkisi bulunur elbet. Yok muydu içlerinde 'eş-iş-aş' istediği için kendilerini bu teşekküle yamamaya çalışanlar, iyi ve parlak bir kariyer istedikleri yahut makam mevkide gözü bulundukları için camiaya yakın duran, halkaya katılanlar? Bunlar da vardı mutlaka, aynel yakin tanıklığım da mevcuttu!

Lakin ne kötü niyetliler ne de menfaatperestler bu devasa ve başarılı teşekkülü ve müntesiplerini şahsım için olumsuzlamaya yetmişti ne de öteden beri dış güçlerle yakın temas üzerinden çeşitli argümanlarla üretilen senaryolara kulak vermiştim.

Dedim ya, ilk kırılmanın 17 Aralık Operasyonunda yaşandığını zan etsem de esasen 7 Şubat 2012'de olduğunu şimdi, kendimi dinlediğimde anlıyorum. Daha evvel vakitlerde kapalı kapılar arkasından sızan bu minvaldeki ifadeleri görmezden ve inanmak istemezden gelmemi ise galiba hatırlamak istemiyorum!

Cemaat benim için en büyük referansını kendini ilahi ve insani bir gayeye adamış müntesiplerinden alıyordu. Bu amaç için modern zaman dervişleri gibi yaşamaktan çekinmeyen/yüksünmeyen, verilen her bir talimat/emir için cansiperane çalışan yüz binlerce insandanu2026

Kendi içerisinde muntazam bir teşkilat kurmuş cemaatin hiyerarşisinin, itaat kültünün ne kadar kesif olduğunu ise görmemiş ya da görmek istememiş olmalıydım. Bunu anlamam için özel hayatın gözler önüne serilmesini savunan şakirdleri, mahrem alanların na-mahreme ulaştırılmasına çalışan hizmet erlerini mi görmek zorundaydım, ne büyük bir sınavdı bu Allah'ım!

Dünyalık işlerde arkadaşlarıyla istişare eden, fikirlerini alıp öyle icraata geçen bir peygamberin peşinden gidenler olarak hiçbir kişinin mutlak doğru/mutlak yanılmaz olmadığına iman etmiştik biz. Ve dahi her ben-i u00c2dem'den sadır olanın hata, yanlış, yanılma, yanılgı vs çerçevesinde envai çeşit seçenekle karşı karşıya olduğu da bize ilk öğretilenlerdendi! Koşulsuz teslimiyetin sadece yaratana olduğu da kulaklarımıza ilk fısıldananlar değil miydi?

Ne olduysa, hep bu aralık ayında olmuştu işte! Önce şaşkınlık, düş kırıklığı, aldatılmışlık duygusu ve hızla geriye saran uzunca bir filmu2026

Cemaatle ilgili şimdiye dek kulak tıkadığımız, ret ettiğimiz tüm -spekülatif olanlar da dahil- iddialar, 7 Şubat kriziyle somutlaşan aykırı ve izahı zor girişimler, kapalı kapılar arkasında yaşananlardan sızanlaru2026

Ben az söyleyeyim, sizler çok anlayın işte!

Her bir iddiayı, girişimi tek tek zikredemem muhakkak, lakin sizler benim neyi/neleri kast ettiğimi anlayacaksınız biliyorum.

Aldatılmışlık duygumuza eşlik eden muhakeme ve eleştiri mekanizmamız tüm canlılığı ile cemaate yöneldiğinde ne kadar da çok suistimal edilen, düşünce ve algısı tek yöne kilitlenmiş insanla karşılaşınca şaşırdık tabii. Lider ne yaparsa/söylerse/buyurursa doğrudur anlayışından haftalık talimatlarla düşünce dünyalarının şekillenmesine izin veren yüksek tahsilli insanları görünce de! Dün savunduklarını bugün tekzip edercesine kelam eden koca titrli kimselerle karşılaşınca dau2026

Başlığa bakıp da bizim de şeksiz şüphesiz, sorgusuz sualsiz bir 'cı-ci' eki getirdiğimizi düşünmeyiniz lütfen! Bizimkisi millet ve devlet sevgimizden beslenen sorgulama ve düşünce kanalları açık tutulan bir taraf olma zorunluluğu. Biat etmiş bir müntesip olarak değil ülkeyi düzlüğe çıkarma amacıyla destek verme gerekliliğini hissetme. Dedim ya, aslında ben siyasete mesafeli durmayı planlamıştım bizleri onlar Erdoğancı yaptı!

http:www.twitter.com/sabihadogann