Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.23
Gram Altın
2963.68
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 May 2016

HEPİMİZ PELİKANDIK

Bizler "fitne uyuyor, uyandırmayın" düsturu ile büyüdük. Nebi as fitne tehlikesi ve tehdidi konusunda mü'minleri böyle uyarıyor. Zira fitne/ciler beklenmedik zamanlarda ortaya çıkıp bütün kazanımları yerle yeksan edebiliyor.

Bu yüzden bazen haber ve bilgi konusunda nal topluyoruz.

4 Mayıs akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan ile görüşen Başbakan Ahmet Davutoğlu, 5 Mayıs Perşembe günü AK Parti MKYK'sını toplayıp 22 Mayıs 2016'da Olağanüstü Kongre kararı aldı.

Olmasın istedik,

Çok şeyi yok saydık, fitne büyümesin dedik, hele hele bizden çıkmasın diye gerçekten de var olan huzursuzluğu görmezden geldik. Dedik ya, biz fitneyi başlatmayalım, başlamış ise körüklemeyelim anlayışıyla davranmak zorundaydık.

Şimdi burada "biliyordum"culuk yapmayacağım, lakin epey süredir ciddi sorunların var olduğunu duyardık. Sorunun her geçen gün derinleştiği haberleri artık son kertenin yakın olduğunu göstermişti. Anlayacağınız -her maddesine katılmasam da- hepimiz susmayı tercih eden birer "pelikan"dık.

27 Nisan günü "Cumhurbaşkanı ile başbakan anlaşamıyorlar mı?" başlıklı yazımda "Kavga şıkkını geçiniz" uyarısının ardından mealen, fitnelere aldırış edilmemesi gerektiğini, ama Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın başbakanın arasında hiçbir sorun olmadığı da söylenemez demiştim. Yazının özeti böyle idi.

Lakin yazının sonuna doğru; "Bugün Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp, 'Ahmet Bey, kusura bakma seninle anlaşamıyoruz' dese başbakan Davutoğlu, 'Sayın Cumhurbaşkanım, o zaman Rabbimize daha hayırlısının olması için dua edelim' diyerek affını isteyecek kadar vefa ve İsar anlayışına sahip bir Müslüman'dır" diyerek Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun vefa ve İSAR anlayışıyla hareket edeceğini belirtmiştim. İşte bu kısmı öylesine yazmadığımı pek çok dost aynı gün "meseleyi anladık" dediler.

Bu yazımızdan tam bir hafta sonra (3 Mayıs) günü AK Parti Grup toplantısında Başbakan Davutoğlu:

"Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim, ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmamu2026" dedi. İşte vefa ve İSAR dediğimiz de tam olarak buydu.

Bu inanca sahip olan iki mümtaz şahsiyet arasında kavganın olması elbette beklenemezdi ve anlaşmazlığın, tahrik olabilecek nefislerin nahoş durum oluşturmaması için kısa süre içinde onurlu bir sonla bitmesi en doğru olandı. Bu sebeple dava bilincini içselleştiren kadroda kavga söz konusu değildi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun yıllar başdanışmanlığını da yapan Ankara Milletvekili Aydın Ünal Yeni Şafak'taki köşesinde kavga konusunu şu cümlelerle dile getiriyor: "Bir dava ahlakı, şuuru ve geleneği içinde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürekli bir yenilenme, tekamül, ilerleme, nöbet değişimleri olabilir ve olacak; ama kavga olmayacaku2026"

Liderlerine sadakatten ayrılmayan AK Partililer, yaşananları bir devir teslimi, bir nöbet değişimi olarak kabul etmeli, fitnenin körüklenmesine izin vermemeli. Alınan kararın hayırlara vesile olmasına çaba göstermelidir. Bu hareketin sadece bir siyasi parti olmadığını bilenler ne demek istediğimi anlamışlardır.

Yaşananlar sadece ve yalnızca sistemden kaynaklanıyor, kimsenin kötü, eksik, yanlış yaklaşımından değil, iktidarın işleyiş tarzı ile ilgili. 14 Ağustos sonrası fiili başkanlığa geçen Türkiye parlamenter sistemden dolayı bu sıkıntıları yaşıyor. Partili başkanlık bilfiil uygulanıyor. Önümüzdeki aylarda anayasa ile birlikte başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığının önü açılmalı ve yeni Türkiye'ye en az hasarla geçebilelim.

Ülke artık parlamentarizme veda ediyor, bu sebeple artık Sayın Cumhurbaşkanımız ile daha sorunsuz yol alabilecek, onun daha etkin olmasının önünü açacak başbakana ihtiyaç var. Ak Partide kaliteli, donanımlı, partiyi ve Sayın Cumhurbaşkanını çok iyi tanıyan, bilen milletvekilleri var. Aydın Ünal, Yalçın Akdoğan, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, Efkan u00c2la gibi isimler başbakan adaylarımdır.

Son olarak, fitne çıkarmak isteyenler size geldiklerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun;

"Sayın cumhurbaşkanımızın onuru benim onurumdur, ailesi benim ailemdir ve ailesinin onuru benim ailemin onurudur" sözlerini düşünmelisiniz.

Bu topraklar yeni bir fitneyi kaldırmaz, hayırlı olsun.