HEP SUÇLU O MU?
Ülkemizde muhalefetin bir acaip ve akıl almaz huyu var: Dünyada ve Türkiye'de hoşlarına gitmeyen ne olsa hemen Başbakanımızı suçlamaya başlıyorlar. Tek kabahatli odur ve o başbakanlıktan gitmeden hiçbir şey düzelmez.
Aynen söylediklerinin ana fikri adeta bu. Dönüp dolaşıyor ve suçu Başbakanımızın üzerine yıkıveriyorlar.
Üstelik bunu yapan sadece muhalefet de değil. Malum medya ve paraleller de aynı yolun yolcusu. Birleştikleri tek nokta Tayyip Erdoğan nefreti.
Soma'da maden faciası mı oldu, hemen Başbakanı suçlamaya başlıyorlar.
Mısır'da darbe mi oldu, tiran Sisi yüzlerce kişiyi mi öldürdü? Suçlu belli. Suriye'de zalim diktatör Esad binlerce kişiyi katlediyor, zulmüne devam mı ediyor? Yine suçlu Başbakanımız. Lafı eğip büküyor, dolaştırıyor ve derin (!) analizlerini böyle bitiriyorlar.
Şimdi de Irak'taki konsolosluk baskını üzerine benzer sözler tekrarlanıyor. Var yok tek suçlu Başbakan ilan ediliyor.
Bu çevreler kin ve nefreti o raddeye getirdiler ki artık tabiat olaylarından dolayı da Başbakanımızı kabahatli görüyorlar ve mağdurlara "Oh olsun sizlere. Madem Tayyip Erdoğan'a oy verdiniz, bu felaketler size az bile" benzeri yaklaşımlarda bulunuyorlar.
Malatya'da kayısılara don mu vurdu, suçlu belli.
Bazı şehirleri sel mi bastı, suçlu belli.
Susuzluk ve kuraklık kapıda mı, kabahat yine onun.
Trafik kazalarının, trafikte sıkışıklığın hep suçlusu o.
Böyle bir takıntı hali tarihte pek görülmedi her halde.
Gülay Göktürk Hanımefendi'nin deyimiyle; "Aklımızı Erdoğan'la bozmuş, ondan başka hiçbir şey görmüyor, hiçbir şeyle ilgilenmiyoruz."
Hele o sosyal medyadaki paylaşımlar? Takma isimlerle, gizli hesaplarla Başbakanımızı hedef alan seviyesiz mesajlar inernette dolaşıyor.
Geçenlerde ulusalcı bir kanalda oldukça yaşlı sağlı sollu bazı eski bakanların programına şöyle bir bakmıştım. Aklın izanın devreden çıktığını gördüm. Bakan eskilerinden biri gazete haberlerindeki cinayet, fuhuş, iş ve trafik kazası gibi olumsuz haberleri okuyor sonra da hep birlikte suçlunun Başbakan olduğunu iddia ediyorlardı. Pes dedim bu mantık fukaralarına ve böylesi seviyesi düşük insanların geçmişte bakan olabildiğine şaşırdım.
Bu Erdoğan karşıtlığı takıntı halini aşmış, hezeyan durumunu almış bile diyebiliriz. Kısacası toplum olarak hızla itidalden ve dengeden, sağduyudan uzaklaşıyoruz. Böylelikle de ruh sağlığımızı kaybediyoruz.