Henîen ya Heniyye
Terör devleti İsrail'in Gazze'ye saldırılarında Hamas lideri İsmail Haniye'nin üç oğlu ve dört torunu da şehit edildi. Hem de bayramın birinci gününde… Şehadet haberlerini Katar Hastanesi'ndeki yaralı Filistinlileri ziyaret ettiği sırada alan Haniye, büyük bir metanet, vakar ve teslimiyetle: "Ailemin 60'a yakın ferdi tüm Filistin halkı gibi şehit oldu ve aralarında hiçbir fark yok. Üç oğlumun ve bazı torunlarımın şehadetiyle bizlere bahşettiği bu şereften dolayı Allah'a şükrediyorum" dedi. Sadakat, sabır, sebat ve metanetin öğretmeni diyebileceğimiz bu aziz insan, birçok cefakâr ve fedakâr dava arkadaşı gibi, dava adamlığının tarihini kanları, alın terleri ve gözyaşlarıyla yazmaya devam ediyorlar. İşte bu, tam da “HENÎ-EN” denecek büyük bir sabır örnekliğidir.
Arapça'da “Henîen leküm” diye çok hoş bir ifade vardır. Henîen leküm: “Kutlu olsun, mübarek olsun, afiyet şifa olsun, gönülden tebrik ediyorum” gibi manalara gelir. Bu tebrik ifadesi; yeme içmeden sonra veya müjdeli bir haber alan veya önemli bir iş başaran kimseye de denir. “Aksa tufanı” başladığı günden beri, bu tebriki hak eden binlerce insan oldu. Bu da sosyal medyaya yansıyıp gördüklerimizle vardığımız kanı. Kim bilir, Rahmanın katında daha niceleri vardır. Her şeyini ve her kesini kaybeden çocuklar, anneler, babalar, kardeşler… Genç ihtiyar, kadın erkek, her yaştan ve her statüden insanlar… Adeta bu asrın sahabeleri…
Hamas’ın liderlerinden İsmail Heniyye de işte bunlardan sadece birisi… Kim bilir çocukluğundan bu yana kaç defa haykırmıştır meydanlarda… “Anam, Babam, tüm ailem, tüm varlığım, değil malım, hatta canım da Mescidi Aksa’ya feda olsun.” Filistin’in yiğit evlatları avazlarının çıktığı kadar; “Bi’r-ruh, bi’d-dem, nefdîke ya Aksa” yani canımız, kanımız sana feda olsun ey Aksa! diye haykırdıkları zaman öylesine bir slogan atmıyorlar. Onlar bu ifadelerinin her birini Allah'a (cc) yürekten verilmiş bir söz ve ahit olarak ifade ediyorlar. Sonra da vakti geldikçe bu ahitlerini fedakârca yerine getiriyorlar. Sıraları geldikçe Allah'a (cc) adadıkları canlarını cömertçe arz ediyorlar.
Aslında bu destanlar bir asırdan fazladır Filistin’in yiğit halkları tarafından yazılmaya devam ediyor. 1917’de İngilizler tarafından Filistin işgal edilip sonra aşama aşama çok önceden planlandığı gibi, melu’n kavim Siyonist Yahudilere telim edilinceye kadar nice adanmış canlar şehadete yürüdüler. Siyonistlerin burayı teslim almasından sonra da aynı mezalim devam etti ve ediyor. Yani bu adanmış canlar 33 bin, 330 bin veya 3 milyon 300 bin değil, çok daha fazla. Kaldı ki, bu destanlar sadece Filistin de değil, işgal edilip 55-60 parçaya bölünmüş olan tüm İslam coğrafyasında da misliyle yaşandı. Ve büyük bir kısmında da yaşanmaya devam ediyor. İşte İsmail Heniyye’nin bu duruşu; sadece milyonları temsilen yaşanan bir örnektir.
Bu vakur duruşlar, tam da şu ayeti kerimeler gibi nice nasları bize yeniden hatırlatıyor:
“Mü’minlerden öyle yiğitler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab. 33/23)
“Allah müminlerden, kendilerine vereceği cennet karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Müjdelenen bu cennet Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah’ın yerine getirmeyi uhdesine aldığı kesin bir sözdür. Verdiği sözü Allah’tan daha iyi yerine getirecek kim olabilir? O halde, ey mü’minler, Allah ile yapmış olduğunuz bu alış verişten dolayı sevinin. İşte bu, gerçekten büyük bir başarı ve kurtuluştur.” (Tevbe 9/111)
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Aksine onlar diridirler ve Rableri yanında rızıklanmaktadırlar. O şehitler, Allah’ın kendilerine bağışladığı nimetlerle sonsuz bir mutluluk duyarlar. Arkalarından gelecek olup, henüz kendilerine katılmamış olan mücâhid kardeşleri adına da: “Onlara hiçbir korku yok, onlar asla üzülmeyecekler” müjdesiyle sevinirler. (Al-i İmran 3/169-170)
“Ey iman edenler! Sizi pek acı bir azaptan kurtaracak çok kârlı bir ticaretin yolunu size bildireyim mi? Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi iman eder, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan budur. Böyle yaparsanız Allah sizin günahlarınızı bağışlar, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere; sonsuz nimet ve ebedî mutluluk diyarı olan Adn cennetlerindeki çok güzel köşklere yerleştirir. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur! Hoşunuza gidecek bir başka lütuf daha var: Allah’ın yardımı ve pek yakında gerçekleşecek bir fetih! Mü’minleri müjdele!” (Saff 61/10-13)
Bu Vakur ve asil duruşa da ancak; “Henîen ya Heniyye” denilir. Ama bunu Sadece Komutan Heniyye, Halid Meşa’l, Yahya Sinvar, Şeyh Ahmet Yasin veya Rantîsi değil, onların şahsında bunu hak eden Filistin’in ve ümmetin tüm yiğitlerine söylüyoruz. Henîen ey yiğitler… Henîen ey kahramanlar… Henîen ey anneler… Henîen ey babalar… Henîen ey eli taşlı küçük generaller... Henîen ey bu asrın Musa’bları… Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...