Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.19
Gram Altın
2967.72
BIST 100
9633.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Mart 2016

HENDEKLERİN ÖBÜR YANI: NASIL?

2015, Temmuz 25, Bingöl'deyim. Akrabalarla, çocukluktan beri arkadaşlarla, dostlarla süreci konuşuyoruz. Sıcağı sıcağına değerlendirmeler daha objektif ve daha yalındı.

Enteresan fikirlerdi.

Yaşına, yaşam tecrübesine göre farklı değerlendirmeler yapıldı.

Yaş ilerledikçe daha "muhafazakar" yorumlarla karşılaşmak şaşırtıcı değildi. Ancak genç bir mühendis yakınımın "Abi, PKK neden İŞİD'e gidecek bombaları üstüne çekti? Çünkü Suruç saldırısı öncesinde Türkiye ABD ile anlaşmış ve İŞİD bombalanacaktı? PKK, Adıyaman ve Ceylanpınar eylemleri ile o bombardımanın en az yarısını üzerine çekti, neden?" sorusu oldukça enteresandı.

Çünkü o yakınım "PKK DAİŞ'e yağması gereken bombaların bir kısmını Adıyaman, Ceylanpınar saldırıları ile Kandil'e çekmiş oldu" demişti. Doğrusu olay tam olarak böyle olmasa da, bu tespitin-sualin ayakları yerden kesik de değil.

Geçen Yaz ve Sonbahar aylarında 32 yılın en şiddetli çatışmaları yaşandı. PKK Kandil'de hiç yaşamadığı bir zayiatla karşılaştı. Kırsalda 2 bini aşkın militanını kaybeden PKK, bu süreçte ayrıca Diyarbakır Silvan'da hendek kazarak sırasıyla Şırnak Cizre, Silopi, Diyarbakır Sur, Mardin Nusaybin, Derik ilçelerinde "Öz Yönetim" ilan ettiğini duyurdu.

Öz Yönetim nedir, necedir sorularının bölgede kayda değer bir karşılığı bulunmuyor. Bugüne kadar bölgede 648 (Altı yüz kırk sekiz) kişiye "Öz yönetim nedir, nasıldır?" sorusunu yönelttik. 13 (on üç) kişi soruya uygun cevap verirken, aynı soruya "Bilmiyoruz" diyenler çoğunluktayken, "bilmiyoruz, ama istiyoruz diyenler" de oldu.

Hatırlarsınız, 2011 yılının yaz başında Beşir Atalay ve Riccardone "bu yaz, artık silahların tarih olacağı, bir daha çatışmaların yaşamayacağı yaz olacak" demişlerdi. Hatta "PKK 15 Ağustos'ta silahları bırakacak" diyenler de olmuştu.

Ancak, 2011'in 14 Temmuz'unda 8 askerin pusu ile vurulduğu Silvan baskını yaşanırken, aynı gün DTK adına Aysel Tuğluk, "Demokratik Özerklik ilan ettik" açıklamasıyla kameraların karşısına çıkmıştı.

Abdullah Öcalan'ın sonradan "ben bunlara demokratik özerkliği tartışın diyorum, onlar ilan ediyorlar, iyi anlaşılmadım" diyerek DTK ve BDP'ye sitem etmişti.

Öteden beri "öz yönetim, demokratik özerklik, ekolojik toplum" ilan edilip "bu uğurda" çatışmalara gerekçe kılınıyor.

İşte, 2015 Ağustos'u sonrasında peş peşe "öz yönetim ilan ettik" diyen PKK, ilçelerde hendekler kazarak, patlayıcılar yerleştirerek, barikatlar oluşturarak, perdeler çekerek "öz yönetimin öz savunması"na hazırlık yaptı. İlk günlerde konu hakkında DTK eş başkanı Sayın Hatip Dicle ile görüşmemiz oldu, "Gençlerin kendi kararı, gidip ikna edeceğiz, bir sorun çıkmayacağını ümid ediyorum" demişti. Cizre'ye gidip yapılanın doğru olmadığını anlattı, lakin YDGH Sayın Dicle'nin"hendekler kapanmalı" talebini kabul etmedi.

Sonrasını hatırlıyoruz:

Cizre, Sur, Silopi'de önce polis, sonra askerler devreye girerek aylar süren sokağa çıkma yasağı ile çetin ve çatışmalı bir süreç yaşandı. Sonuç: Üç yüz elli beş asker-polis, bin iki yüz otuz PKK-YDGH/YPS gibi silahlı militanı hendek çatışmalarında yaşamlarını yitirdi. Hendekler kapatıldı. Barikatlar kaldırıldı ve o ilçelerde çatışmalar şimdilik sona erdi. Burada öldürülen siviller hakkında ise sıhhatli bir malumat yok.

Peki, üç ay süren hendek çatışmaları döneminde gazeteciler, yorumcular, siyasiler köşelerinde, ekranlarda, konuşmalarında nasıl bir yaklaşım ve tepki ortaya koydular dersiniz?

PKK'nın ne yapmak istediğini kaç kişi anlayabildi?

PKK, gerçekten hendek kazıp öz yönetim elde edeceğine mi inandı?

Bu kadar militanını bu yüzden mi hendeklerde ölüme gönderdi?

Buna evet diyorsanız yazının devamını okumanıza gerek kalmamıştır.

Kaç analist, yorumcu, programcının PKK ve hendek sığlığında boğulduğunu biliyor musunuz? Sanmıyorum!

Peki, PKK-hendek sürecine bütüncül baktığımızda yapılagelen değerlendirmeler ne durumda?

Tam bir skandal! Hatta duble-skandal!

Neden mi?

Çünkü olayları sığ, kategorik, indi ve "tamamen duygusal" sebeplerle okuyanlar çoğunluktaydı.

Bu analiz, yaklaşım ve tepkileri 4 gruba ayırmak mümkün;

  • Anti Erdoğan'istler: "Erdoğan zora düşeceği için PKK'nin her saldırısı ve hendek caizdir, hatta acil ihtiyaçtır"cı kesim,

  • "Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor ise biz beş kat fazlasını diyelim"ci kesim,

  • Orta yolcular: "PKK çekilsin, sokağa çıkma yasağı kaldırılsın, operasyonlar dursun"cular.

  • Bütün olarak, Süper Güçler, Ortadoğu, hendekler de dahil pazılın parçalarını birleştirip süreci okuyup değerlendirenler.

Sonraki yazıda bu grupları tek tek ele alıp asıl konumuza geçebiliriz.