Hem laik hem dini bir anayasa
Aman Yarabbi!...
Türkiye’nin bu gündemi altında ezilmemek gerçekten çok zor.
Daha bir konuyu sindirip şöyle etraflıca ele alamadan bir
diğeri PAT! diye masanın ortasına iniyor.
Her yer dağılıyor, kafalar karışıyor.
Sedat Peker’in açıklamalarından, Habertürk’teki gelişmelere,
yeni çıkan yönetmeliklerden, CHP’de bitmeyen tecavüz gündemlerine kadar neler
yaşandı neler...
Bir durulamadık gitti arkadaş.
Üstelik bir de evlerde, tam kapanmadayken bunlar yaşanıyor.
Kapanma bize iyi gelmedi galiba.
Evlere girince şeytan mı yoldan çıkarıyor yoksa nefis mi
vesvese veriyor -nedendir bilinmez- telefonu eline alan dalıyor sosyal
medyaya...
Bir bakıyor Zeytinburnu’nda bina çökmüş...
Başlıyor hemen verip veriştirmeye: Vay efendim siz bu ülkeyi
mahvettiniz, yaktınız, yıktınız...
O bitiyor 128 milyar dolar olayına bir çizgi film yapılıyor,
rahmetli Erol Olçok’u anıyor herkes; “Ah, ah” diyor.
MHP’nin anayasa çalışmasını açıklayan Devlet Bahçeli’nin açıklamaları
ve yeni anayasa gündemi konuşulacakken bakın nelere odaklanarak haftayı yedik.
Hâlbuki disiplinli bir çalışma ile 100 maddede ortaya
koyulan çalışmaya odaklanmak yerine kafalar nerelere gidiyor, gözler nerelere
kayıyor.
Gündem her defasında başka başka yerlere sapıyor.
Anayasa değişikliği çok önemli.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi bir manevra olarak
ortaya koyduğu yaklaşımına kurban etmek isteyen muhalefetin uzlaşmaz tavrı şu
aşamada Türkiye’ye hiçbir fayda sağlamıyor.
Siyaseti onurlu yaptığını söyleyenlerin adımlarını pragmatik
atması çok ilginç.
Neyse asıl konu yeni anayasa...
Bu gündemden sapmadan MHP’nin 100 maddelik teklifini değerlendirelim.
Sayın Devlet Bahçeli uzun uzadıya anayasa hazırlık çalışmalarında
ince eleyip sık dokuduklarını anlattı.
Metindeki dil birliğinden Osmanlı-Türk modelindeki içerik
birliğine kadar birçok detayın ele alındığı hassas bir yaklaşımın ortaya
koyulduğunu açıkladı.
Henüz 100 maddenin tamamı açıklanmamış olsa da Sayın
Bahçeli’nin özet olarak verdiği detaylarda getirilen önerilerle aslında
muhalefetin eleştirilerinin bir kısmına da cevap verildiği görülüyor.
Sayın Bahçeli, Türkiye’nin bir gelenek üzere gelişmesini ve
ilerlemesini sürdürdüğü bir yaklaşım ile şekli bakımdan kısa ya da uzun bir
anayasa değil, “Kaliteli temel kanun”
anlayışının ön plana alındığını dile getirdi.
Yıllar boyunca laiklik üzerinden dini hassasiyet yaşayan
insanları öteleyen ve devletin dışına iterek İran’a sürmeye çalışan zihniyetten
devletin sahibinin halk ve onun inançları olduğunu gösteren bir başlangıç
teklif edilmesi ise çok önemli bir gelişme oldu.
Bahçeli hazırladıkları anayasa teklifinin başlangıç kısmında
“Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan
sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk Milleti” düsturu ile giriş yapıldığını
söylemesi AK Parti sonrasında “Her şey eski haline gelecek” diyenleri
yalanlıyor.
Bu detayı kaçırmamak gerekir.
Devletin şekli ve niteliklerinin aynen korunarak birinci
maddede değinildiğini söyleyen Bahçeli’nin maddenin son fıkrasında “Bu madde
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” ifadesinin yer aldığın
söyledi. Bu ifada mevcut 1982 anayasasında 4.maddede düzenleniyor.
Hukukçular mevcut anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesini
engelleyen 4.maddeyi değiştirmenin önünde hiçbir engel olmadığını söylüyor.
Bu durumda MHP’nin teklifi aslında bu açığı kapatıyor.
Milletvekillerinin dokunulmazlığıyla milletvekilliğinin
düşme sebeplerine dair belirsizliklerin de giderildiğini belirten Bahçeli bu
konuya girerek gündemde yıpratıcı etkiye neden olan bir konuyu bitirecek bir
adım atmış oldu.
Başkan ile birlikte iki Başkan Yardımcısının seçilmesinin
teklif edilmesi sistemi bir miktar ABD’deki modele yaklaştırsa da Meclis
Başkanı’nın uzlaşma aracı olarak ortaya çıkarılması Meclis’in artan yetkilerine
karşı Yürütme ile Yasama arasında kavgaların çokça yaşandığı ABD sistemindeki
açığı giderecek bir yaklaşıma benziyor.
Detayları ortaya çıktıkça konuşmaya devam edeceğiz. Umarım MHP’nin bu girişimi muhalefeti de potaya sokar.