"Helâlleşme Oyunu" Böyle Çöktü!
Bir Kadın Yazar, “Üç gündür altı yaşında ailesi tarafından sadece 6 yaşındayken 29 yaşında bir adamla evlendirildiği iddia edilen H.K.G.’yi düşünüyorum. İddia diyorum çünkü yargılama henüz başlamadı” diye girmiş yazısına…
“İddia”
evet.
Adı üzerinde:
İddianame.
Yazar, “Kişi
suçluluğu nihai mahkeme kararıyla tescil
edilinceye kadar suçlu ilân edilemez!” demeye getirmiş ama, yazısı boyunca
hükümleri yapıştırmaktan da geri durmamış.
Hem “Sonuçta
iddiadır” diyecekseniz hem de hükümleri verecek ve ‘Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş” diyerek “yargısız infazın” kıyılarında
dolaşacaksınız!
Yazının bir yerlerinde , “Aslında bir iddia var diye koca bir camiayı toptan, genellemelerle
mahkûm etmek de yanlış!”a çıkan cümleler de var ama…
Var ama, sahihlik derecesi iyice araştırılmamış bir “ses kaydı” üzerinden verilmiş hükümler
de var.
İnancımız, “gelen
haberleri, iyice tahkik etmeden
paylaşmayı” haram kılıyor, böyle yapanların büyük pişmanlıklar yaşacağını
belirterek ikaz ediyor oysa…
Bu yazar, köşesinin bir yerlerine “adalet” serpintilerine
yerleştirmiş neyse ki…
En azından “Ya tersi çıkarsa?” diye tedbirler almış,
yazarken..
Birçokları bu kadarını da yapmamış; insafsızlıkta,
izansızlıkta sınır tanımamış.
Şu “6 yaşında
çocuğu evlendirdiler” iddiası üzerinden koca bir Aile’nin, Koca bir
Camia’nın hatta Koca bir Ümmet’in nasıl karalandığını görüyorsunuz.
“Berbat
fiile dair iddialar gerçek bile olsa, bu diğer Müslümanları bağlamaz. O camiayı
bağlamaz!” denmesine bile tahammülleri yok.
Gözleri dönmüşçesine saldırıyor…
Koca bir Ümmet’e hakaretler ediyor, iftiralar
yağdırıyorlar!
*
Öylesine genelleyici, öylesine toptancı dilleri var
ki…
Bunların “helâlleşme”
söylemlerine az biraz meyleden, az biraz tava gelmeye başlayan “kararsızlar”
bile ürküyor bu hallerinden.
Hatırlarsınız, Eski Ak Partili, şimdinin Deva Partisi
Genel Başkanı Ali Babacan, “Ülkemizi
intikamdan, rövanştan beslenen azgın azınlığa bırakmamaya kararlıyız!” demişti.
Sayın Babacan, CHP yandaşlarının kızıp
köpürmeleri, “balans ayarı” çekmeleri üzerine lâfını eğip bükmeye çalışsa da…
“Azgın
Azınlık”tan kastın hangi çevreler, hangi zihniyet olduğunu
hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bizim “azgın
azınlık” dediklerimiz de kendilerini biliyor olmalı ki…
Ali Babacan, açık adresleri göstermeksizin “Azgın Azınlık”tan bahsettiğinde, hemen
ayağa kalkıp diş göstererek açık ettiler
durumlarını!
(Ha bu arada…
Sayın Babacan’a “Azgın azınlık dediklerinizden bir bölümüyle
aynı ortamı paylaşmak nasıl bir duygu?” diye sormak gerek de…
Başka mesele!)
“HELÂLLEŞME HELÂLLEŞME” DEDİKLERİ!
Malûm…
Kemal Kılıçdaroğlu, camia olarak hatalarını
gördüklerini, bu hatalardan ders çıkarttıklarını, iktidara geldikleri takdirde
bugüne kadar yaptıklarından vazgeçeceklerini, milletin inancına, giyimine
kuşamına,namazına niyazına, İmam
Hatip’ine Kur’an Kursu’na asla karışmayacaklarını söylemiş…
Söz üstüne söz vermişti ama…
Oralardakilerin bugünlerde ortaya koydukları tavırlar…
Yandaş yazarların yazdıkları çizdikleri…
28 Şubat zihniyetlilerden bazılarının “Hepsi
kapatılsın!” yollu çağrıları, bu zihniyetin asla ve kat’a değişmeyeceğini
gösteriyor.
“Suç
varsa bile kişinin ya da kişilerin suçudur.
6
yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesini savunan her kimse, alçaktır!
Genellemelerle
Müslümanlara saldıran her kimse, o da alçaktır!
Aile
iddiaları kesinlikle reddediyor. Bir tarafta da iddianame var adı üzerinde
iddianame. Bırakın yargı kararını versin. Herkes yargıdan nihai karar çıkıncaya
kadar beklesin!
Milyonlarca
müntesibi olan bir Camia’yı böylesine toptancı yaklaşımlarla karalamak berbat bir iştir! ”
diyoruz ama…
Dinlemiyorlar.
Dinlemiyorlar zira dert başka!
*
Evet…
O zihniyet bin yıl geçse de değişmez!
Azgın Azınlık…
Ya da…
Çağdaş Devrim Yobazları!
“Gerekirse bin yıl daha 28 Şubat!” diyen
zihniyet, bin yıl geçse de değişmez!
Son günlerde yaşananlar da, bu durumu bir kez daha gözler
önüne sermiyor mu?