HELALLER, KEYFE K\u00c2FİDİR
Cabir'den:
u2013 Allah'ın helal kıldığını alın. Haram kıldığını ise terkedin.
(İbni Mace, Ticaret 2)
* * *
Bilinçli bir müslüman, bu dünyada sadece Allah'ın helal kıldığı nesnelere itibar eder, helal olan lezzetlerle yetinir. Haramlara ise el sürmez. Değer verip itibar göstermez.
Aslında helal dairesi, yeterince geniştir ve keyfe kafidir. Harama girmeye hiç ihtiyaç yoktur.
Çünkü Allah, haram lezzetlere alternatif, nice helal lezzetler yaratmıştır.
* * *
Helal ve haram titizliği, mü'mini Allah'a yaklaştırır. Manen yüceltir. Takvasını artırır.
Bu titizliğin, toplum hayatına da olumlu yansımaları olur.
Temiz bir toplum tesis etmenin yolu, bireylerin kalbinde helal ve haram duygusunu yeşertmekten geçer.
Helali haramı bilen ve hayatına ölçü edinen insanlar, toplumda aranan ve güvenilen kimselerdir. Kimseye zararları dokunmaz onların.
Kimseyi aldatıp kandırmazlar. Üstlendikleri görevleri aksatmadan, eksiksiz, verimli şekilde yerine getirirler. Hak yemezler, kimsenin hakkına göz de dikmezler. Emeklerini ve alın terlerini esas alırlar. Bu anlayış ve davranış sahibi kimselerin çoğunluğu teşkil ettiği bir toplum, huzur içinde yaşar. O toplumda barış, hakkaniyet, adalet, emniyet ve asayiş hükümran olur.
Cennete giden yol, helallerle döşenmiştir. Cehennemin yolu ise, haram lezzetler, gayri meşru şehvetlerle süslenmiştir. Bu sebeple, cehennem yolunda yalancı bir çekicilik vardır. Nefisler, kendini ateşe atan pervane gibi, haramların çekim alanına kapılıp cehenneme zevkle sürüklenirler. Helalde, keyfe yeterli lezzet olsa bile, nefs-i emmareye, bu zevk kafi gelmez. Haramın menhus ve meş'um lezzetinin, zehirli bal hükmündeki süfli zevkinin peşine düşer.
Helalde, aslında insanın kalp ve ruhunu tatmin eden, vicdanını rahatlatan, insana Allah'a kul olmanın huzurunu yaşatan derin bir haz, geniş bir tad vardır. Ama haramlara kendini müptela hale getiren kimseler, helal dairedeki bu tatlı huzuru, doyumsuz tadı, acısız lezzeti asla bilemezler ve bulamazlar.
