Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.63
Gram Altın
2496.57
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Ekim 2012

Helal Lokmau2026.

Sağlıklı beslenme yada sağlıklı yaşam tarzı günümüz insanının miti haline getirildi. Öyle ki yazılı yada görüntülü basınımız da her dakika her saniye konu ile ilgili çok sayıda kaynak bulmak mümkün. Yediklerimizle alınan kaloriler ve alınan kalorileri nasıl harcamamız yada alt edeceğimiz en ince ayrıntılarına kadar biliniyor bir çoğumuz tarafındanu2026İnsanları doğru düşünme yeteneklerine rağmen ihtiyaçlarından daha fazla yemeye sevk eden şey nedir. Hepimiz için yabancı olmayan bir örnekle meseleyi daha iyi anlatabilirim sanırmu2026Uzun bir gün ve hala iş yerindesiniz. Kan şekeriniz düşünce beyniniz bir düşünceye saplanıyor: Nereden yemek alabilirim?Bir şeyler atıştırabilirim. Paranızı alıp hızla sokağa, gıda satan bir yere gidiyorsunuz. Ama bir kaç lokma alıyorsunuz bilinciniz birden yerine geliyor: Ben ne yaptim şaşkınlığı ile kendimizle yüzleşirizu2026

Bu çoğumuz için ortak bir senaryo. Açlık, her ne kadar geçici de olsa, iyi beslenmeye yönelik en iyi niyetlerimize galip gelebilecek güçlü bir durumdur. Aç olmadığımız zaman beyinde bilinçli davranışları kontrol eden serebrum ne yiyeceğimiz konusunda sağlıklı ve bilgiye dayanan kararlar vermemizde bize yardımcı olur. Ama midemiz guruldamaya başladığı zaman, çoğunlukla beynimizden gelen bütün olumlu tavsiyeleri susturur. Maalesef midemizi dinleyerek verdiğimiz akılsızca kararların sağlığımız üzerinde her gün daha da olumsuz etkileri olmaktadır.

Aşırı yeme ve obeziteyle ilgili araştırmaların son yıllarda artması sebepsiz değildir: aşırı kilo, kardiovasküler hastalıklar ve diyabet için en önemli risk faktörüdür.Son yıllarda adından sık bahsediklen metabolik sendrom beyin felci dejeneratif hastalıklar ve kanser de yediklerimizle içtiklerimizle bire bir ilintiliu2026

Diyet yapmış olan herkes eski alışkanlıkları terk etmenin ne kadar zor olduğunu bilir. Şişman insanları da bir tür bağımlı olarak mı görmemiz gerekir? Bu benzetme ilk bakışta abartılı gibi görünmektedir. Ne de olsa çok fazla yiyen bir insanda yemeye tolerans gelişmez ve şişman olup diyet yapan kimseler, kuşkusuz yemediklerinde korkunç fiziksel belirtiler yaşamazlar. Ama obezler gerçekten de bağımlılığın bazı ayırt edici niteliklerini göstermektedir; bu nitelikler arasında güçlü bir yemek yeme dürtüsü ve kontolrünü başka ihtiyaçları ihmal edecek kadar kaybetmek sayılabilir.

Görüldüğü gibi, uyuşturucu bağımlılığı ve aşırı yeme dürtüsünün nörobiyolojik bakımdan birbirine benzer yönleri yok değildir. Ne zaman şaşırtıcı ya da zevk verici bir şey yaşasak, orta beyinden uzanan sinir lifi demetleri görülmedik kadar çok miktarda dopamin maddesi salgılar. Örneğin aç bir aslan güzel bir parça et bulsa, hayvanın orta beyninde dopamin maddesi dolar. Aynı şekilde eroin kokain esrar ve amfetamin gibi uyuştutucu alan insanlarında orta beyninden bol miktarda dopamin maddesi salgılanıyor.Uyuşturucu kullanımından sonraki saatlerde yaşanan geçici mutluluğun biyolojik sebebi ve bağımlılığında geri dönülmezliğinin de aynı zamanda sebebi bu. Bu durum aynı zamanda başka organlarla birlikte yeme davranışını düzenleyen hipotalamusu da kontrol ediyor.. Hipotalamus ise haz duygu kızgınlık mutluluk gibi bizi biz yapan insanla şeytan arasındaki gelgitlerimizde önemli rolü olan bir organımız.

Kapitalist toplumların ortak paydası sınırsız sorgusuz tüketimdir..Sınırsız ve sorumsuz kazan ve kazandıklarınıda sonuna kadar tüket.Slogan buu2026Ülkemizde de maalesef bu gidişin sonu batı toplumlarından farklı değil gibi .Bizde Aynı akibete doğru hızlı yol almıyormuyuzu2026..Sorgulama yok nedenler niçinler yok.Aldığımız gıdaların helal mi haram mı olduğu meselesi ise maalesef pek önemsenmeyen üzerinde kafa yormadığımız bir durum.Halbuki yediklerimizden içtiklerimizden kazandıklarımızdan ve harcadıklarımızdan hesaba çekileceğimizi bize açık ve seçik olarak haber veren ilahi bir kitabımız var. Kurani kerim i de biliyoruz okuyoruz .Kurani kerimde bir çok ayette ve kıssada üzerinde hassasiyetle durulmasına rağmen bu umursamazlığımızı anlamak pek mümkün değil.

Geçtiğimiz günlerde isatanbul CNR de helal gıda fuarı vardı.Fuarda ki standlar geçen yıllara göre biraz daha dolu ve katılan firma sayısının fazlalığı da basınımızın gözünden kaçmadı..Özellikle Almanya Hollanda gibi Müslümanların sayıca çok olduğu ülkelerde helal sertrifikalı gıdalara ilginin artması ve ülkemizde de konunun öneminin daha iyi algılanmaya başlaması önümüzdeki yıllarda benzer fuarların çoğalacağını ve katılımının da dahada artacağı gerçeği ile karşılaşacağız ümidi içerisindeyim.

Fuarda seminerler ve konferanslarla hatta sinevizyon ve broşürlerle katılımcılara helel gıdanın önemi ve tüketiciler olarak dikkat edilmesi gerekenler hususlar ayrıntıları ile öne çıkarılmışu2026

Bir tıp doktoru ve hassas olmaya çalışan bir Müslüman tüketici olarak bu fuar benim ezberlerimi bozmama ve daha hassas olmam gerektiği ve dik durmam hususunda beni heyecanlandırdı.Ne yersen o olursun yada can boğazdan çıkar veya yedikleriniz ilaçlarınız olsun gibi özlü sözlerle anlatılmak istenen şeyde bu olsa gerek.

Boğazımızdan girenleri sansürleyip dizginlemedikten sonra hastalıklara karşı direncimiz sağlıklı olamaz.Huzur ve saadeti de bir türlü bulamayız.Ruh ve beden sağlığımız için aile içi huzur için eş ve çocuklarımızla mutlu huzurlu ve sağlıklı yaşamak istiyorsak lutfen boğazımızdan haram lokmanın geçmesine müsade etmeyelim.Dualarımızın kabulü iç huzur sağlıklı uyku muhabbetli yaşam hepsi ama hepsi yiyip içtiklerimizle yakından ilgili aman dikkatu2026. Sağlık ve mutluluk dileklerimle..