Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ekim 2014

Hekimoğlu İsmail

Bazı insanlar vardır, bir ideal uğruna yaşar. Bir gayeye yönelmiştir yüzleri. Hedefleri bir maksat içindir. O aşk içinde yanarlar. Yazarlar da öyle değil mi? Kimi şiirin labirentlerinde dolaşır, kimi romanın dünyasına kapılanmıştır. Bazı yazarlar da düşünce dehlizlerinde dolanır, durur.

Yazarımızın asıl adı Ömer Okçu. Fakat Hekimoğlu İsmail adıyla kitaplarını yazdı ve bu isimle tanındı. Önce 70'li yıllarda yayınlanan Minyeli Abdullah romanıyla okuyucuların gönüllerinde taht kurdu. Minyeli Abdullah sanırım yüze yaklaşan baskı sayısıyla denilebilir ki milletimizin ya okuduğu, ya duyduğu veya en azından filmini seyrettiği bir eser... Sonra Maznun geldi arkasından. Ve diğer düşünce ve deneme kitapları... Hekimoğlu İsmail bir inanç, bir mefkure adamı. Romanı, düşüncelerini duygu ve ideallerini yansıtabileceği bir araç olarak gördüğü için kullandı.

1986'da yazdığım bir yazıda onu Ahmet Midhat Efendi'ye benzetmiş ve Hekimoğlu'nun da 'hace-i evvel' gibi okumayan milletimize okuma sevgisi aşıladığını söylemiştim. Gerçekten Hekimoğlu, Ahmet Midhat, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi, Mehmet u00c2kif neslindendir ve bu halkanın son gerçek temsilcilerindendir. Onu edebiyatçılarımız arasında daha çok Mehmet u00c2kif'e benzetirler. Ben de bu yakıştırmayı çok doğru buluyorum. Millu00ee şairimiz gibi samimi, dürüst, inançlı ve azimlidir. 1980'li yıllarda Cağaloğlu'nda kurduğu yayınevinde kendisini ziyaret ettiğimde son derece mütevazı bir insanla karşılaşmıştım. Sade bir masada oturan mahviyetkar bir aydın ile samimi bir sohbete koyulmuştuk. Hekimoğlu'nun belki de insanları celbeden yönü bu. İnsanu00ee tarafı. O, milletinden kopuk, inancından uzak, değerlerine yabancı, maneviyata hor bakan bir aydın değil. Aksine hamalla da dostluk kuran, bakkal kasapla muhabbet eden, öğrencilerle sıcak bağlar tesis eden bir gönül adamıdır.

Romancımız, kendisiyle yaptığım bir görüşmede çocukluğunda edebiyata nasıl heves ettiğini şöyle anlatıyordu: "İşe çok küçük yaşlarda başlamışım. Erken uçan kuş, kedinin ağzına düşermiş. Yahut basamakları ikişer üçer atlayan, çabuk yorulurmuş. Artık ne derseniz deyiniz. Bendeniz biraz erken uçmuşum. Köroğlu, Karagöz gazetelerinden başladım. Hazret-i Ali'nin Cenkleri'yle tahsilimi tamamladım. Durun durun, daha bitmedi. Yerli romancıların hemen hepsini okudum. 'Çok okuma aklını oynatırsın' diyenlere bir bakıma hak verdim. Çünkü Türkiye şartları içinde yazar olmak, kalemiyle geçimini temin etmeye kalkışmak, delilikten başka bir şey olmasa gerek. Okumak bir dert..."

Dert olsa da Hekimoğlu okumayı ve yazmayı derman bellemiş o gün bugün. Ali Erkan Kavaklı ve Recep Şükrü Apuhan ile birlikte Derdimi Seviyorum seri kitaplarına imza attı. Çocukluğundan itibaren 'sigara parasını kitaba' yatırdı. Yazarımızın hatıralarla bezediği kitap sevgisini biraz daha teneffüs edelim mi, ne dersiniz: "O kadar çok okurdum ki okuma yazma bilmeyen annem, halime bakar 'İnşallah paşa olursun.' derdi. Allah'a şükür annemi de mahcup etmedim. Marko Paşa oldum. Görüyorsunuz her soruya cevap veriyorum. Efendim sadede gelirsek, bana yabancı yazarlar çok tesir etti. Yabancı yazarları okuyunca Kerime Nadir'ler, Esad Mahmut'lar gözümden silindi. Şimdi 18 yaşından 54 yaşına (Yazarımız şimdi 82 yaşında, Allah hayırlı, sağlıklı ve bereketli bir ömür nasip etsin) kadar durmadan okuyan, bir ömür boyu sigara paralarını kitaba veren insanın, kalkıp kitap ismi sayması azap olur. Kitaplar benim kuzularım, oyuncaklarım, hangisini hangisinden ayırayım?"

Gerçekten de Hekimoğlu, Marko Paşa gibi. Yazdıkları arasında edebiyattan iktisada, dinden ilim ve tekniğe kadar her konu var. Çalışmalarının bir bölümünü henüz kitaplaştıramamış. Son derece bereketli bir kalem sahibi. Minyeli Abdullah, Hekimoğlu'nun adeta evladı. Bir bakıma onunla özdeşmiş. Bazı okuyucuları onu Minyeli diye çağırıyor. "Minyeli Abdullah deyince yarama tuz bastınız." diyor ve ekliyor: "Halkımız Müslüman'dır. Her Müslüman az çok bir Minyeli Abdullah'tır. Mahpus olup olmaması önemli değil, her dindar çeşitli sebeplerle dindar olmanın ıstırabını çekmiştir. İşte bu bakımdan Minyeli Abdullah herkesin hayatından bir parça veya herkesin sevebileceği bir hayat tarzı olduğu için alaka görmüştür."

Hekimoğlu İsmail, uzun bir maratonun yorulmayan koşucusuu2026 Önden giden cesur bir atlıu2026 Yazılarıyla, romanları ve fikir kitaplarıyla, memleket sathında verdiği binlerce konferansla bir muallim, öncü ve münevveru2026 16 Ekim Perşembe günü Babıali Sohbetleri'nde, basın yayın hatıralarını anlatacak, tanıdığı gazetecilerle, yazarlarla, edebiyatçılarla, sanatçılarla ve yayıncılarla ilgili intibalarını dile getirecek. ESKADER'in düzenlediği sohbet toplantısı, saat 18.00'de başlayacak. Romancı yazar Ali Erkan Kavaklı'nın takdimini yapacağı bu toplantıya bütün okuyucularımı davet ediyorum.