Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2972.23
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ağustos 2017

Hekim haklarını konuşalım mı?

Her geçen gün daha bilinçli bir toplum olduğumuza şüphe yok(!) Daha çok televizyon izliyor daha fazla internette takılıp bireysel hak ve hukukumuza dair her bir gelişmeyi anında takip edebiliyoruz!

Sağolsunlar, şu kişisel gelişim uzmanları ve kimi psikologların hatrı sayılır katkılarıyla, milletçe kendimizi öncelemeyi, hayır demeyi, hakkımız için en şedid mücadelelere girişmeyi göze alır hale geldik.

Bu acayip duruma evrilmemiz mi daha acıklıdır yoksa "ben" merkezine oturttuğumuz dünyada bizi ıskalayan her unsura taarruz etme hakkını kendimizde bulmamız, bunu "birey" olmayı başarmamızla eş tutmamız mı bilemedim!

"Ne kadar saldırır ne kadar çok bağırırsan kendini o kadar kabul ettirirsin" önermesi ile birlikte öfke kontrolü gibi terapilerin öykündürülmesi de enteresan bir paradoks!

Kim bilir; evde mülayim, dışarıda saldırgan ve mücadeleci bir insan tipolojisinin mükemmel olarak sunumundaki hikmeti idrak edememiş olmam belki de benim kabahatim!

Öyle ya, yoksa insana dair bunca tahsil etmiş, sertifika devirmiş yığınla kişi, o kadar nefes tüketip sayısız kitaplar yazmazlardı değil mi?

Milletimiz de bunları baş tacı ediyor, söz konusu kitaplar-peynir ekmek gibi satıyorsa vardır bir sebebi hikmeti de biz henüz anlayamamış olmalıyız!

Aslında sözü biraz uzattığımın farkındayım da şu kişisel gelişim uzmanlarının toplumda oluşturdukları tahribat hayli zamandır içimi yaktığı için yeri gelmişken vurgulamak istedim.

İşte bu bağlamda kimileri için "hasta hakları" kişisel gelişim ve farkındalıklarının nirvanasına ulaştıklarını ispat için gerekli dayanağı sağlayan önemli bir öğeye dönüştü.

Sadece kendisini ve kendisine ait olanı -eş/çocuklar/ebeveyn vs- önceleten paradigmanın uygulayıcıları için hastaneler de birer somut mücadele ve rüştü ispat alanlarına dönüştü.

"Benim hakkım" ana desteğine dayanan bu tiplerin basit sebepler için hekim, hemşire darp ettiklerine sıkça tanıklık ediyoruz. (Doktor cinayetlerinden bahsetmek dahi istemiyorum.)

En olmaz sebeplerle doktor üzerine yürüyenler, sağlıkçı dövenler haber bültenlerinde artan oranda görülmeye başlandı.

Yanlış barkod verdiği, hastayla ilgilenmediği gibi sebeplerle boğazı sıkılan, kafasından darbe alan, fiziksel ve psikolojik travma yaşayan doktorların sayısı hızla artıyoru2026

Doktora şiddetin neden hızla tırmandığı üzerine sosyolojik okumalar yapmak mümkün.

Lakin hekime şiddete uygulanacak caydırıcı yaptırımlar üzerine somut adımlar atmak da en az bunun kadar önemli.

Her ne kadar hekim şiddeti dediğimizde fiziksel saldırı algılıyor olsak da kilitli doktor kapısını yumruklayan, doktorlarla ağır laf dalaşına girenleri gördüğümden konseptim biraz daha geniş!

Sahi; mülki idare amirinin, nöbetçi tek hekimi evine çağırıp dayatması olmayınca tehdit etmesi de doktora şiddet kapsamına girer mi?

Cevabı almak için kişisel gelişimcilere mi mikrofon uzatsak ekranların "kendin ol, kendin için yaşa" mesajını yayıcı sempatik konuklarına mı dersiniz?