Hediyeleşmek
“İnsanlar arasında sevgi ve dostluk nişanesi olarak veya muaşeret kaidesi uyarınca karşılıksız verilen nesne” anlamı taşıyan hediye Mecelle’de, “bir kimseye ikrâmen götürülen veya gönderilen mal” şeklinde tanımlanır. İnsanlar arasında sevgi, kardeşlik ve dostluk duygularını geliştiren hediye hemen hemen her toplumda görülür ve tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Karşılık beklemeden yapıldığı gibi sosyal bağ kurma, sosyal itibar ve onur kazanma amaçlı da verilebilir.
“Birbirinize iyi davranınız,
karşılıklı hediye veriniz ki birbirinizi sevesiniz” (Muvatta, Hüsnü’l
Huluk,16) buyuran Peygamber Efendimiz, hediyeleşmenin kural olarak insanlar
arasındaki sevgi ve dostluğu geliştirdiğini, kıskançlık, bencillik ve cimrilik
gibi kötü duyguları giderdiğini ve rızkın genişlemesine vesile olduğunu belirtmiş,
hediyeleşmeyi teşvik etmiş, kendisine sunulan hediyeleri temiz ve helâl olduğu
sürece kabul etmiş ve kendisi de hediyeleşmişti. Habeşistan Kralı Necaşi’nin
hediye gönderdiği ayakkabıyı kabul ederek giymesi, Veysel Karani’ye annesine
olan bağlılığına karşılık hırkasını hediye göndermesi onun bize en güzel
hediyeleşme örnekleridir. Hatta kabul ettiği bir hediyeyi bazen başkalarına
hediye etmiş, başkalarına hediye gelenlerden kendisine ikram edildiğinde kabul
etmiştir. Hiçbir hediyeyi küçük görmemiş, geri çevirmemiş ve hediye edene
teşekkür etmiştir. Hediyeleşmeyi teşvik ederken rüşvetçiliği ağır bir dille
kınamıştır.
Hediyeleşmenin güzel olduğu gibi,
hediyeye hediye ile mukabele etmenin de güzel bir davranış olduğu aşikârdır.
Çünkü bu hareket insanlar arasında dostluk ve sevgi bağını güçlendirdiği gibi
mutluluğu da artırır. Nişanlıların birbirlerine veya akraba ve dostların
nişanlılara verdikleri hediyeler sevgi ve saygıyı artırdığı gibi yeni
evlenenlerin maddi gücünü de artırmaktadır. Hediyeleşmek insanlar arasında,
beşeri ve sosyal ilişkilerde, sevgi ve dostluk ortamının kurulmasına vesile
olur. Hediyeleşmek ve hediyeleşmeyi teşvik etmek İslam toplumlarının
cömertliğini artırmakta, İslâm toplumlarında her dönemde ve toplumun her kesimi
arasında yaygın bir âdet olarak varlığını korumaktadır. Köklü bir gelenek
haline gelen hediyeleşmek zamanla zengin bir kültürel miras haline gelmiştir.
Hz. Peygamber’in söz ve davranışlarıyla teşvik
ettiği ve örnek olduğu hediyeleşmek, Müslümanların, hediye alıp vermenin
prensip itibariyle sünnet olduğu bilinciyle hareket etmesine vesile olmuş,
çeşitli mutlu olaylar vesilesiyle bu güzel gelenek geliştirilmiş ve
yaygınlaştırılarak zamanımızda ayrı bir önem kazanmıştır. Ancak insanları maddî
güç ve imkânlarının üstünde harcamaya zorlayarak onları sıkıntıya düşüren
hediyeleşme âdet ve geleneklerinin İslâmî anlayışla bağdaşmadığını da belirtmek
gerekir. Kişisel menfaat, gösteriş ve beklenti amacıyla hediyeleşmek, önemli
mevkilerde bulunanlara bir menfaat karşılığı hediye sunmak, bir kimsenin
yapması gereken bir vazife karşılığında hediye alması bir çeşit rüşvet
sayılmakta ve men edilmektedir.
Sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla
ve dostlarımızla zaman zaman hediyeleşmeli, onlarla bağlarımızı hediye
aracılığıyla güçlendirmeli, dualarını almalıyız. “Hediyeleşin, çünkü hediye
kalpten kini giderir” buyuran Peygamber Efendimizin sünneti sayılan
hediyeleşmeyi hayatımıza yansıttıkça Rabbimizin de rızasını kazanmış oluruz.
Allah’ım. Bize imanı hediye
ettiğin gibi rızana uygun ameller işlemeyi, eli açık cömertlerden olmayı, güzel
davranışlarda bulunup şuurlu olmayı da nasip eyle.