Hedefi şaşmayan silah
BOYKOT
“Aksa
Tufanı” ve sonrasında Siyonist, işgalci, terörist İsrail’in ölüm kusan
makinaları, boykotu yeniden gündemimize getirdi. Aslında boykotun hep
gündemimizde olması gerekir. Çünkü çoktandır manayı kaybeden haçlı Siyonist
ittifakının, yani batının ve batılın tek gücü meddedir. Konvansiyonel, nükleer,
kimyasal, biyolojik hatta ekonomik her tür silaha başvurur. O da yetmez
siyasal, sosyal her tür silahı kullanır. Şantaj yapar, tehdit eder, terör
örgütleri üretir. Bu örgütleri yıllarca stratejik ortak diye kandırdığı
devletlere karşı gizli aşikâr sopa olarak kullanır. vs. vs. Turuncu devrimler vb.
sinsi ve kalleş oyunları hatırlayınız…
Tabi
tüm bunlar da devasa sermayeler ve paralar gerektirmektedir. Batı onun da
yolunu bulmuş. Hem de en kolay bir yol. Bize karşı kullanacakları paraları,
yine bizden arakladıkları paralardan çıkarmaktadırlar. Bunu bazen IMF, dünya
bankası, merkez bankası yoluyla faiz adı altında bizi haraca bağlayarak yapar.
Bazen bir ülkeyi diğer bir ülkeye saldırtıp, sonra kurtarıcı pozisyonuna
girerek oranın petrolüne 39-49 yıllığına el koyarak elde eder.
Hele
bir de burger, cips, coca cola şeklinde sömürü yolu var ki, değme gitsin. Bu
işi yapan nice şirketlerden tek birinin cirosu, bazen tüm İslam ülkelerinin
bütçelerini aşmaktadır. Düşünebiliyor musunuz? Düşmanımız, suyun için boya,
glikoz, biraz da böcek kanından elde ettiği boya katarak renklendirdikleri;
gazlı, gazsız türlü içeceklerle, ceplerimizden milyar dolarlar aşırıyorlar.
Sonra bu paraları bizden edindikleri terör örgütlerine silahlarını satarak,
bize karşı kullanmaktadırlar.
Ama
artık mızrak çuvala sığmıyor. Düşmanın sinsi ve kalleş planları sırıtıyor.
Hollanda’sı, Almanya’sı, İsveç’i vs. si açıkça düşmanlık kusuyorlar. Bu batılı
devletlerin yaptıklarına karşı en etkin silah, boykottur. Boykot silahı hala
birçok insanımızın gücünü fark etmedikleri bir silahtır. Şu halde boykotu gündemde tutalım. Ve asla
“bir kişiyle ne olur ki” vb. bahanelerin arkasına sığınarak boykotu
gevşetmeyelim. Göreceksiniz. Boykot kısa zamanda düşmanı panikletecek, uzun
vadede de ise hizaya getirecektir.
Boykot silahı insanlık tarihi kadar
eskidir. Tarih boyu rakip veya düşman taraflar bir birlerine karşı boykotu bir
silah olarak kullanmışlardır.
Kâfirlerin boykotlarına örnekler
- Müşriklerin Mekke de Resûlullah (sav) ve Ashabı Kiram
(Rıdvanullahi aleyhim) a üç yıl boyunca uyguladıkları boykot. Şu Siyonist
kâfirler ve onların işbirlikçileri olan münafık liderlerin Gazze’ye iki
yıldır uyguladıkları genel boykot gibi. Aslında korsan terör devleti kurulalı
beri tüm Filistin’e aralıklı da olsa boykot devam ediyor. Silah ambargosu
ise hiç kalkmadı.
- ABD vs. batı ülkelerinin zaman zaman değişik İslam
ülkelerine uyguladıkları boykot… Özellikle silah ambargoları… Birinci
Körfez savaşından sonra Irak’a uygulanan ambargodan dolayı ilaç, gıda ve
mama bulamadığından dolayı ölen insan ve bebek sayısı yüz binlerle ifade
ediliyordu.
- Daha dün Kıbrıs savaşında ABD, parası ödenmiş olan uçak
filomuza ambargo koyup uçaklarımızı tutmadı mı? Elimizde hazır bulunan
diğer uçakların da tekerlek ve yedek parçalarına ambargo koydukları için
çoğu saf dışı kaldı.
- İsrail ve batının Gazze’ye uyguladıkları boykot. Sadece
silah değil her şeyi boykot; gıda maddeleri sağlık ürünleri ilaç… Nerede
olursa olsun her Yahudi firması kazancının en az % 10 nu İsrail’e
gönderiyor ama biz misilleme yapıp boykot uygulayamıyoruz yazık…
- Batının İslam ülkelerine uyguladıkları kotalar;
tekstil, gıda, demir çelik vs… bütün bunlar da apaçık birer boykottur.
- İngilizlerin 30 000 Hindistanlı kumaş ustasının
ellerini kesmesi de boykot kabilindendir. Böylece İngiliz devleti, işgal
ve sömürüsünde bulunan ve nüfusu dünyanın altıda biri olan Hindistan’a
kendi ülkesinin kumaşlarını satarak köşe olmuştur. Tabi bu oyun sadece
kumaşta değildi, sair tüm ihtiyaç maddeleri için de geçerliydi.
Ne gariptir ki, yıllar sonra İngilizlerin pes edip
Hindistan’ı terk etmelerinde en etkin silah yine boykot olmuştur. Mahatma
Gandi’nin İngiliz mallarını boykot etme çağrısına Hint halkının olumlu cevap
vermesi büyük Britanya imparatorluğunu dize getirmiş ve Hindistan
bağımsızlığına kavuşmuştu.
İslam ümmeti bu gün dünyanın nerdeyse
üçte birine tekabül ediyor. Yeterli bir bilinç ve ümmeti harekete geçirecek
yeterli bir ses olsa ne yapamaz ki? Onlar boykot ve ambargolarıyla
idarecilerimizi avuçlarının içine alıyor ve bize kök söktürüyorlar da biz
yapamaz mıyız? Hem de âlâsını yaparız Allah (cc) ın izniyle.
Sonuç olarak boykotun gücünü kavramak,
insanları bu konuda bilinçlendirip uyarmak ve hep beraber boykota devam etmek
zorundayız. “Kâfirler dahi birbirlerinin yardımcılarıdırlar. Eğer siz de bunu
yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne/karışıklık ve büyük bir bozulma olur.” (Enfal 8/73)
Filistin cephesinde pek değişen bir şey yok. Gazze hala açık hava
hapishanesi... Mısır zindanları yine Yusuflarla dolu… Suriye, Irak, Libya,
Afganistan, Arakan, Keşmir’de de yine değişen bir şey yok. Unutmayalım, boykot
silahıyla yapacağımız çok şeyler var. Devam edeceğiz inşallah. Subhaneke...
Bi-hamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç