Dolar (USD)
35.06
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2957.39
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Aralık 2019

Hedef ekonomiyi iyileştirmek

Türkiye’nin gündemi hızla değişiyor. Neredeyse her hafta farklı bir konuyu tartışıyoruz. Türkiye ile Libya arasında imzalanan iki ülkenin Akdeniz’deki sınırının çizilmesi anlaşması değil bir hafta, bir ay, belki de bir yıl üzerinde konuşulması gereken bir konu. Türkiye’ye mevcut yüzölçümünün yarısı kadar denizde alan kazandıran bu hamle, Doğu Akdeniz’i Türkiye’nin mavi vatanı haline getirdi.

Mavi vatandaki doğal kaynakların değerlendirilmesi ise Türkiye’nin geleceğini değiştirecek. Bir anda Türkiye’yi dünyanın en güçlü, zengin ve müreffeh ülkeleri arasına katacak bir başlangıç olacak. Libya ile bir de askeri işbirliği anlaşması yapılması, Libya karasuları dâhil mavi vatanın güvenliğini Türkiye’nin sağlayacağı anlamına geliyor.

Libya ile anlaşmanın ardından NATO zirvesi gündemimizdeydi. Burada da Avrupa’nın tek başına kendi güvenliğini sağlayamayacağı açık bir şekilde ortaya çıktı. Barış Pınarı Harekâtı’na neredeyse tüm Avrupa ülkeleri karşı çıkmıştı. Türkiye, NATO’nun Baltıklar ve Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı savunma planını bloke edince afalladılar. NATO savunmayacaktı da kim savunacaktı Avrupa’yı? 70. yıl toplantısına girmeden Türkiye’ye karşı esip savuran liderler, toplantıdan sonra sup pus olup gerçekleri görmüşlerdi.

Türkiye şu anda dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip. Ancak son yıllardaki atılımla askeri güç açısından dünyanın en güçlü beş ülkesinden biri durumuna geldi. İHA ve SİHA alanında ise ABD’den sonra ikinci sıraya yerleşti.

Türk ordusu, NATO içinde ikinci büyük ordu ama dikkatten kaçmaması gereken sıralama ise Avrupa’nın birinci ordusu. Ne Almanya, ne Fransa, ne İtalya, Türk ordusu ile aşık atacak durumda değil. Türkiye’nin ha deyince sahaya süreceği yüz binin üzerinde savaş ve çatışma deneyimi olan yetişmiş profesyonel askeri var. Avrupa’nın tüm aktif askeri varlığını toplasanız bu sayıya ulaşmıyor.

Türkiye aynı zamanda, Suriye ve Asya’dan Avrupa’ya akan göçü durduran ülke konumundadır. Güçlü bir ekonominiz ve caydırıcı silahlı gücünüz olmadan bunu yapmanız mümkün değildir. Avrupa’ya uyuşturucu akışını engelleyen ülke de Türkiye’dir. Türkiye kapıyı çok değil, azıcık aralayacak olsa Avrupa ülkeleri bunun altından kalkamaz.

İçinde bulunduğumuz haftaya ekonomi alanındaki gelişmeler damgasını vurdu. Piyasaları normalleştirme yönündeki ilk adım faizdeki indirimdi. Bakan Berat Albayrak, yeni bir hedef koyarak 2020’ye girmeden faizi tek haneli rakamlara düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.

Faiz indirimi enflasyon rakamlarını düşürmenin ötesinde hayat pahalılığının azaltılması, ekonominin normalleşmesi yönünde önemli bir adım oldu. Bu aşamadan sonra üreticiler ürünlerine zam yapmak yerine artık indirime gitmelidirler.

İkinci ve önemli bir hamle de dar gelirli vatandaşlara 100 bin konut müjdesiydi. AK Parti’nin ilk yıllarında yaptığı ancak sonra unuttuğu sosyal konut projesinin en güzel tarafı, her yıl tekrarlanacak olması.

Sadece ekonomide değil birçok alanda öneli çalışmalar yapılıyor. Mesela TRT’nin Çocuk kanalı, geçen hafta İstanbul’da uluslararası bir konferans düzenledi. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından çocuk yayıncılığı konusunda uzman profesyoneller katılarak tecrübelerini paylaştı. Çocuklara yönelik yayınlarda nasıl bir değişime ve dönüşüme gidildiği tüm yönleri ile konuşuldu, tartışıldı. Sevindirici olan, konferansı izleyenlerin genç beyinler olmasıydı. Çocuk eğitimi ve yayıncılığı alanda üniversitelerde eğitim alan öğrenciler ve hocaları konuşmacıları pür dikkat dinlediler.

Piyasaları asıl rahatlatacak asıl önemli hamle ise Kanal İstanbul’un temelinin atılması olacaktır. Kanal İstanbul’a başlanması, inşaat sektörünü rahatlatmanın ötesinde çarpan etkisi ile ekonominin iyileşmesinde motor vazifesi görecek, Türkiye’ye güveni artıracak, yeni yatırımların yolunu açacaktır.