Hedef belli
Suriye’nin durumu, başımızı ağrıtmaya devam ediyor. Tıpkı ABD’nin “demokrasi ve özgürlük” götürdüğü, Irak’ta olduğu gibi… Gerçi Devletimizin gerçekleştirdiği harekâtlarla, büyük bir yıkıma uğradıkları açık... Lakin yine de Irak’ın kuzey bölümünü, Suriye’de oluşturacakları terör koridoruyla, BİRLEŞTİRME PLANLARINI devam ettirmek istedikleri net. Hal böyle olunca Devletimizden, güvenliği adına müdahale sinyali gelmesi doğal karşılanmalı. Ama birbirleriyle KAVGA EDERMİŞ GİBİ davranan Rejim, ABD, İran ve Rusya’nın, Türkiye’nin müdahalesine karşı çıkma noktasında AYNI YERDE DURMALARI oldukça çarpıcı. Tabi Golan Bölgesini ilhak edip, Şam’ı gün aşırı vuran İsrail’e, üç maymunu oynamalarını da buraya eklemek mümkün. O sebeple Siyonistlerin Suriye, Irak ve Türkiye’nin BİR BÖLÜMÜNÜ içine alan ARZI MEVUT hayali mevcutken, bu ülkelerin ortak bir tavır sergilemesi, aklımıza deli sorular getirmiyor değil. Tamam, “Irak ve Suriye’yi anladık ta, Türkiye’den nasıl toprak koparabilirler” derseniz... Şayet dibimizde terör koridoruna izin verir, içeri de de beraberliğimizi kaybeder ve terörle mücadeleyi yavaşlatırsak, derin bir İSTİHBARAT ÇALIŞMASIYLA doğu bölgelerini kışkırtmaları İHTİMALLER arasında. Sonrasında ise “ÖZ YÖNETİM” safsatası ve olası koridorla birleşme taleplerinin masaya getirilmesi, bu doğrultuda da Batı’dan destek almalarına şaşırmamak gerekir.
Elbette bu oyunu evvela Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere, hep birlikte omuz omuza vererek bozduk bu güne kadar. Yine bozacağımızdan da, en ufak bir şüphemiz bulunmuyor. Fakat denemeyi bırakmayacakları, ayan beyan ortada… İlk hedeflerinin ise bu iradeyi gösteren, SN. ERDOĞAN olduğunu çocuklar dahi biliyor. O nedenle algılarla huzursuzluk çıkartarak, Sn. Cumhurbaşkanımıza gösterilen teveccühü bir şekilde BUDAMAK İSTEDİKLERİNİ söylemek hiçte ütopik sayılmaz. Milyonlarca mülteci içerisinde, kriminal suç işleyen BİR KAÇININ, BÜYÜTEÇLE SERVİS EDİLMESİ bu demek değil mi zaten. Fahiş gıda fiyatları, artan kira ücretleri, fırlayan enerji maliyetleri vb… hadiseleri de, aynı amaçla kullandıkları aşikâr. Hem de dünyadaki ünlü ekonomistlerin; Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının, HER ÜLKEDE enerji maliyetlerini arttırdığını ilan etmelerine rağmen. Artan kira ücretlerinin, SADECE TÜRKİYE’DE DEĞİL tüm dünyada yaşandığı, hatta Hollanda’nın bu meselede yasa çıkartmak zorunda kalması da cabası… Gıda fiyatlarını arttırmak adına, birilerinin çöpe döktüğü sebzelerin OPERASYONEL tarafı ise fazla söze hacet bırakmayan cinsten seyrediyor.
Hülasa üzümü yemekten ziyade, bağcıyı döğme peşinde koşuyor bazı kesimler. Bunu da iyilik ve doğruluk ambalajında, Millete kabul ettirmeye çabalıyorlar maalesef. Şu suralar ne idüğü belirsiz sosyal medya hesaplarından, “SEÇİM GÜVENLİĞİ” ile ilgili mesnetsiz sallamalarını da bu minvalde değerlendirebiliriz. Kaldı ki “İktidar 2023 de seçimi kaybederse, koltuklarından kalkmayabilirler” iddiasıyla, akla BAŞKA şeyleri getirdiklerini kim inkâr edebilir ki? O yüzden BAE’deki malum kişinin bunu kastederek; “sonu her ne olursa olsun, hakkınızı alana kadar evinize asla girmeyin” biçiminde twetler atmasını, öylece geçiştiremeyiz. Çünkü tersi bir durum düşünüldüğünde, BU SEFER “SANDIK USULSÜZLÜĞÜ” SAFHASINI SAHAYA SÜRMELERİ ve bunun da sokakları çağrıştırması kuvvetle muhtemel görülüyor. Bu üslup ” bir ön alma çabası” mıdır yahut “kişi karşısındakini kendi gibi bilir” sözünün tezahürü mü” bilmiyoruz elbette. Ancak aynı çevrelerin; “önceleri Kandili yıkacağını söyleyip, şimdilerde terörle mücadele yasasını değiştireceklerini” vaat edenler karşısında, tek kelime etmemesini takdirlerinize bırakıyorum. Anlayacağınız yüreği, aklı ve zihni kirlilerin evlerimize, şehirlerimize ve sokaklarımıza yaydığı hastalıklara, teyakkuzda olmakta fayda vardır. Yoksa yüz yılda bir gelen, “BÜYÜK TÜRKİYE” fırsatını yitirmek işten bile olmayacaktır. Ne diyelim! ALLAH FIRSAT VERMESİN… Âmin…