Hece'den 'Özel' bir vefa sayısı
Hece dergisi 27 yıllık yolculuğu esnasında adımladığı her mesafeye inciler saçarak yoluna devam ediyor. Edebiyatımızın en önemli dergilerinden birisi olan Hece, bu güne kadar 47 özel sayı çıkardı ki bu sayıların bazılar iki ciltlik hacme sahiptir. Edebiyata gönül vermiş ehli kalemin mutlaka kütüphanelerinin başköşesinde yer alan bu müstesna çalışmalar kimi zaman yaşayan kimi zaman da ahirete irtihal etmiş üstatlarımız için birer vefa sertifikası gibidir. Bu özel sayılar bazen dünya edebiyatına değer katmış, dünyanın her tarafında kendini kabul ettirmiş ustalar için de yapıldı. Bunun yanında edebiyat ve kültür dünyamızı soluklayan kavramlar için de…
Hece, bugüne kadar 325 kez okuru ile buluşan uzun soluklu kült bir dergi.
Her sayısı heyecanla beklenen, her sayfası hatta her satırı atlanmadan okunacak
nitelikte kıymetli yazarların elinden çıkan kaliteli yazıların mecmuu
hüviyetini de koruyan bir dergi. Tabi bir de Hece Öykü var ki o da 120 sayıya
ulaştığı gibi emin adımlarla öykü ve hikâye dünyamızın güzelliklerini
hecelemeye devam ediyor. Emek verenlere selam olsun.
Hece’nin 2024 yılında çıkan son sayısında yine edebiyat semamızın en
müstesna kevkeplerinden bir üstadımızı, İsmet Özel’i konu edindi. İsmet Özel’in
adına, sanatına, şiirine, fikri mücadelesine yakışır bir eser ortaya çıktı.
Dergi yaklaşık 150 yazar ve bir o kadar da konu başlığı içeriyor. İki cilt
halinde yayınlanan ve 1400 sayfayı havi bu çalışma Özel’in biyografisi, şiiri,
düşüncesi ve kitabiyatı yanında onun hakkında yapılan soruşturmaları ve bir de
kaynakçayı içeriyor.
Bu önemli sayının editörlüğünü ise edebiyat dünyamızın önemli
isimlerinden Faruk Uysal, Prof. Dr. İbrahim Tüzel ve Osman Özbahçe üstlenmiş.
Editörlerimizin kaleme aldığı sunuş yazısı, aslında bir nevi bu çalışmanın
özeti hatta manifestosu konumunda…
Bu yazıda geçen “İsmet Özel’in yazarlığı İslam için mücadeleden
ibarettir.” cümlesi bence İsmet Özel’i özetleyen harika bir cümle. Bu cümle
beni o kadar etkiledi ki anlatabilmekten acizim. Ne mutlu ömrünü, kalemini,
şiirini, kelamını İslam’a hasredenlere…
İsmet Özel ismi ile üniversite yıllarımda tanışmıştım. O yıllarda çıkan
Cuma dergisinde yazıları yayınlanıyordu. O dönemin gençliği onun Cuma
Mektupları’nı mutlaka okumuştur. Şiirleri dillerdeydi. Bir neslin İslami
hassasiyetlerle şuurlanmasında onun da çok büyük emek ve katkıları vardır. Bu
sebeple ona bir gönül borcumuz vardır. Bu kâinatta yerini, yönünü ve
yörüngesini arayan gençlere ışık tutan, ona yol gösteren, yordam öğreten bir
hâceydi İsmet Özel bizim için. Bu durumu editörlerimizin de sunuş
yazısında şöyle izah etmişler:
“Özel,
şiirinde de düşünce yazılarında da “evrende yerini arayan insan” mottosuyla
hareket etmiş, hakikat doğrultusu kurmuş, ömrünü bu doğrultuya hasretmiştir.
Onu 1974 yılında Diriliş dergisinde yayımladığı Amentü’ye getiren süreç
şiirinin ve düşüncesinin ayırt edici vasfı niteliğindedir. 1950’li yıllarda
başlayan yeni şiirin en etkili verimlerinden biri olarak şiire başlayan Özel’i
kendi şiiri, kendi üslubuna taşıyan öz bu niteliktir.’’
Yine editörlerimizin de belirttiği gibi İsmet Özel yazarlık hayatı
boyunca “Asıl Cesaret” neyi
gerektiriyorsa onu yazmış, “Zor Zamanda Konuşmak” neyi icap ediyorsa onu
söylemiştir. Onun bu yönü, “nasıl dava adamı, fikir adamı ve Müslüman
olunur?” sorularının canlı cevabı gibidir. Ondan öğreneceğimiz daha çok şey
vardır.
Bu eserin vücuda gelmesinde katkıda bulunan değerli yazarlarımıza,
hocalarımıza da ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İçindekiler kısmına hızlıca bir
göz attığımda; Hasan Aycın, Osman Özbahçe, Mehmet Solak, Faruk Uysal, Ali
Ayçil, Hüseyin Akın, A. Ali Ural, İbrahim Demirci, Selçuk Küpçük, İsmail
Süphandağlı, Mustafa Kurt, Şaban Sağlık, Necip Tosun, Mustafa Çiftçi, Nureddin
Durman, Asım Öz, Muhammed Hüküm, Mehmet Evkuran, Kamil Yeşil, Yunus Emre
Altuntaş, Şafak Çelik, Ahmet Edip Başaran, Ali Sali, Mustafa Uçurum, İbrahim
Tüzer, Kemal S. Sayar, Nuray Alper ve Ertan Yıldırım gibi tanıdık isimlerle
karşılaşıyorum.
Bu çalışmada bendenize de bir yazı ile katkıda bulunma bahtiyarlığını
yaşatan kıymetli editörlerimize ve özellikle Faruk Uysal hocama teşekkürü bir
borç bilirim.
Bu önemli eser gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Bize ve
edebiyatımıza böylesine önemli bir eser kazandıran Hece Dergisi sahibi Ömer
Faruk Ergezen’e, yayın kuruluna ve eseri hazırlayan editörlerimize bir kez daha
teşekkür ediyorum.
Değerli üstadımız İsmet Özel’e de sağlıklı nice uzun yıllar yaşamasını ve
bizlere daha nice eserler vermesini diliyorum.