HDP'ye bir ders verin!
HDP'ye gönül veren ey Kürt kardeşim; bu yazı senin için kaleme alındı. Lütfen bir beş dakikanı ayır ve oku. Sonunda haksız olduğumu düşünürsen takdir senin. Yazının karar cümlesi ise şu; bu seçimde HDP'ye bir ders verilmeli!
Bu fakir, daha Mehmet Ağar, "Düz ovada siyaset" söylemini dile getirmeden, Milli Gençlik Vakfı ve Refah Partisi gençlik kollarında bu söylemi savunan ve Kürtlerin partilerinin Meclis'te olması gerektiğini düşünen birisidir. Ama bugün HDP'ye bir ders verilmesi gerektiğini ve bir dönemlik de olsa Meclis dışında kalması gerektiğini düşünüyorum.
Neden mi?
HDP'ye bir ders verilmesi gerektiğini dile getirirken, Refah Partisi ile HDP'yi karşılaştırmak meselenin daha sarih bir şekilde anlaşılması için oldukça önemli. Refah Partisi hepimizin bildiği gibi 90'lı yılların başında yıldızı parlayan bir parti idi. Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1994 seçimleri ve 28 Şubat süreciyle alaşağı edilen Refahyol hükümetinin kurulmasına zemin hazırlayan 1995 seçimleri öncesinde Refah Partisi'ne karşı takınılan tavrı bir düşünün
Refah Partisi, bugünlerde "üst akıl" olarak sembolleştirilen "emperyalist güçlere" meydan okuyarak yükseldi. Varoşların ve ezilmişlerin haklarını savundu, parti çalışmalarını da buralarda yoğunlaştırarak İstanbul'u kazandı, iktidara geldi. İşte o Refah Partisi'nin yükselişini engellemek için Aydın Doğan medyası başta olmak üzere bütün "eski Türkiye sevdalıları" canhıraş bir şekilde çalışıyordu. "Merkez medya" Refah Partisi'ne haberlerinde yer vermiyor, hatta yaptığı haberlerde de iktidara gelirlerse "bunlar sizi kesecek" korkusu oluşturuyordu. Fetullah Gülen ise RP Lideri Rahmetli Erbakan Hoca için "O şahsı bir türlü sevemedim!" diyor ve sevenlerini başka partilere yönlendiriyordu.
Ancak bütün bu tezvirat ve karşı kampanyalara rağmen Refah Partisi yükseldi ve koalisyonla da olsa iktidara geldi. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesine kadar HDP'ye bakış açısı da böyle değil miydi? Bir anlık, HDP'nin dağ ve dağ merkezli dış bağlantılarının olmadığını düşünelim. Yani taban olarak ele aldığımızda Refah Partisi'ne gösterilen şaşı bakışla, bakılmıyor muydu size?
10 Ağustos'la birlikte bu bakış açısı ve söylem tamamen değişti. 7 Haziran seçimleri öncesinde ise HDP, "Yeni Türkiye karşıtlığı" ve "Erdoğan düşmanlığı"nın en önemli cephesi haline getirildi. 90'lı yıllarda Refah Partisi'nin yükselişinin karşısında olanların hepsi bugün HDP'nin yanında yer alıyor. Doğan Medyası sizinle, "üst akıl" sizinle, 'Cihangir' sizinle, "Paralel çete" sizinle, uluslararası medya sizinleu2026
En önemlisi de daha dün KCK Operasyonu diyerek partinizin mahalle toplantılarına bile katılanları birer birer toplayan yapı, bugün sizinle kol kola hareket ediyor. HDP bu haliyle "ezilen Kürtler'in partisi mi olur, yoksa 'üst akıl'ın oyuncağı mı?" TAKDİR SİZİN!
Partinize bir ders verin. Çünkü HDP Gazi Mahallesi'nden, Diyarbakır'dan, Hakkari'den, Van'dan Ağrı'dan değil, Cihangir'den yükselişe geçti. Daha doğrusu böyle bir hava oluşturuluyor.
Ve son bir soru: Sizce APO, HDP'nin bu yapısıyla Meclis'e girmesini istiyor mu? İstiyorsa neden HDP lehine bir çıkış yapmıyor?
Saygılarımlau2026