HDP'li vekilin iğrençliği
28 Şubat sürecinde hepimiz ağır travmalar yaşadık. İslami hassasiyetinden hareketle darbecilerin ve onları destekleyen CHP zihniyeti aleyhine bir tek laf edenlerin başına olmadık şeyler geliyordu. Öyle ki gencecik kızlar hatta 16 yaşından küçük kız çocukları sırf İHL öğrencisidir diye akıl almaz zulümlere maruz kaldılar.
Kendi
kızlarımızdan biliriz, 14-15 yaşlarında İmam Hatip Ortaokulu ve İHL öğrencisi
oldukları için yerlerde az sürüklenmediler. Binlerce kız öğrenci ÖSYM
sınavlarına sadece başları örtülü diye alınmadı. Hepimiz bu hukuksuzluğa itiraz
etmiştik lakin Malatya’dan başka sesler geliyordu. Bilhassa o günlerde hepimizi
derinden yaralayan Hüda Kaya ve çocuklarının idamla yargılanmaları kabul
edilemezdi.
28 Şubat
sürecinde Malatya’dan bazı arkadaşlarla Hüda Kaya’yı ve ailesinin başına
gelenleri konuşuyordum. Bu arkadaşların Hüda Kaya’nın yaptıkları için “provokasyon
ve PR çalışması” demelerini esefle karşılamıştım. Bu arkadaşlarla
defalarca bu konuyu konuştuk, her seferinde kanaatlerinde ısrarcı olduklarını
gördüm.
2000’li
yıllara merhaba dememize az kala konuştuğumuz Malatyalı dostlar, “Hüda Kaya
amacına ulaşmak için CHP’li de olur, İran’cı da, MHP’li de, zaten bütün bu
ideolojilerle bir şekilde ilişkisi olan biridir” dediydiler de inanmak
istememiştim. Sonra Hüda Kaya HDP’ye paraşütle iniş yaptı.
Kimsenin
düşüncesine engel olacak halimiz yok hatta sabah dini söylem, öğlene doğru
seküler, akşam da karışık ve değişik söylemlerde bulunabilir insan. Ancak böyle
insanlar hakkında bizim de söyleyecek sözümüz olmalı ve biz de şimdi bunu
yapmaktayız.
Bu yazımızda
Hüda Kaya’nın PKK güzellemesi, FETÖ methiyeleri, LGBT savunuculuğu yapması konularına
değinmeyeceğiz. Bu yazımızda TBMM üyesi olmuş yaşlı sayılabilecek bir kadın
vekilin nasıl böyle iğrençleştiğini soracağız. Cevabını bilen varsa hayrına da
olsa söylese memnun oluruz.
İnsanoğludur;
bazen hastalanır, kaza geçirebilir, işleri bozulabilir. Bu kadarla kalsa iyi;
Kimileri
şerefi, haysiyeti, namusuyla imtihan geçirir,
Kimisi de diniyle,
imanıyla, sıdkıyla. Ta ki aramızda halis duygular taşıyan, samimi niyeti ve bir
hayatı olanlar ortaya çıksın.
Hastalanır
dedik insanoğlu. Hastalanması ayıp değil, günah değil, suç değil. Kimileri
sevmedikleri için hastalanan insanın hastalanması ile sevinebilir hatta
ölmesini isteyebilir. Tabi ki hastalandığını duyuran insana aşağılık dil
kullanarak ölmesini istemek de aşağılıkların hakkıdır.
Gelelim
sadede,
60 yaşına
gelmiş, çarpık da olsa dini bilgi sahibi olmuş, yetmemiş TBMM üyesi olmuş ve
üstelik anne olmuş Hüda Kaya, Türkiye Cumhurbaşkanı hastalanınca 8 milyar
insana açık bir platformda cahil aşağılıklar gibi “Dilerim Geçmiş Olmasın”
diyor.
Günlerdir
tanıdığım PKK sempatizanı insanlar bile bu sözü duyunca, “Çok aşağılık bir söz”
dediler.
PKK’nın dili
böyle değildi. 30 yıl boyunca bebek, yaşlı, kadın demeden öldüren PKK dil
olarak küfürbaz, çirkin sözlü değildi. PKK canice insan öldürürdü ama namusa
iftira atmazdı. PKK FETÖ ile kanka olduktan sonra dili de FETÖ’cülerle aynı minvalde
bozuldu. HDP’lilerin son yıllarda manevi değerlerimize ters söylemleri olsa da hiçbiri
Hüda Kaya gibi iğrençleşmedi. Üç gündür onlarca HDP’li ile konuşuyorum. Hüda
Kaya’nın adı geçince “O provokatörü nereden getirdiler? Bu nasıl insan,
nasıl kadın, nasıl anne? Bizde böyle bir dil olmaz… ” diye söyleniyorlar.
Hakikaten bu
dil HDP’lilerin dili değil. Hüda Kaya bu dili tercih etmişse üzerindeki
karanlık perdesini biraz daha aralamış olmalıdır.
Söyletene
bak, dedikleri bu olsa gerek.