Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2426.08
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Ocak 2021

HDP ve Diyarbakır anneleri

Partiler, ortak düşünce ve amaçlar ile bir araya gelen insanların oluşturduğu siyasi örgütlerdir. Bu ortak amaçlar kiminde ideoloji, inanç, yönetim biçimi, ekseninde şekillenirken kiminde de etnik kimliğe dayanır...

Bununla birlikte biraz ondan biraz bundan olanlar da olabilir…

Ülkemizde etnik kimlik özelinde siyaset yapan partilerden biride Halkların Demokrasi Partisidir (HDP). Bu partinin temsil ettiği siyasi çizgi doksanlı yıllardan itibaren sırasıyla HEP, ÖZEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, DBP gibi farklı isimler altında siyaset sahnesinde varlığını devam ettire gelmektedir.

Kürtlere ümit olmak hedefiyle, etnik kimlik temelli olarak ortaya çıkan bu siyasi çizgi, her ne kadar Türkiye partisi olduğunu iddia etse de pek inandırıcı bulunmuyor.

Son dönemlerde geldiği noktada Erdoğan karşıtlarının, İslam düşmanlarının ve LGBT derneklerinin ümidi olmuş durumda.

Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı şehirlerde destek gören tek parti olamamaları ve birçok şehirde Ak Parti’nin kendilerine rakip olması her geçen gün daha da hırçınlaştırıyor bu çizgide siyaset yapanları.

Peki ya Kürtler umurlarında mı derseniz tabi ki hayır... Şayet tersi olsa kazdıkları hendeklere o gencecik fidanları atarlar mıydı? Binlerce Kürt gencinin gömülmesini adeta timsah gözyaşları ile izlemediler mi?

Esasında iki çukur kazarak bir kazanım elde etmeyeceklerini onlar da çok iyi biliyorlardı. Bekledikleri şey gözyaşı döken ve yüreği yanan her ailenin artık onlar için sarsılmaz bir destekçi olmasıydı.

Velhasıl-ı kelam ilgi alanlarındaki kitle PKK’ya sempati besleyen ve bu yolda bedel ödeyen Kürtler oldu. Bedel ödeyen bağımlı olur, bedel alan zalimleşir kaidesinin vücut bulmuş hali bir zihniyet adeta karşımızdaki.

Güneydoğu da yaşayanların malumudur, HDP’de milletvekili, belediye başkanı veya benzeri pozisyonlarda görev yapmanın şartlarından birisi aileden veya yakın akrabalardan en az bir kişinin PKK kadrosunda aktif görevde olması veya bu uğurda ölmüş olmasıdır.

Bedel ödeme şartını sağlamayan ama HDP çatısı altında milletvekili olmuş Türk solcuları da, kendilerine verilmiş bu makamın bedelini farklı şekillerde ödemek zorunda kalırlar.

Bugünlerde Diyarbakır analarına yaptığı zafer işareti ile gündemde olan Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu da bu gruptan bir akademisyen. Özgeçmişine baktığımızda Boğaziçi Üniversitesine rektör olsa hiçbir protesto ile karşılaşmayacak derecede elit bir beyaz Türk. Geçtiğimiz seçimlerde HDP’nin beyaz Türk solcusu ve Erdoğan karşıtı kontenjanından İstanbul milletvekili olmuş.

Beş yıl önce katıldığı bir televizyon programında Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına karşı en etkin hareketin, tüm CHP ve HDP milletvekillerinin istifa ederek sine-i millete dönmesi olacağını ifade eden bu saygın profesörümüz, koltuk sahibi olunca sine-i milleti falan unutmuş gözüküyor. Sine-i HDP’den çıkamaz hale gelmiş.

Hatta öyle ki yıllarca cumartesi annelerini siyasetlerine malzeme eden bu kişiler, bir buçuk yıldır her gün artan katılımla destansı bir direniş sergileyen Diyarbakır annelerinin önünden geçerken zafer işareti yapacak kadar zalimleşebiliyorlar.

Be hey vicdansız…

Yıllardır halkından oy alarak seçilen Erdoğan’a karşı sine-i millete dönmekten bahsediyorsun da, hayatta en büyük acı olan evlat acısını her gün bir kez daha yaşayan annelerin dertlerini dinlemek, çare olmaya çalışmak neden aklına gelmiyor. Onca yüreği yanık ananın önünden geçerken sızlamayan vicdanına karşı mı zafer işareti yapıyorsun?

Diyarbakır analarından ödleri patlıyor...

Yıllardır oluşturdukları korku duvarları çatlıyor diye ne yapacaklarını bilmiyorlar gördüklerinde. Her geçen gün daha da hırçınlaşmalarının sebebi bu...

İlk çıktıkları gün dedikleri gibi Kürtlerin partisi olsalardı, binalarının önünde toplanan anaları bir gün olsun dinlemeye kalkarlardı. Ama onlar PKK’nın partisi olmayı tercih ettiler.

Korkunuz boşuna, Kürt gençlerini öğüten düzeniniz başınıza yıkılacak. Türküyle, Kürdüyle bu coğrafya ayağa kalkacak, siz de o parmaklarınızı kırıp yerinizde oturacaksınız…